Destanlar anlattıkları efsanevi olaylar dolayısıyla her yaş kesimine hitap etmektedir. Oldukça eski zamanlardan günümüze kadar ulaştığı için de çok ilgi çekicidir. Bu yüzden internet üzerinde çok fazla araştırılmaktadır. Destanlar ile ilgili en fazla araştırılanlardan birisi en eski destanın ne olduğudur. İnsanlar en eski destanı çok merak ederler. Peki tarihte bilinen en eski destan hangisidir? Türklerin en eski destanı hangisidir? Tüm detaylar bu yazıda...
Bilinen En Eski Destan
İnternet üzerinde çok fazla araştırılan destanlar arasında en çok ilk yazılmış olan destan merak edilmektedir. İnsanların tarihin ilk destanının ne olduğunu doğal olarak merak ederler. Tarihin en eski destanı Gılgamış Destanıdır. Tarihin bilinen en eski destanı ölümsüzlüğü arayan bir kralın hikayesi olan Gılgamış Destanıdır. Destana konu olan kral Gılgamış İÖ. 3000 yıllarının ilk yarısında Mezopotamya'da Uruk kentinde hüküm sürmüş olarak bilinmektedir. Ölümsüzlüğün ve bilginin peşindeki insanı yücelterek anlatan Gılgamış Destanı şimdiye kadar dayanabilmiş en eski destandır. Gılgamış Destanı, Akat ve Sümer dillerinde yazılmış tabletlerden derlenmiş bir destandır. Bunlar arasından günümüze 12 tablet kalmıştır. Ama bu tabletler eksik olduğu için maalesef destan metninin bütünü elde edilememiştir. 1855'te Ninova'da yapılan kazılarda, Asur Kralı Asurbanipal'in bulunan bu tabletlere daha sonra Türk-İran sınırında ve Irak'taki Nippur kenti kazılarında bulunan tabletler eklenmiştir. Ayrıca Türkiye'de Sultan Tepe ve Boğazköy'de yapılan kazılarda da destanını bazı kısımları bulunmuş olsa da henüz tümü gün ışığına çıkarılmamıştır.
Tarihte Bilinen En Eski Yazılı Destan
Tarihte bilinen en eski destan pek çok insan tarafından merak edilmektedir. Destanlar arasında ismini en çok duyurmuş olanlardan birisi aslında en eski destandır. Bu destan Gılgamış Destanıdır. Gılgamış Destanı tarihin en eski destanıdır. Bu destan tabletlere yazılmıştır. Tabletler parça parça bulunmuş olsa bile halen tamamı bulunmuş değildir. Destanın içeriği yine de bilinmektedir. Destanı özetlemek gerekirse şöyledir: Görkemli bir şehir devleti olan Uruk'un üçte ikisi tanrı, üçte biri insan olan kralı Gılgamış acımasız ve zorba bir kralmış. Halkın yalvarmalarına Tanrılar Tanrısı kulak verir ve Tanrıça Aruru'ya Gılgamış'la baş edebilecek bir insan yaratmasını söyler. Aruru da Enkidu'yu yaratmıştır. Endiku çırılçıplak gezmektedir. Hayvanlarla dosttur, onlarla yaşar ve avcıları onlara yaklaştırmaz. Avcılar Endiku'dan şikayetçilerdir. Kurnaz Gılgamış, genç bir kadın gönderir ve bu kadın Endiku'yu kendisine aşık eder. Endiku'yu Gılgamış'la savaşmaya ikna eder. Gılgamış'la Enkidu karşılaşırlar ve zorlu bir savaşın sonunda, Gılgamış Endiku'ya yenilir. Bu yenilgi ikisi arasında büyük bir dostluğun doğmasına yol açar. Birlikte, bakışıyla insanları taşa çeviren sedir ağacı ormanlarının bekçisi Hunbaba'yı öldürürler ve kutsal sedir ağacını alıp Uruk'a getirirler. Gılgamış Tanrıça İştar'ın ilgisini çeker ama Gılgamış İştar'ın aşk teklifini kabul etmez. İştar çok öfkelenir ve Gökler Tanrısı'ndan Fırtına Boğası'nı ister. Hayvanı Uruk'un üstüne salar. İki dost onu da alt ederler, bu durum tanrıları daha da kızdırır ve Endiku düşler görmeye başlar, ölümünü görmektedir. Yatağa düşer ve ardından ölür. Gılgamış perişan olur. Ölüm korkusu sarar yüreğini ve ölümsüz olduğunu bildiği Utanapişti'i bulmak için ölüm denizini aşar. Utanapişti'nin yanına ulaşır, onun verdiği ölümsüzlük otuyla ölümsüzlüğe kavuşacaktır. Ama, Gılgamış ölümsüzlük otunu yemeye fırsat bulamadan onu bir yılana kaptırır ve Uruk'a eli boş dönmek zorunda kalır.
Bilinen En Eski Türk Destanı
Türkler tarafından en eski Türk Destanı çok merak edilir. Türk Destanları oldukça ilgi çekici destanlardır. Ve pek çok Türk Destanı bulunmaktadır. Hepsi de hayranlık uyandıracak kadar etkilidir. Tarihte bilinen en eski Türk Destanı ise Yaratılış Destanı'dır.