Sanatla iç içe bir hayatın ürünü olan kitap, hayata bir çocuğun gözleriyle bakan, dokunduğu her şeyi resme dönüştüren ressam Mine Arasan'ın hayatını anlatıyor.
Sanatsız bir hayatın eksik olduğuna, yazının ve müziğin duyguları anlatmanın en güzel ve etkileyici yolu olduğuna inanan yazar Belgin Karabulut, ressam Mine Arasan'la yollarının kesişmesinden itibaren sanatçının mücadelelerle dolu hayatını yazmaktan kendini alamıyor adeta... Mine Arasan'ın hayata, acılara ve sıkıntılara karşı bir "Amazon" edası ve gücüyle duruşu, hayallerini terk etmeyen, sanat tutkunu bir yazar olan Belgin Karabulut'u derinden etkiliyor. Yazar, içten içe hayranlık duyduğu sanatçı Mine Arasan'ı kitapta şu sözlerle okuyucuya anlatıyor:
"O yaşadığı şokların, kışların, acıların yasını tutup mutsuzluğu seçmedi. Kurban olmaktansa, elindekilerle mutlu olmayı, gülmeyi, güldürmeyi seçti. Hayal kırıklıkları, yaralanmaları oldu ama geleceğe taşımadı. Sandıktaki eski resimler gibi sararmaya bıraktı. Belki de kendi tarzıyla yas tuttu; maskelerini takarak, gülümseyerek, severek, dünyayı boyayarak. Tecrübesi, gücü, inancı ve sabrıyla hayatla savaşan bir yönetmendi. Hayatın her darbesinde sarsıldı ama düşmedi. Gururla kalktı. İdeallerine ve umuda tutunarak ayakta kaldı. Şimdi sanat tahtının üzerinde oturuyor. Heybeti simgeleyen mor renklere bürünerek sarı saçlarını bir taç gibi başında taşıyor. Sihirbazın yansıması gibi yüreklerimizi ısıtıyor."
Yazar, Mine Arasan'la ilk karşılaştığı andan itibaren onun dünyasına ve büyülü atmosferine kapılıyor. Kitapta, bu anı; "İşte Mine Arasan ile yollarımız bu büyülü gezegende zafer yürüyüşlerinin birinde kesişti. İkimiz de aynı yağmurda ıslanıyorduk. Onun tılsımlı gezegenine ortak olduğum andan itibaren düş bahçesindeki katıklarla doyuyorum adeta" sözleriyle ifade ediyor.
Bugüne kadar "Haziran Falcısı", "Evvel Zaman Dışında", "Elfiya" ve "Mübadele Günlerinde Aşk" adlı kitapları yayınlanan Belgin Karabulut, "Bir Amazonun Düşleri – Mine Arasan" biyografik romanıyla resimlerini aşk'la yapan, hayatını sanata adamış güçlü bir kişiliği hayatımıza dahil ediyor.
Yazar, kitapta yer yer okuyucularına hayatla ilgili önemli tavsiyelerde de de bulunuyor; "Tek başına mücadele etmek, hırslandırır, daha büyük başarılara, kimliklere taşır. Yaşadığınız çıkmazlar ve acılar korunmayı, tecrübe kazanmayı, ayakta kalmayı öğrenmeniz için yaşanması gerekenlerdir. Bunları atlatmak için öncelikleri ve çıkmazları tanıyarak, ruhunuzu besleyip onu memnun etmekle başlayın. Olabildiğiniz kadar gerçek olun, hayatınızı böyle yaşayın ve herkesi böyle yaşamaya davet edin. Tecrübelerinizden zevk alın, yaşadığınız her çıkmaz ve acıdan sonra hayatınızı, yaşam tarzınızı, cesaretle değiştirmek için vazgeçmeden her sabah umuda uyanın ve en son dünyanın muhteşem bir parçası olduğunu anlayıp bunun farkındalığıyla yaşayın. Korkmayın, açın kollarınızı hayallerinizi sarıp sarmalayın. Dünyaya tepeden bakarak, onun kirlenmişliğine inat, sevgiyi, barışı, aşkı, gülümsemeyi, gökkuşağının renkleriyle boyayarak savurun gökyüzüne. Yıldız çiçekleri yağmur olup, aksın üzerine. Kim bilir masal belki bir gün gerçeğiniz olur. Mine Arasan'ın fırçasının dokunduğu tablolarının yansıması gibi sevgiye, barışa, aşka umuda davetkar.
