Doç. Dr. Taşçı, yaptığı açıklamada, Dünya Sağlık Örgütü tarafından 31 Mayıs'ın Dünya Tütünsüz Günü" olarak kabul edildiğini aktardı.
Dünyanın gelmiş geçmiş en büyük salgını olarak görülen tütün bağımlılığı için bu günlerin, sigara ve ürünlerini bırakmak adına bir fırsat olarak kullanılması gerektiğini dile getiren Taşçı, şu bilgileri verdi:
"Hala tüm dünyada pandemi olarak kabul edilen Kovid-19 salgınında ölenlerin sayısı yaklaşık 400 bin kişi civarındadır. Tütün ve tütün ürünlerinin verdiği zarara bakacak olursak her yıl yaklaşık 8 milyon kişi hayatını kaybetmektedir. Bir salgında yaklaşık 400 bin kişi öldüğünde verilen ve verilmekte olan haklı mücadelenin yanında her yıl 8 milyon kişinin ölümüne yol açan bir salgın için daha fazla mücadeleyi tüm dünya vermelidir. Önümüzdeki 100 yıl boyunca bu hızda gidilirse yaklaşık bir milyar insanın tütün ve ürünleri yüzünden öleceği tahmin edilmektedir."
"TÜRKİYE TÜTÜN İLE MÜCADELE KAPSAMINDA CİDDİ ADIMLAR ATTI"
Doç. Dr. Taşçı, tütün sektörünün, özellikle gençlere daha kolay ulaştırmak ve özendirmek için farklı form ve şekillerde ürünlerini piyasaya sürdüğünü ve sürmeye devam ettiğini ifade etti.
Türkiye'de tütün ile mücadele kapsamında yürütülen mücadeleye ilişkin bilgi veren Doç. Dr. Taşçı, şunları kaydetti:
"1996 yılında ilk kez resmi olarak tütünle mücadelesini başlatan Türkiye, sonrasında birçok ciddi adım atmıştır. Dünya Sağlık Örgütü'nün hazırladığı Tütün Kontrolü Çerçeve Sözleşmesi'ni 2004 yılında kabul ettikten sonra da 2008'de 4207 sayılı kanunda düzenlemeler ile mücadeleyi üst seviyeye çıkartmıştır. Aralık 2019'da düz paket uygulaması da yeni bir adım olmuştur. Dünya Sağlık Örgütü'nün 'MPOWER' stratejisini (tütünle mücadele stratejisi) en iyi uygulayan ülkelerin başında gelmekteyiz. Alo 171 ve Sigara Bırakma Poliklinikleri ile tüm ülkede gerekli destekler sağlanmaktadır. Bilinen yüzlerce kanserin ve kronik hastalığın en önemli sebebi arasında yer alan tütün ve ürünleri için mücadele hiçbir zaman azaltılmamalıdır. Çünkü bu sektörün yeni uygulamalar ve ürünlerle her zaman kendisine yeni bir tüketim ortamı yaratmaya çalışacağı unutulmamalıdır."
