Yusuf Çim, hem rol aldığı dizilerle, hem de Olsun Bi Kere adlı single çalışmasıyla dikkat çekti. Çocukluğundan beri hep şarkıcı olmak istedi ve amacına ulaşmak için önce reklam filmleri ve modellikte şansını denedi. 2009 yılında reklam filmlerinde rol almaya ve modelik yapmaya başladı. Amacına ulaşmak için bir adım daha atması gerektiğine karar verdi ve 2011'de Best Model'a katıldı. Yarışmada ikinci olunca hayatı bir anda değişti. Önce çocukluk hayali olan şarkıcılığa adım attı. Sesinin güzelliğinin yanı sıra yakışıklılığıyla kısa sürede büyük bir hayran kitlesine ulaştı. Son dönemde ise başrolünde yer aldığı romantik dizisiyle herkes onu konuşuyor. Biz de genç yıldızla hakkında merak edilenleri konuşmak için bir araya geldik. Ekranda göründüğünden çok daha yakışıklı ve pozitif bir insan karşımıza çıktı. Enerjisi hiç düşmüyor ve bir an olsun yerinde durmuyor. Şarkıcılığa olan aşkını anlatırken gözleri parlıyor. Yakışıklı oyuncuyla, modellikten şarkıcılık ve oyunculuğa uzanan kariyer yolculuğunu konuştuk...
- 2011 yılında Best Model ikincisi oldunuz. Modellikle başlayan kariyerinize şarkıcılık ve oyunculuğu eklediniz. Yarışma sizin için bir basamak mı oldu?
- Kariyerim modellikle başlamıştı ama zaten çocukluğumdan beri hayalim şarkıcı olmaktı ve bunun için de bir yerden başlamam gerekiyordu. Benim için ilk basamak modellikti. Bir ajansa kaydolup ufak ufak bu işlerin içine girmeye başladım. Fiziğim, elim yüzüm düzgün olduğu için etrafımdaki herkes "Modellik yapsana, reklamlarda oynasana" diyordu. Ben de 'Acaba denesem mi?' diye düşünüyordum ve bir anda kendimi yarışmanın içinde buldum. Piyasa ile ilk tanışmam yarışma sayesinde olsa da benim içimdeki bitmek tükenmek bilmeyen şarkı söyleme ve şarkılarımı milyonlarla paylaşma özlemi, bana bunu başarana kadar hep bir tarafımın eksik olduğunu söylüyordu.
- Peki şarkıcılık kariyeriniz nasıl başladı?
Şarkıcı olma konusunda cesaretime cesaret katan insanlarla tanıştığımda ve kendimi hazır hissettiğimde Olsun Bi Kere şarkısını yaptım. Şarkım o dönem müzik listelerine hızlı bir giriş yaptı ve ulusal olarak tanınmamı sağladı. Aslında ben ilk şarkıcı olarak tanındım. İkinci şarkımı hazırlarken oyunculuk teklifleri geliyordu. Oyunculuk eğitimi de almış olduğum için 'Neden olmasın' dedim. Sosyal medyada birçok kişi beni en marifetli şarkıcı olarak sıfatlandırıyor. İnsanların şarkıcılığımı unutmuyor olması önce şarkıcı olarak sevilmemin bir kanıtıdır. İki aşkım var; biri şarkıcılık, diğeri oyunculuk. Yeni şarkımı da önümüzdeki günlerde piyasaya çıkartmak için hazırlıkları sürdürüyoruz. Çok yakında yepyeni bir single ile müzikseverlerin karşısında olacağım.
SEVERSEN BAŞARIRSIN
- Siz kendinizi beğeniyor musunuz?
- Çocukluğumdan beri mahallenin en yakışıklısı diye işaret ediliyordum ama bana sorarsanız kendimi yakışıklı değil sempatik buluyordum.
- Çocukluk hayaliniz şarkıcı olmakken bir anda kendinizi dizilerde buldunuz. Oyunculuk yapmanızda şans mı, tesadüfler mi etkili oldu?
- Hiçbir şey tesadüf değildir; çocukluğumdan beri zaten şarkıcı olmak istiyordum ve bunu ekranlara taşıyabilmek benim için bir artı oldu. Başarının tesadüfi olmadığını düşünüyorum. Sevmediğiniz ve hayaliniz olmayan bir işi yapmak sizi başarıya ulaştırmaz. Başarı severek ve hayal ettiğiniz işi yaptığınızda size daha çok yakışır.
- Modellik, şarkıcılık, oyunculuk ve sunuculuk... Birçok alana yönelmenizin sebebi, farklı arayışlar içinde olmanız mı?
- Asıl hedefim şarkıcılıktı, modellik benim için basamaktı. Zaten jübilemi de bundan iki yıl önce İstanbul Fashion Week'te yaptım ve o defteri kapattım. Şarkıcı olmak için de oyunculuk eğitimi almanın gerekliliğine inanıyordum. Sonrasında her şey güzel gidince oyunculuk tekliflerini de reddetmemin yanlış olacağını düşündüm ve onu da kabul ettim. Sunuculuğa gelirsek; zaten her oyuncu ve şarkıcının düzgün konuşabilmesi gerekiyor. 'Bunu da neden yapamayayım?' dedim ve sunuculuk teklifini kabul ettim. Bunda da başarılı olduğumu düşünüyorum. Sanatın her dalını becerebilmek bence bir avantaj. Çünkü hepsinin birbirini desteklediğini düşünüyorum.
- Ekranda başarılı olmanın sırrını nasıl açıklarsınız?
- Tek kelime ile samimiyet...
EKRANDA GÖRSELLİK ÖN PLANDA OLMALI
- Dizilerdeki başrollerin birçoğu Best Model'dan çıktı. Herkes neden bu alanda şansını denemek istiyor?
- Her işte olduğu gibi eğitimini alanlar ve işini iyi yapanlar ön plana çıkıyor. Ama bu durumu sadece Best Model'a indirgememek gerekiyor. Kişinin kendine yaptığı yatırımın da çok büyük önemi var. Seçtiği meslekle ilgili doğru kararlar vermesi ve doğru yatırımlar yapması, kişiyi doğru sonuca ulaştırır. Sonuçta televizyon işi yapıyoruz; görselliğin ön planda olması gerekiyor.
- Mankenlikten oyunculuğa geçenler her dönem eleştiriliyor. Siz de bu tarz eleştiriler aldınız mı?
- Hayır, hiç olumsuz bir eleştiri almadım. Her yaptığım işi önce eğitimini alarak ve önemseyerek yaptığım için olumsuz eleştiri almadığımı düşünüyorum.
- İlk oyunculuk deneyimini geçen yıl yaşadınız. İlk dizinizden beri başrolde yer alıyorsunuz. Bu sizin için hızlı bir yükseliş mi oldu?
- Hızlı bir yükseliş yaşadığımı düşünmüyorum; hızla yükselen çabuk düşer. Ben yaklaşık dört yıldır piyasada var olmak için çaba sarf ediyorum. Şu anda da zamanında ektiğim tohumların karşılığını almaya başladığımı düşünüyorum
İZLEYİCİ DİZİDEKİ AŞKLARIN GERÇEK OLMASINI İSTİYOR
- Rol aldığınız dizide (Çilek Kokusu) iki aşk arasında kaldınız. Sonra sevdiğiniz kıza, en yakın arkadaşınızın aşık olduğunu öğrendiniz. Canlandırdığınız karakterin içinde bulunduğu durumu nasıl açıklarsınız?
- Zor bir durum. Allah yardımcısı olsun! (Gülüyor.)
- Siz canlandırdığınız 'Burak' karakterinin yerinde olsanız tepkiniz ne olurdu?
- Kalbimi dinlerdim.
- Dizilerde başrol oyuncularına aşk yakıştırmalarının sebebi nedir? Siz bu durumdan rahatsız oluyor musunuz?
- Eğer yaşanılan gerçekse rahatsız olmam ama gerçek olmayan bir şey gerçekmiş gibi yansıtılırsa, elbette herkes gibi ben de rahatsız olurum. Yakıştırılmaların sebebi, orada bir aşk olması ve izlenilen, sevilen bir iş yapılması... Oradaki aşkın gerçek olmasının izleyici tarafından istenmesi kadar doğal bir durum yok.
BAŞARIMIN SIRRI AİLEM
- İstanbul Fatih'te doğmuşsunuz, iki kardeşiniz varmış. Nasıl bir çocukluk geçirdiniz?
- Güzel bir çocukluk geçirdim. Evin en küçüğü olduğum için hep el üstünde tutuldum, yani evin göz bebeğiydim. Aile benim için çok önemlidir. Başarımın sırrı ailemdir.
- Kardeşlerinizle ilişkiniz nasıl? Onların da ekrana ilgisi var mı?
- Onların ekranla ilgisi yok. Ablam evli, abimse baba mesleğini devam ettiriyor. İlişkilerimiz çok iyidir; bir gün bile birbirimizi aramadan edemeyiz, çok bağlı bir aileyiz. Aslında tipik bir Türk ailesiyiz.
- Aileniz, işleriniz hakkında nasıl yorumlar yapıyor?
- Beni destekleyip gurur duyuyorlar, bu da beni çok mutlu ediyor. Başarı paylaşıldıkça güzeldir. Ben de ailem ve sevdiklerimle her daim başarmanın mutluluğunu yaşamak isterim. Bu sebeple onların benimle gurur duyması beni onurlandırıyor.