29 Nisan Perşembe akşamı saat 19.00'da başlayan ve 17 Mayıs'a kadar sürecek olan tam kapanmada çalışmak zorunda olanlar izin belgelerini aldı. İşe gitmeye devam ediyorlar. Ancak bir de bir kesim var ki; sahte doktor randevuları, alışveriş poşetleri, evcil hayvan gezdirme bahanesi veya görevlendirme formu ile arkadaş, eş dost ziyaretleri yapıyor. İşte bu kişilerin çalışmak zorunda oldukları için mecburiyetten değil de keyfi şekilde yasakları delmeleri, son derece hassas olan ve evden çıkmayan insanların olumsuz etkilenmesine, psikolojilerinin bozulmasına sebep oluyor. İnsanlar neden yasakları sürekli ve sistematik olarak mutlaka bir yolunu bularak deliyor; işte bu sorunun yanıtını uzmanlardan aldık…
MAYINDA YÜRÜMEK GİBİ BİR ŞEY
Prof. Dr. Serdar Dağ/Nöroloji Uzmanı
Sistemik hastalıkları olanlar ve hasta yakınları dışarıya çıkmak isteyeceklerdir. İzin belgelerini suiistimal eden insanlar ya da sahte doktor randevusu alanlar; kişilere saygısız insanlardır. Bu hastalık toplumu ilgilendiriyor. Bir kişiye bulaştığı zaman, o kişiden kaç kişiye bulaşacağını bilmiyoruz, bu hastalığın daha ne olduğunu bilen yok. Şunu biliyoruz, çok çabuk bulaşıyor. Şimdi nasıl bir tahribat yapacağı belli değil, 25 yaşında bir insan da hayatını kaybediyor. Bu mayında yürümek gibi bir şey. Bir insan mayında nasıl yürümezse, burada da bunu yapmaması gerekiyor. Bir kısım kurallara uyup diğerleri kurallara uymayınca çifte standart oluyor. Burada iki tür insan var; gençlerde gençliğin verdiği aldırmazlık, ileriki yaşlarda da vurdumduymazlık oluyor. İleriki yaşlardakilerin belki demansı var idrak edemiyor. Ya da 'Zaten şekerim, Parkinson'um, tansiyonum var; ne olursa olsun' diyorlar. Ama dememek lazım.
KADERCİ VE VURDUMDUYMAZ OLMAK ETKİLİYOR
Prof. Dr. Mansur Beyazyürek/Psikiyatri Uzmanı
Çok ciddi bir olayın içerisindeyiz. Söylenenler ile yapılanlar çelişirse insanların kafasında bir güvensizlik, ciddiyetsizlik oluyor. Açıklamalar tek olmalı ve arkasında durulmalı. Yoksa insanlar ben ona göre bir yolunu bulurum diyor, giderim diyor. Bu durumun ancak hep beraber, birlik olursak üstesinden gelebiliriz. Böyle bir dönemden geçiyoruz. Halk kendine göre bir şeyler buluyor, tedbirlere inanmıyor, ölüm korkusunu yaşasalar, bu kadar ciddi olduğuna inansalar yaparlar mı? Türkiye dünyada en fazla sağlık çalışanını korona virüsten kaybeden ülke. Bizdeki tedbirlerin koronayı önleyeceğine inanmıyorlar, dışarıya çıkmayarak koronadan korunacaklarına inanmıyorlar. Çelişkileri görüyorlar, fabrikaları görüyorlar, işe giden insanları görüyorlar, mesafeli oturabilecekleri mekanlar kapalı. Ama fabrikalarda işçiler birbirine yakın. Bunlar insanların kafasını karıştırıyor. İki zıt düşünce aynı anda verildiğinde kafaları karışıyor. Bunların hepsi toplumun aldırış etmeyip oralı olmamasına sebep oluyor. Bu bizim insanımızın yapısı ile de ilgili, biraz kaderci, biraz vurdumduymaz; AIDS görülmeye başlandığında 'Olsun' derlerdi, şimdi de onun gibi. Bu kadercilik de karar alma davranışlarını tetikliyor. İzin kâğıdını kullanıp yasağı ihlal eden, sahte doktor randevusu alan insanlar ise tartışmasız kişilik bozukluğu olan insanlardır.