KALBİNİN ADI KARAKIZ
Yoğun bakımdan odaya çıkartıldığında yine aynı çantanın yanında olduğunu görünce şaşırmış "bu benim çantam değil" deyince doktorlar tarafından kendisine açıklama yapılmış. Yeni kalbine siyah olduğu için "karakız" adını takmış. Üç çocuğu var, bir zamandan dağlara sürüsünü götürüp çobanlık yaparmış ama son üç yılı hep yatağa bağlı kalmış. Şimdi dağlara çıkıp koyunlarının yanına dönmek istiyor, şarjını doldurduğu sürece doktorları normal hayatına dönmesine izin vermiş. "Bizim yaylalarda artık elektrik var, zorlanmam" diyor. Hastaneden taburcu olmak için gün sayarken "çok mutluyum, yeni kalbimi çok beğendim, bütün köy beni merak ediyor, bizim oraya biyonik adam gibi döneceğim" diyor.
'Babacığımın kalbine dokunabiliyorum'
AHMET Karakoç 38 yaşında yapay kalpli bir baba. O yanından ayırmadığı kalbi ile dolaşırken minik kızı da evin içinde bile ayıcıklı çantasını yanından ayırmıyor. Babasının çanta kalbinin önemini anlamış. Büyüyünce doktor olmak istiyor, babasını hastayken o kadar uzun süre beklemiş ki şimdi yanından bir an olsun ayrılmak istemiyor. Küçücük yaşına rağmen yapay kalbi ilk görenlerden biri o. Babasının kalbi o doğduğu yıl hastalanmış. Bu nedenle o babasını hep yatakta görmüş. Şimdi yanından ayırmadığı bu siyah çanta sayesinde ayağa kalktığını, hastaneden eve döndüğünü görmüş o yüzden çantayı çok seviyor. O da o günden sonra çantasız asla dolaşmıyor. Ahmet Karakoç da ameliyata girdiğinde son noktada olduğu için yapay kalp onayını yakınları vermiş. Gözlerini açtığında vücuduna kordonla takılı olan siyah çantayı görmüş. Doktorları yanına gelip açıklamayı yaptığında ilk sorduğu soru "açma kapama düğmesi var mı" olmuş. Merak edenler için şimdi ben yanıtlayayım "yok" diyor. Şarjı değiştiriliyor ama kalp aynı insan kalbi gibi sürekli çalışıyor. Kalbi nedeniyle emekli olmuş eski bir asker olan Ahmet Karakoç, "Bu kalp benim yeni hayatım" diyor.
Çanta kalple âşık da olabiliyorlar