Türkiye'nin en iyi haber sitesi
YÜKSEL AYTUĞ

Dünyanın en pahalı restoranı

Sizce dünyanın en pahalı restoranı hangisi? Sadece 12 kişilik kapasitesiyle adam başı 500 dolardan aşağı hesap ödeyemeyeceğiniz Sublimotion mı? Kişi başı ortalama tarifesi 300 dolar olan Alain Ducasse at the Dorchester mı? Suyun üç buçuk metre altında servis verilen, yapımına 5 milyon dolar harcanan ve 18 derece okyanus manzarası vadeden Under the Sea mi? Yoksa bir lahmacunu 480 liradan satan Bodrum beach'leri mi? Hiçbiri değil... Evrendeki en pahalı restoran, dünya yörüngesindeki Uluslararası Uzay İstasyonu'nun mutfağı...



Müthiş bilgiye BBC Earth kanalındaki Yıldız Gözlemi belgeselinde rastladım. Dönüşümlü olarak astronotları ağırlayan UUİ'de astronotların bir öğünü yaklaşık 100 bin liraya, evet yanlış okumadınız 100 bin liraya mal oluyormuş. Çünkü uzayda yemek pişirmek mümkün değil. Zira yerçekimsiz ortamda uçuşan kaynar su topları mürettebata ve elektronik aksama zarar verebilir. Bu nedenle astronotlara verilecek yemekler NASA'nın özel laboratuvarında suyu alınıp özel bir sistemle pişirildikten sonra donduruluyor. Burada önemli olan, gıdaların bakteri üretmemesi.
Astronotların favorisi ise yaban turplu karides kokteyliymiş. Astronotlar acı ve bol baharatlı yemekleri tercih ediyorlarmış. Çünkü kanın beyne baskı yapması yüzünden kendilerini sürekli nezle olmuş gibi hissediyorlar ve tat alma duyuları azalıyormuş. Bu yüzden baskın tatlar istiyorlarmış. Yani ilk Türk astronotu uzaya çıktığında bol bol acılı Adana kebap yiyeceğe benziyor.

Acı bir tesadüf
Perşembe akşamı National Geographic kanalındaki Uçak Kazası Raporu belgeselinde ünlü basketbolcu Kobe Bryant ve kızı Gigi ile birlikte 7 kişinin hayatını kaybettiği helikopter kazası konu ediliyordu. Cuma sabahı ise güne bir başka helikopter kazasının haberiyle uyandım. İçinde 4 Türk yolcunun da bulunduğu helikopter İtalya'da kaybolmuştu.
Kobe Bryant'ın pilotu sadece görerek uçma yetkisine sahipti, aletli uçuş yapamıyordu. Bu nedenle görsel referans noktalarına göre yönünü buluyor ve rota olarak da çoğunlukla otoyolları takip ediyordu. Helikopter bir anda kesif bulutlara dalınca pilot panikledi. O heyecanla göstergeleri de takip edemedi. Yön duygusunu yitiren pilot, 4 bin metreye yükseldiğini sanıyordu ama aslında hızla yere doğru alçalıyordu. Sonunda ABD'yi ve tüm basketbol dünyasını kedere boğan o facia yaşandı.
Diyeceğim o ki; helikopter kazalarının büyük çoğunluğu, kötü hava koşullarıyla birleşen pilotaj hatalarından kaynaklanıyor. Hatırlarsanız, Muhsin Yazıcıoğlu'nun hayatını kaybettiği helikopter kazası da sisli bir havada gerçekleşmişti.
Bakalım bu kez sis perdesinin arkasından ne çıkacak?..

Hayır işi mi, reklam mı?
İstanbul Sultanbeyli'de bir mağaza 5'inci yılını kutlamak için vatandaşlara 5 liraya halı sattı. "Normal olarak" (!) yaşanan izdihamda utandıran görüntüler meydana geldi, ayılanlar, bayılanlar, yaralananlar oldu.
Bu tür haberlere son zamanlarda çok sık rastlar olduk. Kadınlar bir tava için saç saça baş başa kavga ediyor. Çocuklara kamyonetin üzerinden oyuncak atıyorlar. Yavrucaklar bir bez bebek için ayaklar altında eziliyor.
Bana kalırsa bunun "hayır işiyle" filan ilgisi yok. Bunu yapan insanlar izdiham oluşacağını ve akşam haber bültenlerinde yer alacaklarını gayet iyi biliyorlar. Yani reklamın "kötüsünü" yapıyorlar. Oysa o mahallenin muhtarına gidip, ekonomik güçlük içindeki haneleri tespit etseler, evlerine kadar gidip, "Buyurun bu da bizim mağazamızın 5'inci yıl hediyesi" deseler olmaz mıydı? Bal gibi olurdu tabii ama o zaman kimse haber bültenlerinde onları izleyemezdi!..
Yazıyı, bu olayı programında analiz eden sevgili Hakan Ural'ın anlamlı sorusuyla noktalayayım: "İyilik mağduriyet yaratıyorsa, o, iyilik midir?"

Gaf kürsüsü
Otobüsteki genç bir kızın habersiz fotoğraflarını çekerken yakalanan mühendisin savunması pes dedirtti: "Telefonum bozuktu, kendiliğinden çekmiş..."

Zap'tiye
Ekranlardaki 5 ayrı gündüz kuşağı reality şov programını besleyecek kadar kriminal olay üretebiliyoruz ya, maşallah (!) bize!..

Ne demiş?
BBC Earth kanalındaki Yıldız Gözlemi belgeselini izlerken fark ettim. NASA'nın giriş kapısında şöyle yazıyor: "Evrene hoş geldiniz."

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA