Türkiye'nin en iyi haber sitesi
FUNDA KARAYEL

21. yüzyılın sendromu: Dinlememek

21. yüzyıldayız ancak nedendir bilinmez birbirimizi dinlemeyi hâlâ öğrenemedik. 'Eskiden böyle miydi, günümüzde bu bencillik neden arttı?' diye araştırırken, bu sorunun cevabı New York'ta her gün mutlaka uğradığım kitapçıda yer alan, ABD'li gazeteci ve yazar Kate Murphy'nin 'Dinlemiyorsunuz' (You're Not Listening) adlı çok satan kitabında karşıma çıktı.
Yazarın yaptığı araştırmaya göre insanlar, kendilerine daha yakın olan kişileri daha az dinliyormuş. Bencilce, ardı arkası kesilmeyen uzun monologların nasıl da kurbanı olduğumuzu anlatıyor kitap, tam da içinde olduğumuz çağın sendromu bu... Siz konuşmaya devam ederken; karşınızdaki kafasında söylemek istediği cümleleri kurmakla meşgul. Düşünsenize tam bir şeyden bahsediyorsunuz , saçma sapan başka bir konuyla anlattığınız konuyu kapatıyor. "Affedersin sözünü bölüyorum" nezaketi de nezaket değil, çünkü bu aslında seni dinlemiyorum demek.


Peki ya dinlemeyi nasıl öğreneceğiz? Yazar Murphy, dinleme yetisini kaybetmemizin, arkadaşlarımızla anlamlı sohbetler yapmak gibi sosyal etkileşimleri zorlaştırdığını söylüyor. Özetle; sözümüzün dinlenmediği bir çağda karşımızdaki insanlara uzun süreli duygusal yatırımlar yapmamızın imkansız hale geldiğini, bunun da güven eksikliğine sebep olduğunu açıklıyor. Özellikle yakınlarımızı daha az dinlemek bağların zedelenmesine ya da 'Dinlemeyecek zaten anlatmayayım' durumuyla kişiyi karşı karşıya bırakıyor. Hadi gelin düşünelim en son ne zaman birini dinlediniz ya da ne zaman biri sizi gerçekten dinledi? Bu kitap gerçekten de çağımız için gerekli, çünkü farkındalığı yüksek. Bu arada en iyi dinleyiciler; CIA ajanı, odak grup yöneticisi, barmen, radyo yapımcısı ve mobilya satıcılarıymış. Bence gazetecileri de eklememiz gerek çünkü hayatımız hikaye dinlemek...



NASIL BAŞA ÇIKILIR?
Peki çağın bu dinlememe sorunuyla nasıl başa çıkabiliriz? Yani konuşmasını durduramadığınız ve cevap vermek istediğinizde sizi bölme alışkanlığı olan biriyle başa çıkmaya çalışıyorken... "Ben daha bitirmedim" diyerek sözünüzü bölmesine izin vermeyin. Eğer karşınızdaki sizi dinlemeden çok bilmişliğinden size tavsiye veriyorsa, tavsiye istemediğinizi söyleyin. Aksi takdirde karşınızdaki insanların nezaketsizliğinden, gereksiz monolog kurbanlığından başka türlü kurtulamazsınız.

CHELSEA FİLM FESTİVALİ'NDE BİR TÜRK
13-16 Ekim arasında New York'ta gerçekleştirilecek Chelsea Film Festivali bu yıl 10. yılını kutluyor. Festivalde yarışan bir Türk filminin hikayesi dikkatimi çekti.



Metin Ewr'e ait 'Çark' filminde, 1990'lı yıllarda olağanüstü hal bölgesi olan Diyarbakır'da yasal olmalarına rağmen bölgeye sokulmayan bazı gazetelerin; Bawer ve Hebun gibi çocuklar tarafından gizliden okurlara nasıl dağıtıldığına dikkat çekiyor.



Metin Ewr senaryoyu yazmadan önce 90'larda dağıtımcılık yapan iki kişinin fikirlerini almış. Festivalde filmin şansı olacak mı bekleyip göreceğiz, şimdiden bol şans dilerim.

NFT'LER ÇALINDI
Aktör-komedyen Bill Murray'in iş ortakları tarafından kontrol edilen altcoin Ethereum cüzdanı hacklendi. 174 bin dolar değerindeki Wrapped Ethereum ortadan kayboldu, Murray'in son NFT yardım müzayedesinde toplanan fonlar yok oldu. İnanılır gibi değil gerçekten.



Bill Murray'e ait 1.000 NFT; başka cüzdanlara transfer oldu. Hukuki incelemeler başlatılmış ancak NFT dünyasına olan güven de sarsılmış oldu. NFT'lere inanmayan ve önyargılı olan kişiler, bugünlerde sadece bu meseleyi konuşuyor. "Haklı çıktık, biz söylemiştik" diyorlar. Haklı olabilirler ama ben inanmaya devam etmeyi seçiyorum. Ya siz?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA