Ebeveynler ergen çocukları için, 'Keyfi yerinde, zaten en çok istediği şey evde kalmak, uyumak ve telefonuyla vakit geçirmekti' diye düşünebilirler. Hatta birçok ergen de belki ilk hafta 'Bu bir rüya olmalı' gibi hissetmiş olabilir. Ancak ergenler bugünlerde belki en çok zorlanan yaş grubu. Pek belli etmeseler de güven duygusu ve yakınlığa en az herkes kadar ihtiyaçları var. İstanbul Bilgi Üniversitesi Psikoloji Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Yudum Akyıl, koronavirüs salgını döneminde ergenleri evde tutabilmenin ipuçlarını verdi…
Alanlarına saygı duyun. Hijyenin çok önemli olduğu bugünlerde bir ergen odası belki de en riskli yerlerden biri gibi görünebilir. Bırakın odasını kendisi temizlesin. Yardıma ihtiyacı olup olmadığını sorun.
Odasına kesinlikle izinsiz girmeyin. Sadece belirli kurallar belirleyin; yemek yedikten sonra bulaşıkları mutfağa götürmesi, çamaşırlarını kirli sepetine koyması gibi.
Yemekleri birlikte yiyin. Haftanın bir günü yemeği o hazırlasın. Mutfağa siz girmeyin, yardım isterse o sizi çağırsın.
Ortak aktivite zamanları belirleyin. Ailecek yapılabilecek aktiviteler için onun fikrini sorun. Zamanını o belirlesin.
DUYGULARINI ÖĞRENİN
Sorumluluk verin. Alternatifler içinden seçmesini isteyin. ('Çamaşırları mı asmak istersin, kapı kollarını dezenfekte etmek mi?' gibi)
Haberleri paylaşın. Büyük ihtimalle o gündeme sizden daha hakimdir. Yeni haberleri sorun, bu haberleri nasıl yorumladığını öğrenin.
Duygularını, bir şeyle uğraşırken öğrenmeye çalışın. Bazı ergenler, duygularının yoğunluğundan ve kelimelerle ifade etmenin zorluğundan yüz yüze bu duyguları konuşmakta zorlanabilirler. Örneğin kirli sepetine çorap atarken bunalmışlığını ve kaygısını daha rahat dile getirebilir.
Onu sorgulamayın, siz de kendi duygularınızı paylaşın. Duyguların adını koymak herkese iyi gelir. Herkesin aynı olaya karşı duygusu, tepkisi çok farklı olabilir. Hem farklılıkları, hem benzerlikleri konuşabilir hale getirin. Farklı başa çıkma yöntemlerine saygı duyun.
ONU YARGILAMAYIN
Onu uyarmak istediğinizde 'Hiç odandan çıkmıyorsun' diye yargılamak yerine, 'Seninle sohbet etmeyi özledim' diyerek kendi duygularınızdan bahsedin ki o da savunmaya geçmeden sizi duyabilsin.
Özlediklerinizi konuşun. 'Evden çıktığınızda ilk ne yapacağım? Kime sarılacağım? Okulda/işte olmamanın en güzel tarafı ne? Ocak ayına geri dönsem kime/ neye nasıl farklı davranırım?' vs…
Kendi günlük programını kendisi yapsın. Onun ders saatlerinde evde sessizlik olsun.
Zor duyguları yönetmek konusunda ona model olun. Bir haber duyduğunuzda endişelendiğinizi ama evde güvende olduğunuzu kendinize hatırlatmanın iyi geldiğini söyleyin.