Türkiye'nin en iyi haber sitesi
YÜKSEL AYTUĞ

Erdoğan’a Nobel vermezler çünkü...

Geçen hafta bu sütunlarda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Rusya ile Ukrayna arasındaki etkin arabuluculuk rolü ve Üçüncü Dünya Savaşı'nın önlenmesini sağlayacak diplomatik yetkinliği nedeniyle bir "ihtimalden" söz ederek, "Erdoğan'a Nobel Barış Ödülü verilir mi?" diye sormuştum. Cevabı, okurumuz Arif Şentürk'ten geldi. Hem de son derece ironik bir tarzda...
"10 dünya savaşını da önlese Erdoğan'a Nobel ödülü gelmez! Ama: '1. Dünya Savaşı'nda 1 milyon Ermeni'yi öldürdük' derse, ayıp olmasın diye '1 milyon da Kürt öldürdük' derse, 'Aslında Yahudileri gaz odalarına Hitler değil biz tıktık' derse, yerel yönetimlere özerklik yasasına onay verse, Türkiye'nin 25 eyalete bölünmesine onay verse, güneyimizde PKK devletine izin verse, Doğu Akdeniz'i İsrail'e verse, Ege'yi Yunan'a verse, Libya'yı Macrona'a verse, belki o zaman Nobel ödülüne aday gösterirler! Sanıyorsanız onda da yanılıyorsunuz! Bunlar hep MetaVerse... Çünkü Avrupa, Türkiye'ye karşın hiç bir zaman olumlu bir hamle yapmamıştır, yapmaz da. Yalancıdır ve Atatürk'ün deyimiyle biz Türkler Avrupa'nın namusuna güvenemeyiz."

Cep telefonuna yapışanlar
Çok değerli basketbol koçu ve yorumcusu Murat Didin, hepimizin son derece şikayetçi olduğu bir konuyu sosyal medya hesabından çarpıcı bir üslupla seslendirmiş:
"Bir kere daha ifade etmiştim, Habertürk'teki tartışma programında. Çoğu kanalda birçok katılımcının adı katılımcı. Elinde telefon, birileri yazıyor ama onlar kimseyi dinlemiyor ki, 'Durun bir not geldi, onu okuyayım' modundalar. Gözümüzün önünde geleni okuyorlar. Üzücü. Fikri yok, telefonu var!.."
YAZAR NOTU: Al benden de o kadar sevgili Murat Didin... Ellerinden cep telefonlarını alsak, kamera önünde gözüne far tutulmuş tavşan gibi kalakalacaklar vallahi. O telefonlar yüzünden ne karşılarındakini dinliyorlar ne de moderatörün sorularını anlayabiliyorlar. Bizler de ekran başında onların kellerini izleyip duruyoruz.

Vatandaş böyle kazıklanıyor
Köşemizin aktif okurlarından Murat Aydın, son dönemlerin tartışmalı konusu market fiyatlarıyla ilgili tespitini paylaşmış:
"Artık pes diyorum. Bugün markette yaşadığım bir olayı sizinle paylaşmak istedim. Bahsi geçen marketin internet satış portalında 5 litrelik ayçiçeği yağı 109.00 TL. olarak yazmaktaydı. Markete gittiğimde ise (aynı gün ve aynı saatte) aynı ürün 128.00 TL. olarak yazılıydı ve adet olarak da bir hayli fazlaydı. Yetkiliye farkı sorduğumda az önce zam geldiğini ve etiketi değiştirdiklerini söyledi. Tam da o sırada tekrar internet sitelerine baktığımda yağın resminin altında 'Bölgenizde tükenmiştir' yazısı yazmaktaydı. Oysaki raf o marka yağ ile doluydu... Akşam bültenlerde haber konusu da yağ fiyatlarıydı. Bahsi geçen market Carrefour Kozyatağı... Bahsi geçen 5 litrelik sıvı yağ ise kendi markaları. Yaşanmış ve gerçek bir olayı sizinle paylaşmak istedim. İsyanımı E-devletten de yetkililere bildirdim."

Kadınlar Günü'nün anlamı
Aslında bu yazıyı geçen hafta yayınlayacaktım ama gündem o kadar yoğundu ki zorunlu olarak bu haftaya kaldı. Değerli dostum ve köşemizin sıkı takipçilerinden Gönül Turnagöl, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü'nün gerçek anlamının, eğlenceli kutlamaların gölgesinde kalmasından endişe etmiş:
"Kadınların bu özel tarihleri eğlenerek kutlama durumundan ziyade neden bugünün oluştuğunu anlayarak, kadın haklarının var olması için her bireyin kendini geliştirerek gerçekleşeceğinin bilincine varması gerektiğine inanıyorum. Eğer hayatımıza yön vermeye çalışanlara farkındalığımızın bilinci ile dur diyemezsek, ya kaderi ya da birilerini suçlayarak geçecek hayatımız ne yazık ki..."

Ne demiş?
Hakan Ural, Neler Oluyor Hayatta programında eski eşi Sibel Can'a övgüler yağdırdı: "Sanat müziği konusunda böyle bir yorum yok. Yaşarken fırsat buldukça, zaman ayırıp muhakkak Sibel'i dinleyin. Resmen yaşayan bir efsane..." (İşte eski koca cinayetlerinin hüküm sürdüğü coğrafyamızda görmek istediğimiz hareketler)

Gaf kürsüsü
Kürsümüzün abonesi Kemal Kılıçdaroğlu yine rahat durmadı. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ni eleştirmek isterken, "Gelişmeler haksızlığımızı gösterdi" deyiverdi.

Zap'tiye
İstanbul'da iki grup arasındaki eğlenceli kartopu savaşı, silahlı çatışmaya dönüştü. Olayda 6 kişi yaralandı. Kartopunu da kan topuna çevirdik ya, helal olsun bize!..

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA