Türkiye'nin en iyi haber sitesi
BAŞYAZI MEHMET BARLAS

Siyaset de zekâyı ve mizahı kaldırabilir...

Özellikle siyasette her konuyu bir ölüm kalım meselesi gibi sunmak, toplumu hem geriyor, hem de yoruyor. Oysa siyaset de, "Zekâ"yı ve "Mizah"ı içeren bir meslektir.
DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar'ın, arkadaşımız Balçiçek Pamir'e verdiği demeçteki "Kodu mu oturtan paşalar cephede lazım" sözü, buna bir örnek.
Eski bayramlardan çok, siyasette zekâyı ve mizahı her gün daha fazla özlediğimi hissediyorum. Örneğin rahmetli Turan Güneş'in Türk siyasetinin de "Ağır ol molla" teorisini benimsemesini nasıl alaya aldığını hatırlıyorum.
Daha önce de yazmıştım. 1950 seçim kampanyasında Kandıralı bir Demokrat Partili "İsmet Paşa asker kaçağıdır" diye konuşmalar yapıyormuş. Turan Güneş "Hem paşa, hem asker kaçağı nasıl olur" diye sorunca, adam şu cevabı vermiş:
- İsmet Paşa' sevmiyorum. Onun seçimde yenilmesini istiyorum. Bunu uzun uzun başka türlü nasıl anlatabilirim ki?
Bayramın birinci günü, zekâya ve mizaha karşı özlemimi gidermek için, Winston Churchill'in çeşitli konulara hınzırca yaklaşan cümlelerini yeniden okudum. Bu sırada, "The Wicked Wit of Churchill" (a.g.e., Dominique Enright, Michael O'Hara Books, London, 2002) kitabında, İsmet İnönü'nün adının geçtiği anekdotlara da rastladım. Bir tanesi şöyleydi:

BENİ ÖPTÜ
"Türkiye'nin 2'nci Dünya Savaşı'na Müttefikler yanında katılması çabalarına konu olan 1943'teki Kahire Konferansı, başarısızlıkla biterken, Türkiye'nin Cumhurbaşkanı İnönü, Churchill'e sarılarak sıcak biçimde veda ediyor. Churchill'in Dışişleri Bakanı Anthony Eden, bu vedalaşma hakkında "15 saatlik başarısız müzakere için, bu kucaklaşma bir şey ifade etmez" yorumu yapıyor. Bunun üzerine Churchill de kızı Sarah'a şöyle diyor:
- Bugün ne oldu biliyor musun? Türk Cumhurbaşkanı beni öptü. Yani ben dayanılmaz ölçüde çekiciyim. Ama sakın bunu Anthony'ye söyleme. Çünkü o çok kıskançtır."
Churchill, tarihin en kanlı savaşında İngiltere'nin sorumluluğunu taşırken bile hep böyle hınzırca cümleler kurmuş. Örneğin Yalta Konferansı'nda Sovyet lideri Stalin için kadeh kaldırırken, "Sayın Stalin'in barış için ne tür derin bir arzu duyduğunu biliyoruz" dedikten sonra çevirmenin kulağına "Stalin'in ayrıca Polonya' nın bir parçasına, Çekoslovakya'nın bir parçasına ve Romanya' nın bir parçasına da ne derin arzu duyduğunu biliyoruz" diye fısıldamış.

ZEKÂ VE MİZAH
Muhafazakar Churchill için, Sovyet komünizmi, en büyük siyasi düşmandır. Sovyet rejimi için, "Rusya'da bir adamın malına mülküne el koyulup, çocuğu ile karısı öldürülünce adam buna isyan ediyorsa, ona karşı devrimci derler" dediği bilinir.
Amerika hakkındaki izlenimlerini soran Kanadalı gazetecilere de "Amerika'da tuvalet kağıtları çok ince, gazeteler çok kalın" yorumunu seslendirir.
Savaş kabinesinin başbakanı olarak bir paraşüt fabrikasını gezerken sigarını yakınca, fabrikanın itfaiye sorumlusu Churchill'i "Burada sigara içmek çok tehlikeli" diye uyarır. Churchill de adama "Merak etmeyin. Dumanı içime çekmiyorum" diye cevap verir.
- Sorumsuz ve haklı olmak, sorumlu ve haksız olmaktan iyidir.
- Fanatik, düşüncesini de konuyu da değiştiremeyen kişidir.
- Her havlayan köpeğe taş atmaya çalışırsan, uzun yolculuğun sonunu getiremezsin.
- Ressamlar için peyzaj yapmak daha akılcıdır. Çünkü hiçbir ağaç "Beni kötü çizmişsin" diye eleştiri getirmez.
Hiç gülmeyen, her dakika rejim kavgası yapan, konuşurken şakaklarındaki damarların kabardığı bizim "Ağır ol molla"cı siyasetçilerimizi dinlerken, Churchill'i yukarıdaki gözlemleri ile anabilirsiniz.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA