Çok değil, daha 10 yıl öncesine kadar bize yabancı olan, sadece yaşlıların katıldığını düşündüğümüz gemi turlarını artık çok seviyoruz!
Türkiye'de artık dünyanın dört bir yanındaki bütün gemi turlarının satışı yapıldığı gibi büyük de ilgi gösteriyoruz.
Gemi turlarına katılan Türklerin sayısı her geçen yıl artıyor.
Yakın olduğu için en çok Ege ve Akdeniz'deki gemi turlarına katılsak da Karayipler'deki turlar da büyük ilgi görüyor. Uçakla Miami'ye gidip, oradan gemiye binip, harika Karayip adalarını gezmeyi kim istemez ki...
Karayipler'deki bu cazip gemi turlarından birine ben de katıldım. Dünyanın en büyük gemi turu şirketi Royal Caribbean'ın, denizlerdeki en büyük üç gemiden biri olan Allure of The Seas gemisi ile yaptığım bu turdan hakikaten çok büyük keyif aldım.
16 KATLI GEMİDE YOK YOK
Önce size gemiyi biraz anlatayım. 362 metre uzunluğunda, 64 metre genişliğinde olan bu gemiye bindiğinizde kendinizi daha çok lüks bir tatil köyündeymiş gibi hissediyorsunuz.
Mühendislik ve mimarlık harikası olarak tanımlanan, 16 kattan oluşan ve tam 6 bin 296 yolcu kapasiteli olan geminin içinde tiyatrodan dev alışveriş merkezine, spor sahalarından onlarca restorana kadar bir tatil köyünde ne olması gerekiyorsa hepsi var.
Konforun, lüksün, eğlencenin ve denizin keyfini doyasıya çıkarabileceğiniz geminin kamaraları da her türlü lüksü sunuyor.
Gurme düşkünleri için de şunu belirteyim; gemide yemek konusuna büyük önem veriliyor. Çok çeşitli mutfaklarda hizmet veren, başında Michelin yıldızlı şeflerin olduğu, çok şık dekore edilmiş ve en iyi garsonların hizmet ettiği restoranlar yemeği adeta bir şölene dönüştürüyor.
Bu arada geminin çok konforlu tiyatro salonunda dünyanın dört bir yanından gelen ödüllü sanatçılar tarafından hazırlanan hayranlık uyandıran şovları izlemek de başka bir ayrıcalık.
İLK DURAĞIMIZ HAİTİ
Şimdi de gemiyle nerelere gittim, neler gördüm, onlardan biraz söz edeyim.
THY'nin direk uçuşuyla Miami'ye gidip Fort Lauderdale adlı limandan gemiye bindik.
Akşama doğru demir alıp ertesi gün de denizde yol aldıktan sonra üçüncü gün sabahın erken saatinde Haiti'ye demir attık.
Karayip Denizi'nde bir ada ülkesi olan Haiti, deniz-kum-güneş keyfi için ideal. Biz gemiden inip kendimizi Labadee Plajı'na attık. Labadee, Haiti Adası'nda bozulmamış sahillere, mercan resiflerine ve ormanlık alanlara sahip dağlarla çevrili bir koy. Plajda katılabileceğiniz pek çok etkinlik var. Su sporları ve zip-line bunlardan bazıları.
SIRADA JAMAİKA VAR
Gün boyu Haiti'nin keyfini çıkardıktan sonra gece başka bir limanda uyanmak üzere yola çıktık.
Sabah uyandığımızda Jamaika'daydık. Gemimiz, Falamouth adlı bir sahil şehrine demirledi.
Burada sahil boyunca at ile gezinti yapabilir, beyaz kumların üstünde yürüyebilir, Dunn's River Şelalesi'ni Green Grotto Mağaraları'nı görebilir ve hatta gondolla nehir turu bile atabilirsiniz. Ama rehberimizin de yönlendirmesiyle Falamouth turumuzu kısa tutup 100 dolara taksi kiralayıp Jamaika'nın ikinci en büyük şehri olan Montego Bay'e gittik. Şehir küçük ama çok sevimli. Yerel halk da çok cana yakın. Şehrin merkezini gezdikten sonra 1700'lü yıllarda Batı Hint Adaları'ndaki en büyük yapılardan bir olmasıyla nam salmış Rose Hall'a gittik.
Daha sonra da Montego Bay'in en turistik bölgesi Hip Strip boyunca uzanan Doctor's Cave Bathing Club'da denizin ve güneşin tadını çıkardık.
MEKSİKA ADASI COZUMEL'DEYİZ
Hava kararırken Jamaika'dan demir aldık ve bu kez rotamız bir Meksika adasıydı.
Ancak yolumuz biraz uzundu, ertesi gün denizde yol aldıktan sonra bir sonraki sabah uyandığımda Meksika'nın Cozumel adasına yanaşıyorduk. Rehberimiz, Cozumel'de mutlaka şnorkel ile dalmamızı, sahilde gezmemizi, botanik bahçelerini görmemizi, San Miguel kasabasında alışveriş yapmamızı ve en önemlisi de Tulum şehrinin eski Maya uygarlıklarına ait kalıntılarını görmemizi önerdi. Ve tabii biz de söylediklerini yaptık.
Özellikle Maya kalıntıları çok etkileyiciydi.
Cozumel'de, Meksika geleneklerini gözlemlemek ve yerel kıyafetli Meksikalıları görmek bile çok güzeldi.
GEMİDE SIKILMAYA ZAMAN YOK
Cozumel uğrayacağımız son limanımızdı. Buradan ayrıldıktan sonra geriye dönüş yoluna çıktık. Akşam yola çıkıp ertesi gün denizde yol alıp bir sonraki günün sabahında Miami'ye geri döndük. Bu arada şunu da hemen belirteyim; gemi tüm gün denizdeyken hiç sıkılmıyorsunuz, günün nasıl geçtiğini bile anlamıyorsunuz. Çünkü gemide yapılacak o kadar çok şey var ki, hatta hepsini yapmaya zamanınız bile kalmıyor. Aktivite insanı değilseniz de geminin havuzu ve güneşlenme terasları sizi bekliyor.
MERAK EDİLEN SORULAR
Gemiler güvenli mi?
Gemiler çok güvenli. 'Cruise Lines International Association' tarafından belirlenen uluslararası standartlarda inşa edilen gemiler, son teknolojiye sahip yön bulma teçhizatıyla donanmış ve Amerika'daki, dünyanın en büyük Hava Durumu Bilgisayar Sistemi'ne bağlılar.
Gemide ne tür kıyafetler giyilir?
Herhangi bir tatile giderken yanınıza aldığınız giysileri, gemi seyahati için de götürebilirsiniz.
Restoranlarda sabah ve öğlen spor kıyafetler, gece ise abiye kıyafetler tavsiye ediliyor. Hangi mevsimde olursa olsun gemi içerisinde klimaların yüksek seviyede çalışmasından dolayı ceket, hırka gibi koruyucu giysilerin yanınızda bulunmasında fayda var.
Çocukla gemi turuna çıkılır mı?
Neredeyse tüm gemi şirketleri çocuklu seyahat eden aileleri düşünerek gemilerinde profesyonel eğitimli bakıcılar ve gözetmenler bulunduruyor.
Çocuğunuz yüzmekten, spor yapmaktan, oyun oynamaktan hoşlanıyor ise gemi seyahatinde çok güzel vakit geçirecektir.
Denizin ortasında haberleşme imkanı var mı?
Gemideyken uydu üzerinden istediğiniz her yeri arayabilirsiniz.
Bütün gemilerde internet erişimi mevcut.
Sağlık sorununa karşı doktor ve hemşire var mı?
Gemilerde, doktor ve hemşirelerden kurulu sağlık ekibiyle beraber gerekli tıbbi donanım bulunuyor.