Bundan 200 yıl kadar önce, Alman hekim Dr. Samuel Hahnemann bir tedavi yöntemi keşfetti: Homeopati. Aslında Hipokrat, zamanında homeopatiyle ilgili ilk tanımları yapmıştı ama ne yazık ki o iş orada kaldı. "Nedir bu homeopati" derseniz, anlatalım.
Benzerliklerden faydalanan bir iyileştirme yöntemi. Mesela, sağlıklı biri olarak aldık soğanı elimize başladık doğramaya. Gözlerimiz yandı, yaşardı. Şimdi bu semptomların bulunduğu bir hastalık düşünelim, mesela nezle. Nezle olan biri burnunun akmasından, gözlerinin yaşarmasından şikayetçi olur. İşte o kişiye soğandan yapılmış homeopatik ilaç tedavisi uygulanabilir. Bu şekilde yapılan ilaç seçimine 'benzerlik prensibi' deniyor.
Aynı zamanda homeopatide her ilacın zihinsel yansıması ve düşünce sistematiği var. Yani kullanılan ilaçların etkileri insanların kişisel özelliklerine göre farklılık gösterebiliyor.
Şu anda AB uyum süreci ile birlikte diğer 14 yöntemle birlikte homeopati ülkemizde yasal. İlaçların ülkemizde üretim ve satışı ile ilgili yönetmelik hazırlandı ve yakında yayımlanacak. Ardından ilaçlar eczanelerde yerini alacak.
Destek Yayınların'dan çıkan Bir Tedavi Sanatı: Homeopati adlı kitap bu tedavi yöntemini yeniden gündemimize soktu. Kitabın yazarı Dr. Levent Buda. Homeopati ile ilgilenmeye başladığı günden beri pek çok uluslararası kongre ve eğitime katıldı. Biz de kitabı vesile edip kendisine bu tedavi yöntemiyle ilgili tüm merak edilenleri sorduk.
- Hasta ilk geldiğinde nasıl teşhis konuluyor?
- Önce hasta hastalığını öz cümleleriyle, hissettiği gibi anlatır. Ardından sorular sorarak hastanın düşünce sistematiği, duyguları ve fizik şikayetlerini tam olarak anlamaya çalışırız. Sonra gerekli fizik muayeneleri ve laboratuvar tetkikleri uygulanır ve hastaya en uygun ilaç seçilir.
- Hekim yardımı olmadan, kendimiz bir tedavi uygulayabilir miyiz?
- Hayır. Akut, kronik ve basit hastalıklarımızı iyileştirmek için homeopatiyi bir hekim yardımı ile günlük hayatımızın içine yerleştiriyoruz. Homeopati bakış açısına göre her hastalığın temelinde bir zihinsel etki var. Mesela birimiz grip olunca günlük yaşamımıza ve işimize devam edebilirken, bir diğerimiz evde kalıp ilgi bekleriz. Bu zihinsel bulguları nasıl okuyacağımızı öğrenirsek karşımızdaki kişiyi daha iyi tanır ve hangi homeopatik yöntemlere ihtiyacı olduğunu bir nebze anlayabiliriz.
- Tüm hastalıklarda homeopatiye başvurabilir miyiz?
- Hastalığın kişinin kendisine özgü oluşu ve aynı anda farklı sistemlerimize ait farklı bulgular ortaya çıkarabilmesi yüzünden, bütün hastalıklarda homeopatiye başvurulabilir.
DOĞADAKİ HER DEĞİŞİKLİK SAĞLIMIZI ETKİLİYOR
- Homeopatlar bugüne kadar en çok hangi hastalıkla karşılaşmış ve buna nasıl çözüm üretmişler?
- Her türlü hastalıkla uğraşmışlar ve çözüm aramışlar. Ama kronik her hastalıkta (migren, romatizma, alerji, kronik barsak hastalıkları, psikolojik hastlıklar, artık aklınıza ne geliyorsa) homeopati tedavi içerisine entegre edilebilir ve hastada ölçülebilir iyileşmeler sağlar.
- Bu yöntem ne kadar başarılı?
- Homeopati, teorik olarak bakarsak yüzde 100 başarılı. Ancak gerçeğe bakarsak sonuçlar yüzde 70-80 arası bir başarı gösteriyor. Bu da kişisel faktörlerden tutun da, hekim ve uygulama ile igili faktörlere kadar pek çok nedenden etkileniyor. Ancak homeopatik felsefeye göre her durum ve hastalığın doğada bir karşılığı var ve bizler her olaydan bir şekilde etkileniyoruz.
- Bitkiler birer ilaçsa negatif etkileri de olabilir mi?
- İlaç kaynağı yüzde 80 bitkiler. Elbette olabilir. Fitoterapide zaten materyal dozlarda kullanıldıkları için hem yan etkileri, hem de organlara zarar verici etkileri olabilir. Homeopati de azaltılmış dozlar kullanılsa da tecrübesiz ellerde kullanımları ile kronik hastalık süreçleri tetiklenebilir. Homeopatik ilaçlar materyal olmadığı için yan etki ve zehirleyici etkiler görülmese de kronik kullanımda uyuyan bulguların alevlenmesi şeklinde sonuçları olabilir. Öyle ki, kronik hastalıklarda kullanımı mutlaka homeopati bilen bir hekim ile olmalı.