Faruk Eratlı, bir öğretmen. Psikolojik danışmanlık ve rehberlik bölümü mezunu. İslam ilimlerinde tahsilli bir hafız. Arapça ve İngilizce biliyor. Eğitmenliğinin yanı sıra klasik hat sanatının en başarılı temsilcilerinden biri. Büyük hat üstatlarının yanında hattın inceliklerini öğrenmiş, icazetini almış. Şimdi kendisi geleceğin hat sanatçılarını yetiştiriyor. 16 yaşında ise Arapça hocasının çizim ve kaligrafi çalışmalarını görüp "Elin kırık, hat öğrenmelisin!" demesi onu teşvik etmiş, hat eğitimlerine başlamış. Rehber öğretmenlik, eğitim danışmanlığı ve İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü'nde araştırma bölümünde proje danışmanlığı yaparken, mesai saatleri dışında sanatına zaman ayırabilmiş ancak. Bugüne kadar birçok sergiye de katılmış. Klasik hat sanatçısı ama modern anlamda hat sanatıyla ilgili çalışmaları da var. En son Yeditepe Bianeli'nde modern hat eserlerini sanatseverlerle buluşturdu. Geçen hafta ise Üsküdar Belediyesi Bağlarbaşı Kültür Merkezi'nde Ardında İz Bırakanlar Geleneksel Türk Sanatları Sergisi'nde Hasan Çelebi ve Turan Sevgili gibi hat ustalarıyla birlikte klasik hat eserleri yer alıyor. İstanbul'daki Sabancı Olgunlaşma Enstitüsü'ndeki Kur'an-ı Kerim'in el yazması projesini yürüttüğünü duyunca soluğu enstitüdeki atölyesinde aldık. Küçük bir odası var ama Kur'an-ı Kerim sayfalarını görünce ne denli büyük bir mesuliyetin altında olduğunu anlıyor insan. Sanatçıya hat tutkusunu sorduğumda "Benim için hat bir aşk! Âşık olduğum için yazının başına oturduğumda açlığımı unuturum, uykum varsa uykum kaçar, yorgunsam hat yazarken dinlenirim" cevabını alıyorum. El yazması Kur'an-ı Kerim projesine nasıl başladığı ise hayalinin gerçekleşme hikayesi aslında. Anlatıyor Eratlı: "Ah keşke mesai saatlerinde de hat sanatıyla meşgul olabilsem, diyordum. Hayalim buydu! Yıllardır hayal ettiğimi ise Sabancı Olgunlaşma Enstitüsü'nün el yazması Kur'an-ı Kerim projesini duyunca gerçekleştirebildim. Çünkü bu projeye alınabilmek için hem hat sanatçıcı hem de öğretmen olma şartı vardı. İkisi de bende vardı. Her hattatın hayali Kur'an-ı Kerim'i yazmaktır. Yıllardır hayal ettiğim şey gerçekleşti!"
HAFTADA İKİ-ÜÇ SAYFA YAZIYORUM
Bir hat sanatçısı için kalem, kâğıt ve mürekkep üçlüsü vazgeçilmez. Kur'an-ı Kerim'in el yazması için, Eratlı da birçok kalem, mürekkep ve kâğıt denemiş. Uzun süreli araştırmaları sonrası siyah Japon mürekkebi, Osmanlı döneminde Almanya'dan getirtilen 100 yıllık ince uçlu metal kalem ve aharlı kâğıtta karar kılmış. Bu yılın başında başladığı Kur'an-ı Kerim'i klasik hat sanatı ile yazma çalışması sonucu iki cüz yani 40 sayfa yazdığını söylüyor: "Ruh halime göre bir günde tek sayfa yazdığım da oluyor üç günde bir sayfa yazdığım da. Haftada ikiüç sayfa kadar yazabiliyorum, daha da hızlanacağım inşallah. Kur'an-ı Kerim yazılırken hiç hataya yer yok. Yazıp sayfanın sonuna yaklaşıp 'Olmadı' deyip tekrar yazdığım çok sayfa oldu. Kur'an sayfasını yazmaya başlamadan önce incelemesini yapıyorum; harfler, harekeler, noktalar, ayet başları... Hepsine dikkat ediyorum. İlla abdestli olmak gerekiyor, odaklanmak ve hata yapmamak gerek" diyor. Eratlı'nın hedefi, el yazması Kur'an-ı Kerim'i 2023 yılının sonuna yetiştirmek. Diyanet İşleri Başkanlığı'na sunduğunda eğer herhangi bir eksiği varsa düzeltme için kendisine bildirileceğini söylüyor. "Kur'an Mekke'de indi, Kahire'de okundu, İstanbul'da ise yazıldı" denir. Bununla ilgili Eratlı, "Osmanlı Kur'an-ı Kerim'i en güzel şekilde yazma kaygısıyla hat sanatında zirveye çıkmış bir devlet. Kur'an-ı Kerim'i süsleme, tezhip ve ciltçilik de gelişti. Bu Kur'an-ı Kerim'e verilen değerden kaynaklı. Günümüzde de büyük hat üstatlarının el yazması mushafları var; Turan Sevgili, Hüseyin Kutlu ve Mehmet Özçay'ın yazdıkları Kur'an-ı Kerim var. Bu isimler yıllarını bu işe vermiş büyük üstatlar" diyor.
NESİH İLE YAZIYOR
El yazması Kur'an-ı Kerim'in genelde hangi hat tarzıyla yazıldığını sorduğumda hattat Eratlı anlatmaya başlıyor: "Genelde el yazması Kur'an-ı Kerim, nesih hattı ile yazılmış. Ben de nesih ile yazdım. Ama sülüs, reyhani gibi hat yazı çeşitleri de kullanılmış mushafta. Nesih yazısının tercih edilme sebebi ise sülüs yazısının biraz daha süslü olması ve istif yapmaya müsait harf karakterlerin olmamasından kaynaklı. İnsanlar da o karakterleri pek bilmez. Bu en çok bilinen yazı olduğundan nesih ile yazılmış. Nesih ise düzyazı gibidir. Ben de nesih ile yazıyorum" diyor.