7 SAATTEN AZ OLMAYAN YETERLİ VE KALİTELİ UYKU
Dünyada yüzbinlerce can alan korona virüs salgınının etkisini kaybedip eski normal yaşantılarına dönmeyi beklerken, bilim adamları daha çok uzun süreler "kişisel korunma"nın önemine dikkat çekiyor. Maske takma, sosyal mesafeyi koruma gibi önlemlerin yanında sağlıklı beslenerek, egzersiz yaparak bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi de öneriliyor. Bağışıklık sisteminin güçlendirilmesinde beslenme gibi uykunun da ayrı bir yeri olduğunu belirten Prof. Dr. Mitat Bahçeci, karanlıkta uyumanın önemini vurguladı. 7 saatten az olmayan yeterli ve kaliteli uykunun sağlıklı yaşamayı sağladığının ve insan ömrünü uzattığının bir gerçek olduğunu belirten Prof. Dr. Bahçeci, "Uyumak yalnızca dinlenmeyi değil aynı zamanda karanlıkta melatonin hormonu salgılanarak insan yaşam kalitesinin daha iyi olmasını da sağlamaktadır. Sağlıklı ve kaliteli uykunun sağladığı dinlenme ile melatoninden maksimum yararlanmak için zamanlı ve uygun ortamda, her türlü ışıktan uzak, mümkün olduğunca karanlıkta uyumak çok yararlı olmaktadır" diye konuştu.
MAVİ IŞIK MELATONİNİN SALGILANMASINI BASKILIYOR
Karanlıkta uyumanın melatoninin salgılanmasını artırdığını, ışığın ama özellikle mavi ışığın ise hormonun salgılanmasını baskıladığını ifade eden Prof. Dr. Bahçeci bu ışığa küçük büyük pek çok kişinin uzun saatler maruz kalındığını söyledi. Mavi ışığın özellikle bilgisayar ekranı, dizüstü ve tablet bilgisayarlar, akıllı telefonlar ve LCD televizyonlardan yayıldığını kaydeden Prof. Dr. Bahçeçi sözlerini şöyle sürdürdü: "Günümüzde bu tür aletler uyurken bile başucumuzda durmakta ve neredeyse bu aletlerle birlikte yatmaktayız. Bu da uyku kalitesinin bozulmasına, melatonin salgısının azalmasına yol açmaktadır. Bunun da bağışıklık sistemine oldukça olumsuz katkısı olmaktadır. Bu konu ne yazık ki çocuklarda, gençlerde daha ön plana çıkmakta, en hassas dönemlerinde çocuklar ve gençler buna daha fazla maruz kalmaktadırlar. Sabah olup yataktan kalkar kalkmaz ortamın güzel bir şekilde aydınlatılması insan vücudunda melatonin hormonunu belirgin bir ölçüde baskılamakta ve sabah mahmurluğunun çok daha kısa olmasını ve böylece güne zinde başlanmasını sağlamaktadır. Bu nedenle güne daha dinç bir biçimde başlamak için sabahleyin uyanır uyanmaz ortamın aydınlatılması uyku sersemliği yaşamadan güne başlanmasını kolaylaştırmaktadır."