Artık yaşamıyor, yapmıyor, olmuyor, tecrübe etmiyor, denemiyor ama sürekli "deneyimliyor"uz. Bir kelime bu kadar mı tutar! Bakıyorum, çok farklı bir şey yapmış gibi söyleniyor. ..Türkçe fakat ecnebi havalı bir kavram olur mu? Oluyormuş. Geçenlerde bir ahbap "Alman aşısını deneyimlemeyi tercih ederim" gibi bir laf etti, orada bittim.
***
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz
Sevgili dostum Bülent Korman geçen gün "Covid-19'dan öğrendiklerim" başlığı altında topladığı notlarını gönderdi. Hepsini yüzümde buruk bir tebessümle okudum, içime oturdu yazdıkları. Bir yerde şöyle diyordu Korman: "Meğer ne çok doğasever varmış, tek bir ağaç dahi dikmemiş; oraya buraya koşmaktan nefessiz kalacak kadar hızlı yaşarken birileri, aslında hep yavaşlamak, sade yaşamayı savunmak istermiş... Ne çok eli tencereye değmeyen varmış, bir salgın olsa da, "mutfaktan çıkmasak" diye bekleyen... Kimler, kimler varmış meğer, hem "Oh, aralıkta denize giriyoruz!" diye mutlu, hem de "Bu kuraklık n'olcak?" diye soran.."
***
"Bir Başkadır" dizisini hiç mi izlemedim? Çok sordunuz. Tamam, cevaplıyorum. Diziyi platforma çıkışının ilk günlerinde izledim. Çünkü on yıldır Berkun Oya'nın her işine ilgi duyarım, dikkat ederim. Dizinin ilk üç bölümünden gerçekten etkilendim ama sonrası için söyleyeceğim net: Harcadığım vakte yazık oldu! Neden yazmadım? Çünkü aklımın almadığı bir tartışma ve yorum fırtınası patlak verdi. Kendi zihnimden geçenlerin medyada konuşulanların çok dışında olduğunu hissettim ve sustum. Hele hem senaryoda hem de diziyi tartışanların kafasında Meryem'in bugünün "muhafazakar"larını simgeliyormuş gibi ele alınmasını şaşkınlıkla izledim. Belli ki, diziyi yapanların da, dizi üzerine yazanların da evlerinin oradan çoktandır 24 geçmiyor...***
Markette önümdeki orta yaşlı kadının temassız kartı çalışmadı. Diğer kartını çıkarıp kasiyere uzattı. Ama hava değişmişti bir kere... Zavallı kadıncağız kendini küme düşmüş bir takımın oyuncusu gibi hissetmeye başladı. Kasiyer saniyeler boyu "oldu mu şimdi ya!" diyen ifadesini korudu. Sıradakiler huzursuzlandı... Nasıl dönüşüyor günlük hayatımızın tercihleri, yeni teknoloji nasıl sınırları aşıyor, diyorsanız, işte böyle! Duygularımızı çizerek, sınıfsal sınırlar yaratarak, horlayarak, uyduruktan statüler kazandırarak...