Ömer Erdem'in yeni şiir kitabı Güneş Kalır Bir Başına'yı okuduğumda ilk aklıma gelen kelime "duyuş" oldu. Evet bir duyuş şairidir Ömer Erdem. 90 kuşağının en üretken şairlerinden birisidir aynı zamanda, sanırım 11 şiir kitabı neşretti. Bu anlamda şiirden vazgeçmedi Erdem. Hatta kendi şiirini ayrı, apayrı kanallara bölüp açtı, debisini genişletti bir şekilde. Dönüp baktığımda aklımda kalan ilk kitabının Dünyaya Sarkıtılan İpler olduğunu fark ediyorum. Ayrıca zihnimde Yarım Ağaçlar da unutulmazlar arasında kalmış. İsmi de kendisi de güzel, iyi, sıkı şiir kitaplarıdır bunlar.
Güneş Kalır Bir Başına
, Ömer Erdem'in duyuş meselesine daha da kafa yorduğu bir kitap olmuş. En son İstanbul için yazdığı şiirlerdeki o uzun söyleyiş imkânlarının burada da kullanıldığını gördüm. Her şeyden önce bir şiir okuru olarak beni fazlasıyla memnun etti. Şiir okumak, aynı zamanda şairin yazma eylemine de katılabileceğiniz benzersiz bir okuma deneyimidir. Takip ettiğiniz şairin/şairlerin dil ile olan münasebetlerini; kavgalarını, uzlaşmalarını çok çok yakından takip edebilirsiniz.
Diğer okumalardan ayrılır şiir okuma sevgisi. Okur için bir ortaklık önerir hep. Ben de Ömer Erdem şiirini iyi kötü takip ettiğim için, her şeyden önce bir okur olarak bu dil sevgisinin nerelerden başlayıp nerelere geldiğini gözlemleyebiliyorum. Güneş Kalır Bir Başına
...
Yani her şey geçicidir, yalnız güneş kalır bir başına mı demek istiyor şair. Bir parıltı, bir ışıltı, bir sıcaklık mı arıyor acaba. Mesela kitabın ilk şiirinin son iki dizesi: "bir soyulmamış portakal gibi/yuvarlanıp dursun aramızda zaman." Yahut Bir Lokma Çay şiirinde: "ölüm acemi garsondur ekim ayında" dizesi. Bir de şu: "rahat yeri buldu diyorlarmış benim için." Şu dizeleri de ayrı sevdim: "bil isterim yine de/hiç gitmedim/ hiç varılmamış bir yere senden öte ben."
Günümüz şairi neredeyse dizeden vazgeçse de Erdem bu konudaki tutumluluğunu da koruyor. Elbette tam anlamıyla dizeci bir şair değil.
KÜÇÜK PORTRELER ÇİZER
Dizeci şairler, şiirlerindeki boşlukları yalnızca o kuvvetli dizeleri doldurmak için kullanırlar bir bakıma. Bütün şiir o büyük dizenin söylenmesi için düzenlenmiş bir üretime dönüşür zamanla. Ömer Erdem ise şiirlerinde bizi hayatın ortasındaki bir ağın içine çağırır hep. Küçük portreler çizer bir bakıma. Donmuş zamanlar, fani görüntüler, aksak sesler de eşlik eder bu portreye. Dünyanın gündeminden çok, kendi gündemine önem veren bir şairdir. Şu saf ve içten söyleyişe eşlik eden çocukça bakışı sevdim mesela: "elli yaşına varmış düşüyordum/çocukken/ bir buluta sırt vermiş çitlembikten/bunu bir annem gördü/bir de.../ç harfi."
Güneş Kalır Bir Başına şiire olan ilginin azaldığını gözlemlediğim şu günlerde bana ilaç gibi geldi. Birkaç gün çantamda dolaştırdım, bazı bölümlerini de tekrar tekrar okudum. Özellikle Kısa Halk Şiiri Ölçüsüz bölümünü başka türlü sevdim. Buradaki şiirlerde bir kara mizah dolmuş taşmış şiirlerden. Kimileyin Ece Ayhanca bir söyleyiş, kimileyin de Melih Cevdet'ten Cemal Süreya'ya ince göndermeler buldum.
İnce duyuşların, "ilk dişlenmiş elmadaki matematiğin", ekmeği yeşertmenin, tabiatı doyurmanın, elli yaşına gelmenin verdiği kederin, ağaçların ve ayrılıkların dilinin, Van'da bir otel odasının şiirleri bunlar. Gelin bu duyuşa kulak verelim. Şairle birlikte yeni seslerin, yeni söyleyiş zenginliklerinin kapısına kadar gidelim: "insan şekere sarılmış çocuk gibi/insan bir tutam çiçek barutu gibi."
YENİ BİR TARİH FELSEFESİ MÜMKÜN MÜ?
Sait Mermer'in yazılarına bir süredir ayrı bir dikkatle eğiliyorum. Sağolsun o da yeni kitabı İslam Düşüncesinin Tarih Yapıcı Rolü'nü göndermiş. Kitabı okuduğumda Mermer'in çok önemli bir işi başarmış olduğunu gördüm. Dünya tarihini Kuran'daki kıssalar üzerinden okumuş. Bir anlamda yeni bir tarih felsefesine doğru götürmüş biz okurlarını. Mesela İslam düşüncesinin mekân tasavvurunu İdris Peygamber üzerinden anlamaya çalışmış. Kısacası Hz. Adem'in dünyaya indirilişinden Hicret hadisesine kadar bizim için önemli meseleleri zaman ve mekânla birlikte düşünmüş. İlk insandan Batı medeniyetinin kuruluşuna giden yolda çok önemli bir tarih felsefesi deneyimi sunuyor okurları için...