Çağan Irmak'ın yeni filmi 'Prensesin Uykusu', 19 Kasım'da vizyona giriyor. Filmin başrolünde bir kütüphane memurunu canlandıran Çağlar Çorumlu ve emekli Yeşilçam yönetmeni olarak izleyeceğimiz tiyatrocu Genco Erkal, filmi Milliyet Sanat'tan Nil Kural'a anlattı.
'
Prensesin Uykusu'nun Çağan Irmak'ın en güler yüzlü filmi olduğu konuşuluyor. Sizce de öyle mi?
Çağlar Çorumlu: Filmi henüz izlemedik ama çekimler sırasında çok eğlendik. Üstelik çok eğlenceli sahnelerimiz var. Aslında filmin, hayatın kendisi gibi sahneleri var. Çağan Irmak da, hayata dair anlardan komedi çıkarmayı çok iyi biliyor. Ortaya güler yüzlü bir film çıktığını düşünüyorum.
Film, modern bir pamuk prenses uyarlaması mı?
Genco Erkal: Sadece o değil, birçok masaldan ortak temalar alınmış. Türk masallarından da bir şeyler var, yabancı masallardan da. Çağan Irmak birçok masalın öğelerini bir araya getirip çağdaş bir masal oluşturmuş.
TİYATRO DİSİPLİNİ...
Çekimler rahat geçti mi?
G.E.: Çok rahat bir çalışma oldu. Aslında filmdeki rolüm çok fazla değil. Ama Çağlar, filmi başından sonuna omzunda taşıyor. Filmde ikimizde çok rahat çalıştık. Bunun nedeni de Çağan Irmak'ın etrafına topladığı kadronun mükemmel olması... Çağan Irmak rahat çalışan bir yönetmen. Ne yapacağını ve ne istediğini çok iyi biliyor. Etrafındaki insanlarla bakışarak anlaşıyor. Kimsenin sesini yükselttiğini duymadım bu sette... Bazı günler çok uzun saatler çalışılmasına, yorucu olmasına rağmen huzur içerisinde, güle oynaya çalıştık.
Tiyatro kökenli oyunculardan oluşan bir oyuncu kadrosunun setin bu huzurlu atmosferine katkısı oldu mu?
Ç.Ç.: Elbette tiyatronun verdiği disiplin sete de yansımıştır. Genco Erkal ilk kez sete geldiğinde verilen saatten yarım saat önce kostümüyle hazırdı. Genco Erkal'ın bu davranışı oyunculuğa duyduğu müthiş sevginin kanıtıydı aslında. Sette işini seven insanlarla çalıştık biz. Tiyatrocu olması da önemli değil. İşini düzgün yapan insanların olması önemliydi.
ÇOK İSTEDİ KIRAMADIM
Son iki filminizde Ben Hopkins ve Çağan Irmak sizi nasıl ikna ettiler?
G.E.: Aslında ben, Hopkins'in yönettiği 'Pazar'ı çok isteyerek yapmadım. Yönetmen bana o kadar güvenmiş ve benim oynamamı istemişti ki, kıramadım. Biraz soğuk bir giriş oldu ama çalışırken işi ve sonradan girdiğim projeyi çok sevdim. Ben sahnede de çok rahatım.
SEVİNÇ'LE OYNAMAYI SEVİYORUM
Irmak sizi de bir oyunda mı izleyip teklif yaptı?
Ç.Ç.: Old City adlı bir barda sahne alan 'Komedi Kılçık' diye bir grubumuz var. Çağan Irmak beni ilk orada seyretmişti. Gelmesine çok şaşırmıştım. Aradan altı-yedi ay geçti, 'İstanbul Efendisi' adında başka bir oyunuma geldi. Onun çıkışında oturup konuştuk.
Bu filmdeki rol arkadaşınız Sevinç Erbulak da 'İstanbul Efendisi'nde rol alıyordu. Uyumlu bir ikili misiniz?
Ç.Ç.: 'Tarla Kuşuydu Juliet'te de Sevinç Erbulak'la birlikte oynuyorduk. O da bu filmde rol aldı. Sevinç'in aileden gelen bir tiyatro bilgisi var. Çok da eğlenceli bir kadın.
BU FİLMDE İZLEYİCİ İÇİN SÜRPRİZ VAR
Çağan Irmak'ın 'Babam ve Oğlum' ile 'Issız Adam' filmleri izleyiciden büyük bir ilgi gördü. 'Karanlıktakiler' ve 'Ulak' gibi bazı diğer filmleri ise bu kadar fazla ses getirmedi. Sizce bunun nedeni ne?
G.E.: Bunu biz de merak ediyoruz. Bence bunu bilimsel olarak açıklamaya imkan yok ama sinemacılar bunu bilirler. Tiyatroda da durum böyledir. Tutmuş oyun ve tutmamış oyun diye bir ayrım vardır. Bazı oyunlar, kulaktan kulağa birden bire yayılır. Bazısı sadece üç-beş sıraya oynar. Bence bunu kimse önceden bilemez.
ÇOK CESUR BİRİ
Ben Çağan'ın cesaretini çok seviyorum. Mesela adını ettiğiniz çok tutmuş filmlerin reçetesiyle gidebilirdi. Ama bunu yapmamayı seçiyor, her seferinde kendisini yeniliyor. Şimdi bu filmde de hiç beklenmedik, öyle sürprizler var ki, inanılmaz; nereden aklına geldi diyorsunuz. Çok cesur, nasıl böyle bir şey yapmaya cesaret etti diye merak ediyorsunuz. Bir sanatçı için kolay yollara sapmamak, hazır reçetelere başvurmamak, atılım yapmak saygı uyandıran bir şey.