Amasya'nın Göynücek ilçesinden 1980'de Ankara Jandarma Astsubay Okulu'nu kazanan Cengiz Uzun, okulunu bitirdikten sonra Diyarbakır'ın Silvan ilçesine astsubay olarak atandı. 6 yıl boyunca görevini farklı yerlerde sürdüren Uzun, 1990'da namaz kıldığı için irticai faaliyetten askerlikten atıldı. Atıldıktan sonra hiçbir yerde iş bulamadı ve pazarcılık yapmaya başladı. Bu sırada ilk eşini kaybetti ve iki çocuğu ile birlikte yalnız kalınca Songül Uzun ile ikinci evliliğini yaptı. 1996'da Cengiz-Songül Uzun çiftinin ilk çocuğu İbrahim dünyaya geldi ancak doğum sırasında beynine oksijen gitmediği için bebek serebral palsili doğdu. Ailenin dünyası başlarına yıkıldı. Serebral palsiyi daha önce hiç duymamışlardı ve neyle karşı karşıya olduklarını bilmiyorlardı.
"MUCİZE İBRAHİM"
Anne ve babası İbrahim için yıllarca büyük bir mücadele verdi ve emeklerinin karşılığını aldı. İbrahim ilk kez 18 yaşında yürüdü, 19 yaşında da ilk kelimelerini söyledi. Doğduğunda ağır mental retardasyon yani zekâ geriliği olduğunu söyleyen doktorlar, kaydettiği gelişimi görünce onun adını "Mucize İbrahim" koydu. İbrahim'in hareket edebilmesi için dükkânında onlarca alet tasarlayıp 2018'de bu çalışmalarını serebral palsili çocuklara destek amacıyla kurdukları dernek olan Separinder'e taşıyan Cengiz Uzun, İbrahim'in doğduğu günden derneğin kurulma zamanına kadar yaşadıklarını SABAH'a anlattı.
"MADALYAMIZ OLSA SİZE VERİRDİK"
Oğlunun tedavisi için Amasya'dan İstanbul'a taşınan Cengiz Uzun, "Bizi İstanbul'a geldiğimizde gören fizyoterapistler 'Madalyamız olsa size veririz, bunu nasıl başardınız' dedi. İbrahim ilk ameliyatını 13 yaşında oldu ve 3,5 yıl boyunca fizik tedaviye devam ettik, hiçbir gelişme olmadı. Ama ben pes etmedim, oğluma her zaman güvendim. Ona bilgisayar aldım ve arkadaşları İbrahim'e bilgisayar kullanmayı öğretti. İbrahim bilgisayardan satranç oynamayı öğrendi ve herkesi yenmeye başladı." dedi.
"OĞLUMU KOMANDO GİBİ EĞİTTİM"
16 yaşında ikinci ameliyatını olan İbrahim'in ailesine doktorlar iki ayağını da her gün bin kere oynatması gerektiğini söyledi. O gün işi gücü bırakıp, pijamalarını giyip askerlik döneminden bildiği fizik hareketlerini oğluyla yapmaya başladığını söyleyen Uzun, "Komando yaptım oğlumu. Su borularından bir prototip cihaz tasarladım ve sanayiye gidip bu cihazı yaptırmak istedim. Herkes bana deli gözüyle baktı ama sonunda bin defa hareket ettirecek o makineyi yaptırdık. 28 Şubat 2012'de İbrahim ilk defa koridorda boydan boya yürüdü. Hemen annesini çağırdım, inanamadık ağlayarak İbrahim'i izledik" şeklinde konuştu.
DOKTORLAR ONA 'MUCİZE İBRAHİM' DİYOR
Bir süre sonra yürümesi geriye giden İbrahim'i bu defa Kocaeli'de bir doktora götürdüklerinde doktorun kendilerine, "Bu çocuğun adını "Mucize İbrahim" koyuyorum. Ben de 30 yıldır bu işi yapıyorum, böyle bir çocuk görmedim, siz nasıl yürüttüğünüzü gelin bize anlatın" dediğini ifade eden Uzun şöyle devam etti: "Yeni cihazlar tasarladık ve 2016'da İbrahim yeniden kendisini toparladı. O dönemler artık serebral palsiyi kendim öğrenmeye çalıştım. Tıp kitapları, fizik tedavi kitapları satın aldım okudum. Serebral palsi bir hastalık değil, beynin içerisinde bulunan bir kısım hücrelerin doğum öncesi, doğum anı ya da doğum sonrasında ölmesi demek, yani bir eksiklik. Bunun sebebi beynin oksijensiz kalması. Bu ne bulaşıcı bir hastalık, ne ilaçla ne de nörolojiyle bir ilgisi yok. Biz de bunu yıllar sonra öğrendik."
ÇOCUKLAR SEPARİNDER'DE SOSYALLEŞİYOR
Kurdukları dernekle çocukların sosyalleşmesine destek olmak istediklerini ifade eden Uzun son sözlerini şöyle aktardı: "2018'de Cumhurbaşkanlığı'nın desteğiyle derneğimizi kurduk. Çocuklar burada fizyoterapistlerle birlikte zıplama, bisiklet sürme, eğilip kalkma, mekik hareketleri yapıyor. Aynı zamanda anneleri de burada öğrendiklerini dışarda çocuklarına yaptırıyor. Burada klinik ve sağlık kurumu gibi bir hizmet vermiyoruz, çocuklar sosyalleşiyor, birbiriyle yarışıyor, kazanmayı ve kaybetmeyi öğreniyor. Bizim derneğimize geldikten sonra başını tutan, yürüyen, ameliyata olacakken ameliyata gerek kalmayan çocuklar oldu."
"ÇOK ZORDU AMA BİZ ÖĞRENDİK VE BAŞARDIK"
Anne Songül Uzun: "Çok zor zamanlar geçirdik. Yaptığımız şeyin doğru mu yanlış mı olduğunu bilmiyorduk. Biz bir şeyler ürettik ve deneme yanılma yoluyla öğrendik ama sonuç aldık. Şu an İbrahim kendisini ifade ediyor, derdini anlatabiliyor. Artık bize çocukluğunda içinde kalan şeyleri bile anlatıyor. Bu insanlar her şeyi bilen, hisseden, duyguları tastamam insanlar o yüzden onların anlaşılması gerekiyor."
TÜRKİYE'DE 700 BİN SEREBRAL PALSİLİ İNSAN VAR
"Hayırseverlerden ve resmi kurumlardan destek bekliyoruz. Dünyada 70 milyon civarında, Türkiye'de de toplam 700 bin civarında serebral palsili insan var, bunların en az 250 bini 0-15 yaş arası. Bize daha geniş bir yer verilmesini istiyoruz. Bu çocuklara ait spor yapabilme imkânları olması gerekiyor. Çocuklar burada 5 saat boyunca top havuzuna giriyor, yürüme bandına çıkıyor bunların hepsini yaparken yuvarlanıyor, hareket ediyor ve böylece bütün kasları çalışıyor. Burada hiçbir çocuk zorlanmamalı, çocuğun istemediği hiçbir hareket yaptırılmamalı. Çocuğun hareketleri hayatın içerisine yedirilmeli ve çocuk farkına varmadan yaşam içerisinde öğrenmeli" dedi.