Bahar geldi, güneş kendini göstermeye başladı. Ara ara yağmurlu ve rüzgarlı günler araya girse de baharın coşkusu bir başka. Üstelik pek çok araştırmaya göre baharda seyahat etmek çok daha ekonomik, konforlu ve eğlenceli. Yazın olan sıralar ve yoğunluk yok, kışın ise soğuğu yok. O halde valizlerinizi hazırlamaya başlayın. Pek çok tur şirketinin şimdi sıralayacağım yerlere ekonomik turları da mevcut. Mesela Akdeniz'de bir adada belki denize giremezsiniz ama çok kalabalık olmadan keyifli bir tatil geçirebilirsiniz. İsveç ormanlarında bol oksijen alıp trekking yapmaya ne dersiniz? Maceraperest ya da sakin bir tatil, ne istediğinize karar verin yeter. Mart ayı Avrupa'da tatil için en doğru zamanlardan biri. Yeni otel ve restoranları da göz önünde bulundurarak bir rehber hazırlamaya çalıştık. Avrupa'da bir bahar tatiline hazır mısınız? İşte sizi cezbedecek bazı seçenekler...
ZÜRİH, İSVİÇRE
Kimilerine göre sıkıcı bir destinasyon. Ama ben şahsen Zürih ve İsviçre aşığıyım... Sadece kasabalarında bile tüm bahar aylarını geçirebilirim. Kayakseverlerin kışın gittiği Zermatt, Gstaad gibi yerlerde bahar ayları boyunca kalabilirim. Ama Zürih'in yeri ve önemi de başka. Öncelikle Zürih'in İsviçre'nin başkenti olmadığı bilgisini tekrarlayarak başlayayım. Zira pek çok kişi hâlâ bu yanılgıda. Oysa İsviçre'nin başkenti Bern. Ama Zürih en önemli metropolü. Tıpkı New York ya da İstanbul misali... Peki ama ne mi yapmalı Zürih'te?.. Old Town yani eski şehirde kafe kültürünü benimseyebilirsiniz. Ya da Bahnhofstrasse'de alışveriş yapabilirsiniz. En azından vitrinlere bir göz gezdirin. The Dolder Grand ise en sükseli otellerinden biri. Brunch'ları kaçmaz. Bu ay ise pastane şefleri altı tabaktan oluşan özel bir tadım menüsü sunuyor. Sırf bunu deneyimlemek için bile gidilebilir...
DUBROVNİK, HIRVATİSTAN
En sevdiğim destinasyonlardan biri Dubrovnik. Hem çok güvenli hem gurme tatilin en önemli adreslerinden biri hem de oldukça ekonomik. 25 Haziran 1991 yılında bağımsızlığını ilan ediyor Hırvatistan. Sadece üç ay sonra da kendini savaşın içinde buluyor. Dalmaçya kıyıları da o dönemde haritadan siliniyor. 1995 yılında imzalanan Dayton Barış Anlaşması ile de normale dönüyor. 2005 yılında UNESCO tarafından başlatılan restorasyon çalışmaları sonrası da deyim yerindeyse küllerinden doğuyor. Ve o tarihten itibaren de dünyanın göz bebeği tatil destinasyonlarından biri haline geliyor. Pek çok cruise gemisinin durak noktalarından biri. Ama jet-set'in de sevdiği yerlerden biri. Tam da o yüzden mart ayı en doğru zaman. Ne fiyatlar yükseliyor ne de eski şehir denilen bölge kalabalık oluyor. İrili ufaklı keşfedilmeyi bekleyen bin 200 ada var Dubrovnik'te. Ama bu daha çok yaz turizmi için. Eski şehirde ise birbirinden lezzetli deniz mahsulleri sunan restoranlar var. Biraz İtalya biraz Balkan etkisinde mutfağı. Ston bölgesinde ise dünyanın en iyi istiridye çiftlikleri var. Sevmeyenlerdenseniz et konusunda da oldukça iyi mekanlar olduğunu da belirteyim. Hem Türk yemekleri özlerseniz Rixos Otel'in içindeki restoranda şef Özgür Dönertaş'ın enfes yemeklerinin tadına bakabilirsiniz. Sun Gardens Dubrovnik'in kapalı yüzme havuzu ve spa'sı bu ay hizmete giriyor. Kısacası Hırvatistan'a gitmek için neden çok.
OBIDOS, PORTEKİZ
Bu kez Avrupa'nın en batısına, Portekiz'e gidiyoruz. Bu arada elbette görmediyseniz önce Lizbon'a iki gün ayırın, derim. Ama Obidos'a gitme nedenimiz tamamen çikolata. Zira Uluslararası Çikolata Festivali baharda Obidos'ta düzenleniyor. Aslında bu yılki tarih aralığı 24 Nisan-3 Mayıs arası. Ama bölgede hareketlilik mart ayı itibariyle başlıyor. Mart ayı sadece çikolata değil, makarna, pasta ve trüf mantarlarının da sergilenmeye başlandığı ay. Ayrıca bahar ayları boyunca şehir sanata doyuyor. Hem nisan ayına oranla otel fiyatları da çok daha uygun oluyor.