Türkiye'nin en iyi haber sitesi
EMRE AKÖZ

'X' harfinin sesi nasıl çıkar?

Başbakan Erdoğan'ın açıkladığı Demokratikleşme Paketini konuşmaya devam ediyoruz... Tartışılması istenen üç seçim sisteminden, 'İki Turlu Dar Bölge'nin en uygunu olacağını söyledim dün.
Türkiye gibi değişken bir toplumun özlemlerine daha fazla cevap verecektir bu sistem.
Okurumuz Muharrem Kayhan şu notu geçmiş: "İki turlu dar bölgenin en önemli avantajı, TBMM'de de varılmasını arzuladığımız uzlaşmaların, sandıkta da sağlanmasıdır." Gerçekten de böyle bir katkısı var sistemin.
Mesela, kemik oylar sayesinde ilk turda yüzde 45 alan Z partisi adayı... "Bu çirkef adam Meclis'e girmesin" diyerek birleşen diğer seçmenler sayesinde ekarte edilebiliyor.
Bu ihtimale karşı partiler, bölgelere uygun, yerel sorunlara hâkim, sevilen kişileri aday gösteriyorlar. "Odunu göstersek seçilir" anlayışı bitiyor.

Özgürleşen klavye
Paketin bir başka önemli maddesi, Başbakan'ın "klavyeleri özgürleştiriyoruz" diyerek sunduğu, Q, X ve W'nun üzerindeki yasakların kaldırılması...
Halbuki biz 1928'de Latin alfabesini kabul ettik. En azından ekonominin gereği olarak (temsilcilik, vs.) Batılı firmalarla işbirliği halindeyiz. Bu da o harfleri kullanmayı zorunlu kılıyor. Zaten de pratikte kullanılırken; polis, savcı ve yargıçlar o noktada gözlerini kapatıyor. Hatta yasağın çiğnendiğini fark etmiyorlar bile.
Ama iş Kürt isimlerine geldi mi, alarm çalıyor, "Yassak hemşerim" anlayışı devreye giriyor. Bu çifte standardın kaldırılması önemli bir gelişme.
Ancak başka tartışmalara hazır olalım. Örneğin X harfi daha çok "ks" diye okunuyor. 'Pixel'e 'piksel' diyoruz. Öte yandan İspanyolcada "şe" sesine tekabül eden X harfinin, Kürtçedeki karşılığı genizden çıkarılan "" sesi.
Kökenini bilmediğimiz kelimeleri okurken şaşıracağız: İngilizce mi, İspanyolca mı, Kürtçe mi? Bir süre karışıklık olması, yasağın devam etmesinden çok daha iyi. (Spor basını bile "Barça" kelimesindeki "Ç" harfinin "se" sesi olduğunu öğrendi.)

Andımız ve üniforma
Bir de kaldırılacak olan 'Andımız' var. Sürekli okurlarımız hatırlar: Vesayet Rejimi'ne karşı mücadele ederken sıkça değindiğim konulardan biriydi bu...
Mesele sadece Kürt çocukları değil... Herhangi bir çocuğu, okula gittiği her sabah, "Varlığım Türk varlığına armağan olsun..." diye bağırtmak faşizan bir uygulamadır.
23 Nisan 1933'te dönemin Milli Eğitim Bakanı Reşit Galip tarafından yazılan 'Andımız', diktatörlükler çağından kalmadır. Avrupa'da diktatörlükler yıkıldı ama esintileri bizde devam etti.
Paketle bir ilgisi yok ama bu vesileyle "okulda üniforma" konusundaki fikrimi de söyleyeyim: Ben üniformadan yanayım. Öğrencilere disiplin duygusunu aşılamada, bu tip görsel öğelerin önemli yeri vardır.
Bir kenara yazın: Başıboş özgürlük yaratıcı değildir. Belli bir hedefe yönlendirildikten sonra serbest bırakılmış zihinlerdir yeniyi yaratan.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA