İbn Ebü’r-Rebî‘ kimdir ?

599 Ramazanında (Mayıs 1203) İşbîliye'de (Sevilla) doğdu. Aslen Kurtubalı'dır (Cordoba), Endülüs Emevî Devleti'nin son zamanlarında Kurtuba'da çıkan karışıklık üzerine oradan ayrılarak Leble'ye (Leible) göç eden ataları burada bir süre ikamet ettikten sonra İşbîliye'ye gidip yerleşmişlerdi (İbnü'l-Kādî, Dürretü'l-ḥicâl, III, 72). Daha çok İbn Ebü'r-Rebî' künyesiyle tanınmakla birlikte Kureyş'in Ümeyye kabilesinden Hz. Osman'ın soyundan geldiği için Kureşî, Ümevî ve Osmânî nisbeleriyle de anılır.

İlk öğrenimini Endülüs'ün önemli ilim merkezlerinden İşbiliye'de yapan İbn Ebü'r-Rebî' zamanın ileri gelen âlimlerinden ders aldı. Bernâmec adlı eserinde dil ve edebiyatta Ebû Ali eş-Şelevbîn ile Ebü'l-Hasan Ali ed-Debbâc, kıraatte Ebû Ömer Muhammed b. Ebû Hârûn, hadiste Ebü'l-Kāsım Ahmed b. Bakī ile İbn Halfûn, fıkıhta Ebü'l-Abbas Ahmed b. Muhammed el-Azefî başta olmak üzere on iki hocasından söz eden İbn Ebü'r-Rebî', bunlardan İslâmî ilimlerin yanında bazı tabii ilimleri de okuduğunu ve hepsinden icâzet aldığını söyler (Abdülazîz el-Ehvânî, I/2 [1374], s. 255-271).

Hocası Ebû Ali eş-Şelevbîn'in bazı talebelerini kendisine göndermesiyle 624'te (1227) yirmi beş yaşında ders vermeye başlayan İbn Ebü'r-Rebî', İşbîliye'nin hıristiyanlar tarafından işgal edildiği 646 (1248) yılına kadar bu görevini sürdürdü. İşbîliye'nin işgalinin ardından hocası ile birlikte Şerîş'e (Jerez) gitti, bir süre sonra da Cebelitârık'ı geçerek Sebte'ye (Ceuta) yerleşti.

Sebte Emîri Ebü'l-Kāsım Muhammed el-Azefî, İbn Ebü'r-Rebî'in hocalarından Ahmed el-Azefî'nin oğluydu. Aynı zamanda bir fıkıh âlimi olan Ebü'l-Kāsım seçimle iş başına gelmişti. İbn Ebü'r-Rebî', ilim adamlarına gösterdiği yakın ilgiden dolayı el-Basîṭ ve el-Kâfî adlı şerhlerinin mukaddimelerinde ondan övgüyle söz etmiştir. Endülüs kültürünün Afrika'ya ve oradan da doğuya intikalinde köprü vazifesi gören Sebte'ye, bu dönemde Mağrib'in dört bir yanından öğrenciler gelmekteydi. Burada yetişen âlimlerin birçoğu İbn Ebü'r-Rebî'in öğrencisi oldu.

Hayatının sonuna kadar Sebte'de ikamet eden İbn Ebü'r-Rebî' 16 Safer 688 (11 Mart 1289) tarihinde vefat etti ve şehrin doğusunda bulunan Mina dağı yamacındaki büyük kabristana defnedildi. Vefat tarihi ve yeri konusunda öğrencisi İbn Abdülmelik el-Merrâküşî ile (eẕ-Ẕeyl ve't-tekmile, II, 537) yine öğrencilerinden İbnü'ş-Şât'ın oğlu Muhammed b. Kāsım el-Ensârî (İḫtiṣârü'l-aḫbâr, s. 16, 69) tarafından verilen bu bilgiler karşısında Brockelmann'ın kaydettiği İşbîliye'ye dönüp orada öldüğü şeklindeki rivayetin (GAL, I, 313; Suppl., I, 547) doğru olmadığı anlaşılmaktadır. Derslerinde başta kendi eserleri olmak üzere Arap dili ve edebiyatı, kıraat, tefsir, fıkıh, hadis ve siyer gibi ilim dallarında çok sayıda eser okutan İbn Ebü'r-Rebî', dil alanında Sîbeveyh'in el-Kitâb'ı ile Zeccâcî'nin el-Cümelü'l-kübrâ'sı ve Ebû Ali el-Fârisî'nin el-Îżâḥ'ına özel ilgi göstermiş, bu kitaplara dair değişik hacimlerde birçok şerh kaleme almıştır. Mağrib'de o zamana kadar kimsenin okutamadığı Kitâbü Sîbeveyhi, Merînîler döneminde Fas'a çağrılan İbn Ebü'r-Rebî' ile Ebû Ali eş-Şelevbîn'in öğrencileri tarafından okutulmaya ve yayılmaya başlamıştır (Makkarî, el-Ezhârü'r-riyâż, III, 26-27). Kāsım et-Tücîbî, hocası İbn Ebü'r-Rebî'in Kitâbü Sîbeveyhi'yi bilerek okutabilenlerin sonuncusu olduğunu söyler (Bernâmec, s. 277).

Makkarî onun dil alanında ve özellikle nahiv sahasında yetiştirdiği öğrencileri karşısında diğer âlimlerin zor duruma düştüklerini, Sebte'ye nahiv okutmak için gelen İbn Hamîs et-Tilimsânî'nin İbn Ebü'r-Rebî'in sıradan bir öğrencisinin sorduğu sorular karşısında âciz kalınca Sebte'yi terkederek Mâleka'ya ve oradan da Gırnata'ya (Granada) gitmek zorunda kaldığını (Nefḥu'ṭ-ṭîb, V, 356-359), Tunus'ta fıkıh ve nahiv âlimi Ebü'l-Abbas Ahmed b. Yûsuf el-Fihrî ile öğrencileri, içinden çıkamadıkları birçok nahiv konusunu İbn Ebü'r-Rebî'in oraya gelmiş olan bir öğrencisinden öğrendiklerini söyler (a.g.e., II, 210).

Milʾü'l-ʿaybe adlı meşhur seyahatnâmenin sahibi İbn Rüşeyd, Arap dili ve Türk diline dair birçok eser yazmış olan müfessir Ebû Hayyân el-Endelüsî, eẕ-Ẕeyl ve't-tekmile müellifi İbn Abdülmelik el-Merrâküşî, Bernâmec müellifi Kāsım b. Yûsuf et-Tücîbî, kendisinin Bernâmec'ini derleyen İbnü'ş-Şât es-Sebtî, Şerḥu'l-Îżâḥ'ını (el-Kâfî) ihtisar eden ve Mısır'a götürüp tanıtan Ebü't-Tayyib Muhammed el-Kûsî es-Sebtî, yirmi yedi yıl Sebte emirliği yapan, hadis ve fıkıh âlimi Ebû Tâlib Abdullah b. Muhammed el-Azefî, nahiv ve kıraat âlimi Ebû İshak İbrâhim el-Gāfikī, İbnü'z-Zeyyât el-Kelâî ve Ebû Bekir Muhammed b. Ali el-Cüzâmî el-Erküşî gibi âlimler yetiştirdiği öğrenciler arasında sayılabilir.

Nahivde kendine has görüşleri bulunmakla birlikte Endülüs-Mağrib dil mektebinin genel temayülüne uyarak ihtilâflı meselelerde Basra mektebinin görüşlerini tercih eden İbn Ebü'r-Rebî' başta dil ve kıraat ilmi olmak üzere fıkıh, hadis, siyer ve tefsir alanlarında birçok eser vermiş, özellikle nahve dair eserleri gerek yaşadığı dönemde gerekse sonraki asırlarda büyük ilgi görmüş, uzun yıllar ders kitabı olarak okutulmuştur (İbn Rüşeyd, III, 108-109).

Kaynak: Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi

BİZE ULAŞIN
SON DAKİKA