2000'lerin başından itibaren modada dalgalanan özgürlük trendi, 2010'larda da devam ediyor. SABAH'ın 30'uncu yılını kutladığımız 2015 yılına yani 2010'lu yılların ortalarına kadar modada yaşanan gelişmelere hızlıca baktığımızda artık dünyanın her noktasında moda algısının çok daha yerleşmiş olduğunu görebiliyoruz. Tabii ki bunda 2000'li yıllardan itibaren hayatımızda daha büyük bir etkiye sahip olan sosyal medyanın da önemi büyük. Facebook ile tüm dünyadaki arkadaşlarımızda iletişim kurarken, dünyanın dört bir yanında etkili olmaya başlayan moda blog'ları sayesinde de daha önce ismini duymadığımız insanların trendleri yorumlamasını izleme başladık. Ancak Instagram ile birlikte moda artık 7/24 hayatımızın bir parçası oldu. Defileler sonrası sokak stillerinden, her yıldızın katıldığı önemli etkinliklerde neler giydiğinden haberdar olmaya başladık. 2010'lu yıllarda modaya kim yön veriyor desek kesinlikle blogger'lar ve sosyal medya sayesinde popülaritelerine popülarite katan 'it girl'ler diyebiliriz. 2010'lu yıllar belki de bizlerin renklerden, baskılardan, trendlerden yorulduğumuz yıllar oldu. Hepimizde bir moda yorgunluğu yaşanmaya başladı. Dünya çapındaki krizler ve savaşlar da bunda etkili oldu. Rengarenk kıyafetler yerine monokrom kombinler tüm dünyada etkili oldu. Son beş yıla bakıldığında en çok siyah, beyaz ve gri renklerin satıldığını, gökkuşağının diğer renklerinin geri planda kaldığını görebiliyoruz.