Deniz tatili denince benim için akan sular durur. Çünkü tüm kış bu özel günlerin gelmesini bekleyen tam bir deniz tutkunuyum. En turkuvaz suyun, en ipeksi kumun peşinde koşarım. Bu nedenle Sardunya'dan Yunan Adaları'na, Tayland'dan Türkiye'nin en güzel köşelerine gezmiş biriyim. Ama hayatımda hiç mavi yolculuk yapmadım. Bu konu tamamen uzmanlık alanım dışında...
Haliyle üç tarafı denizlerle çevrili güzel ülkemizin, güzel koylarını koca bir guletle gezmedim. Bu açığı kapatmak şart olduğu için kışın o soğuk günlerinde, Fethiye'deki firmaları araştırmaya koyuldum. Sonunda tatile çıkacağımız dört aile için uygun büyüklükte bir gulette karar kılıp, ödemeleri yaptık. Operasyonun en önemli adımı tamamdı. Ve mavi tura çıkacağımız gün geldi çattı, siz bu yazıyı okurken ben Göcek koylarının keyfini sürüyor olacağım. Her şey organize edilmişti ama tekne kültüründen sınıfta kalma ihtimalimiz vardı. Bu nedenle, diğer tatillerin hiçbirine benzemeyen mavi tur için, teknede bir haftalık yaşam için bilmemiz gerekenleri araştırmaya başladım. Meğer teknede olmak, mavi tur yapmak ayrı bir hazırlık gerektiriyormuş...
İŞTE TEKNEDE DİKKAT EDİLECEK NOKTALAR
Tatile çıkınca valiz sayısını abartanlardan mısınız? Hemen çocukluğunuza inin ve altında yatan nedeni araştırın. Zira tekneye koca koca valizlerle gitmek büyük görgüsüzlük. Sonuçta bir şort, bir tişört, bir de mayoya ihtiyacınız olacak... Ne götürüyor olabilirsiniz ki?
Topuklu ayakkabıyı, taşlı tuşlu sandaletleri unutun. Doğaya dönüş mertebesindesiniz. Ayaklara özgürlük... Teknede çıplak ayak gezilir, hadi bilemediniz lastik terlikle... Mayo konusunda da aynı bilgiler geçerli. Teknede olabildiğince sadelik revaçta.
Sigara, puroyu hayatınızdan çıkardığınız iyi olmuş. Çünkü kamarada içemezsiniz... Seyir halindeyken de içilmez...
Tuvalet kağıdını çöp kutusuna atmayı bir türlü alışkanlık haline getirmediyseniz şimdi tam sırası. Teknede tuvalet kağıtları için istikamet çöp tenekesi.
Meraklı, ne bulsa kurcalar bir tip misiniz? Yandınız. Teknede kaptana sormadan onu bunu ellemek yok.
Güzel bir koya doğru yanaşıyorsunuz. Mavinin heyecanına kapılıp "Hooppp" diye suya atlamak yok. Önce demir atılacak, kaptan "Ok" diyecek.
Yine tekne yanaşırken, "Türk kahvesi alabilir miyim acaba?" diye mürettebata seslenmeyin. Bırakın adamlar önce işini yapsın. Demir attıktan sonra sıra sizin Türk kahvesi keyfinize gelecektir.
Teknede çoluğunuza çocuğunuza sahip çıkın demiyorum bile... Zaten o anne babanın birinci görevi sonuçta... Sonra bir bakmışsınız sularda...
Tekneyi buldum, bronzlaşayım diye düşünüp, güneş kremlerini boca edip canım tekneyi mahvetmemeye özen gösterin.
Denize bir şey atmayın demiyorum bile!
Bir şey döküldü mü anında silin.
Sakin bir koyda demirlediniz, huzur tavan yapmış vaziyette. Yanınıza bir tekne yanaştı, müzik son ses... Orada ortam kopuyor... Canınız sıkıldı di mi? Siz yapmazsınız biliyoruz da, kimse yapmasın istiyoruz.
Teknede su kısıtlı... Hamam sefası yapar gibi duş almayın. Herkesin hakkına saygı gösterin.
Elektrik konusunda da su maddesindekiler geçerli. Maşanızla saçlarınızı kıyıda kıvırırsınız...
RAHMİ KOÇ'TAN NEZAKET ÖNERİLERİ
Üstte yazdıklarım mavi yolculuk için bilinmesi gerekenlerdi... Bir de "En iyi tekne arkadaşımın teknesi" diyenlere öneriler yazmakta fayda var. Ama bu önerileri, tekne ile dünya turu yapan Rahmi Koç'un kitabından alıntılayacağım. Rahmi Koç Atlantik gezisini anlattığı kitabında Tekne Adabı diye bir bölüme de yer vermiş. Ünlü işadamı, kitabın o bölümünde yatta konuk olmanın inceliklerini şu maddelerle anlatıyor:
Bir dostunuzun yatına gecelemeye ya da haftasonu geçirmeye gidiyorsanız, bavulla gitmeyin, yumuşak bir çanta yahut bir gemici torbasıyla gidin.
Yatacağınız yer size gösterilinceye kadar soyunup dökünmeyin.
Bir yatta ne misafir gibi bir kenarda oturup herkesin size servis yapmasıın bekleyin, ne de işgüzarlık yapıp soyunup, mutfağa girip aşçıbaşı olun.
Yatta ne moda gösterisi yapın, ne de gün boyu giydiğiniz şort ve tişörtle akşam yemeğine oturun. Tercihen yeni giyecek giymemeye çalışın.
Öğleyin, büfe olsun beş çayı olsun mayoyla dahi olsanız masaya çıplak gelmeyin. Mutlaka üstünüze bir tişört geçirin.
Misafir olduğunuz yatta yardımcı olun ama işleri zorlaştırmayın. Size ne deniyorsa onu yapın.
Yatın lastik botuna çıplak ayak binin.
OLMAZSA OLMAZLAR
Bolca kutu oyunu. Özellikle çocuklarla mavi tura çıktıysanız, onları teknolojiden uzak tutmak, birbirleriyle temaslarını kuvvetlendirmek için aklınıza gelebilecek her tür kutu oyununu yanınıza alın.
Şnorkel, gözlük ve palet. Sonuçta tüm gün denize gireceksiniz, suyun altındaki güzellikleri keşfetmek için bol bol vaktiniz olacak.
Gitar çalan biri, yıldızların altında size romantik dakikalar yaşatabilir. Ekibinizde gitar çalan biri yoksa üzülmeyin, kendinize güzel bir şarkı listesi hazırlayın olsun, bitsin.
Mide bulantısına karşı ilaç almayı unutmayın. "Benim midem bulanmaz, denize alışkınım" demeyin. Hiç belli olmaz. Yanınızda bulunsun.
Çizgili bir tişört... Aslında bu keyfe keder... Sadece fotoğrafta çok iyi çıkıyor diye önerdim.
FİKİR VERECEK BİRKAÇ ROTA
FETHİYE -GÖCEK-FETHİYE: Kızılada'ya demirliyoruz. Göcek Limanı, Caretta Caretta kaplumbağalarıyla yüzebileceğiniz Dalyan, İztuzu Plajı, Göcek'in harika koyları Yassıcalar, Boynuzbükü, Bedri Rahmi Koyu ve Kleopatra Adası, Tersane Adası bu rota içinde görebileceğiniz yerler arasında...
BODRUM-GÖKOVA-BODRUM: Bodrum çıkışlı tur Alakışlabükü, Çökertme, İngiliz Limanı, Karacasöğüt, Sedir adası, Löngöz, Orak adası, Papuç burnu gibi eşsiz koyları içeriyor.
FETHİYE-KEKOVA-FETHİYE: Fethiye Yat Limanı, Kekova, Simena, Kaş, Kalkan, Yeşilköy Koyu, Göcek koylarının bir bölümünü gezebileceğiniz bir tur.
FETHİYE-MARMARİS-FETHİYE: Fethiye çıkışlı turda Ağa Limanı, Ekincik, Dalyan, Göcek koyları, Marmaris, Semizce, Manastır Koyu yer alıyor.
FETHİYE- YUNAN ADALARI- FETHİYE: Fethiye'den çıkıp Rodos, Simi ve Datça'yı içeren bir tur...
