İsmaili kimdir?

277 (890) yılında Cürcân'da doğdu. Dedesine nisbetle İsmâilî diye anıldı. Küçük yaşta Ahmed b. Hâlid ed-Dâmegānî ve Hüseyin b. Hafs el-Cürcânî'den hadis yazmaya başladı. İbrâhim b. Hânî el-Mühellebî'den fıkıh öğrendi. Dedesinden ve babasından rivayette bulundu. İsmâilî, ilk ilmî seyahatini Hasan b. Süfyân'dan hadis okumak üzere dayısı ile birlikte Nesâ'ya yaptı (294/907). Daha sonra Rey, Hemedan, Bağdat, Kûfe, Basra, Enbâr, Ahvaz, Musul, Mekke, Vâsıt ve Nîşâbur'a giderek Ahmed b. Muhammed b. Mesrûk, Ca'fer b. Muhammed el-Firyâbî, Ebû Ca'fer İbn Ebû Şeybe, İbn Nâciye, Ebû Ya'lâ el-Mevsılî, İbn Huzeyme, Muhammed b. Yahyâ el-Mervezî, Ebü'l-Kāsım el-Begavî'den hadis dinledi. Kendisinden Hâkim en-Nîsâbûrî, Ebû Hâmid el-İsferâyînî, Mâlînî, Berkānî, İbn Mencûye, Sehmî, Abdülkāhir el-Bağdâdî gibi âlimler rivayette bulundu. Ailesinde ilim geleneği kendisinden sonra oğulları Ebû Sa'd İsmâil, Ebû Nasr Muhammed ve torunları ile devam etti (Sem'ânî, I, 251-255). İlmî şöhreti yanında toplumdaki yüksek mevkii ve cömertliğiyle de tanınan İsmâilî Receb 371'de (Ocak 982) vefat etti.

Aralarında Berkānî'nin de bulunduğu kalabalık bir öğrenci grubu İsmâilî'nin ilme dair sözlerini yazmaya özen göstermiş olup onun fıkıhta Şâfiî mezhebini tercih ettiği ve fıkıhla ilgili eser yazdığı belirtilmiş, muhtelif eserlerde fıkhî görüşleri kaydedilmiştir. Tefsir, garîbü'l-Kur'ân ve garîbü'l-hadîs konularında da otorite sayılan İsmâilî'nin itikadda ehl-i hadîsin görüşünü benimsediği; meselâ Allah'ın Hz. Âdem'i kendi elleriyle yarattığı, Allah'ın elinin insanın bilemeyeceği şekilde açık bulunduğu ve onun arşı kapladığı (istivâ) düşüncesinde olduğu ifade edilmiştir.

İsmâilî'nin kendi adına bir sünen tasnif edebilecek geniş ilmine rağmen bütün mesaisini Buhârî'nin eṣ-Ṣaḥîḥ'ine vermesi İbn Gulâm Hasan b. Ali ez-Zührî tarafından eleştirilmişse de (Sehmî, s. 110) Müsnedü ʿÖmer adlı eserini inceleyen ve kendisinden "şeyhülislâm" diye söz ederek güçlü hâfızasına dikkat çeken Zehebî, İsmâilî'yi savunmuş ve onun bu tutumunun bir eksiklik değil bir üstünlük sayılması gerektiğini belirtmiştir.

Eserleri. 1. el-Müstaḫrec (Kitâbü'l-Câmiʿi'ṣ-ṣaḥîḥi'l-muḫrec ʿalâ Ṣaḥîḥi'l-ḥâfıẓi'l-Buḫârî, eṣ-Ṣaḥîḥ, eṣ-Ṣaḥîḥ ʿalâ şarṭi'l-Buḫârî). Berkānî tarafından rivayet edilen, ancak günümüze ulaşıp ulaşmadığı bilinmeyen dört cilt hacmindeki eserin bir cüzü âlî isnadla Buhârî'nin ta'liklerine ayrılmış ve Buhârî'nin muallak rivayetlerinin muttasıl senedleri tesbit edilmiştir. Eserde Buhârî'nin eṣ-Ṣaḥîḥ'ine almadığı herhangi bir hadise yer verilmemekle birlikte bazı metinlere ilâveler yapılmış, bazı rivayetler mânen ya da takdim ve tehirle nakledilmiştir. el-Müstaḫrec'in tertibi de farklı olup İsmâilî bu çalışmasıyla Buhârî'nin 100'ü aşkın muallak rivayetinin muttasıl senedlerini belirlemiş, mevkuf rivayetlerin merfûlarını kaydetmiş ve hadislerde mâna bakımından kapalı görünen bazı hususları açıklamıştır (el-Muʿcem, neşredenin girişi, I, 170-178). İbn Hacer'in yaptığı nakillerden anlaşıldığına göre el-Müstaḫrec'in girişinde eser ve eserin telif metodu hakkında bilgi verilmiştir (Şemseddin es-Sehâvî, II, 57; el-Muʿcem, neşredenin girişi, I, 178-180). 2. Kitâbü'l-Muʿcem fî esâmî şüyûḫi Ebî Bekr el-İsmâʿîlî. Üçü mükerrer olmak üzere müellifin 410 hocasının alfabetik olarak sıralanıp kendilerinden birer hadis nakledilen eserin üç cüz halinde Beyazıt Devlet Kütüphanesi'nde bulunan tek nüshası (Veliyyüddin Efendi, nr. 845) önce Heinrich Shützinger tarafından tahkik edilerek Das Kitāb al-muʿğam des Abū Bakr al-Ismāʿīlī adıyla neşredilmiştir (Wiesbaden 1978). Daha sonra aynı nüsha üzerinde Ziyâd Muhammed Mansûr doktora çalışması yapmış (1405, el-Câmiatü'l-İslâmiyye [Medine]) ve bu çalışma kapsamlı bir indeksle yayımlanmıştır (I-II, Medine 1410/1990). 3. el-Müsnedü'l-kebîr. Aralarında Hz. Ömer'in de bulunduğu bazı sahâbîlerin müsnedlerini ihtiva eden eserin 100 cilt dolayında olduğu ve sadece Müsnedü ʿÖmer'in iki cilt tuttuğu ifade edilmiştir (Zehebî, Teẕkiretü'l-ḥuffâẓ, III, 948). İsmâilî'ye nisbet edilen diğer bazı müsnedler de muhtemelen el-Müsnedü'l-kebîr'in kısımlarıdır. 4. Risâle fi'l-ʿaḳīde. İbn Teymiyye bu risâleyi Ebû Osman en-Nîsâbûrî es-Sâbûnî vasıtasıyla nakletmiş, İbn Hacer de gerek bu risâleden gerekse diğer bazı eserlerinden hareketle İsmâilî'nin itikadî konulardaki görüşlerini geniş biçimde iktibas etmiştir (diğer eserleri için bk. el-Muʿcem, neşredenin girişi, I, 166-167).

Kaynak: Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi

BİZE ULAŞIN
SON DAKİKA