Türkiye'nin en iyi haber sitesi
FUNDA KARAYEL

Bullock’un ödülü geri alınmalı mı?

Dünyanın neresinde görülmüş acaba bir filmin hikayesi gerçek diye lanse edilip öyle çıkmayınca oyuncunun ödülünü geri istemek derken ABD'de bu hafta görüldü. Gerçek bir hikayeye dayanan, ABD'li oyuncu Sandra Bullock'a Oscar kazandıran 2009 tarihli "Kör Nokta" (The Blind Side) filminin hikayesinin gerçek olmadığı ortaya çıkınca sosyal medyada tepkiler yükseldi.



Gerçek hikaye diye izlenilen bir film sonrası hikayenin gerçek olmadığını öğrenmek elbette biraz hayal kırıklığı yaşatabilir ama yıllar sonra bu öfke ve tepkileri anlamak pek mümkün değil. Bir insan buna neden sinirlenir, hadi sinirlendi diyelim filmin oscar alan oyuncusunu neden suçlar?
Konu o kadar anlaşılmaz ve sinir bozucu ki, pek çok kişi Bullock'un da bu sahtekarlığın bir parçası olduğunu ve ödülünün geri alınması gerektiğini savunuyor. Bu konuda oyuncunun ne suçu var, konunun kendisiyle ne alakası var. Hikaye gerçek değilse oyuncu neden itham ediliyor? Michael Lewis'in 2006 yılında yayımlanan The Blind Side: Evolution of a Game adlı kitabından uyarlanan "The Blind Side" filmi, Michael Oher'in Tuohy çifti tarafından evlat edinmesini ve hayatının tamamen değişmesini konu alıyor. John Lee Hancock tarafından yönetilen film, birçok dalda Oscar'a aday gösterilmiş ve Sandra Bullock'a En İyi Kadın Oyuncu ödülünü kazandırmıştı.



Ancak gerçek hikayeye dayanan 2009 tarihli "Kör Nokta" (The Blind Side) filmine konu olan ABD'li çiftin yalan söylediği ortaya çıktı. Bazı sosyal medya kullanıcıları, filmden elde edilen gelirin Michael Oher'in gerçek ailesine verilmesi gerektiğini yazmış. Bu Sandra Bullock'un ödülünün geri alınmasını istemekten daha mantıklı. Oyunculuk performansıyla hikayenin gerçekliğinin birbiriyle ne gibi bir ilgisi var da, ödülü geri istemek gündeme geldi. Şimdi çıkın işin içinden çıkabilirseniz.




SIFIR ATIK TİYATROSU BİZDE DE OLMALI
İklim değişikliği konusunda farkındalık yaratmak için sanattan spora birçok alanda hayata geçirilen uygulamaları yakından takip ediyorum. En son İngiltere'nin başkenti Londra'da kurulan Greenhouse Tiyatrosu ülkenin ilk "sıfır atık" tiyatrosu olma özelliği ile hem yaratıcı, hem de çevreye duyarlı bir sanat anlayışı sunmaya başladı.



Ne kadar harika değil mi? İşte tam da bizim ülkemizde böyle işlere ihtiyacımız var. Yaklaşık 5 yıl önce tiyatro yönetmeni Oli Savage ve arkadaşları tarafından kurulan tiyatronun binası geri dönüştürülebilir malzemeler ile inşa edilmiş. Biz de inşa edelim.
Gün ışığından olabildiğince yararlanmak ve elektrik kullanımını en aza indirmek adına çatısı güneş ışığını geçirebilen materyallerle tasarlanan, zemini ise çimlerle kaplı olan tiyatro, daha çok yaz aylarında oyun çıkarıyor. Biz de güneş panelleri koyalım çatıya. Düşünsenize bütün elektriğini kendi üreten bir tiyatromuz olduğunu, neden olmasın.
İngiltere'de sıfır atık vizyonuyla kurulan, binanın inşasından oyunların sergilenmesine kadar her aşamada sürdürülebilir çözümlere yönelmişler biz de yönelelim.



Sahnelerde kullanılan dekor ve kostümler ikinci el olarak temin edilirken, sonrasında hâlâ kullanılabilecek olanlar, bunlara ihtiyaç duyan başka topluluklara aktarılıyor bu tiyatroda. Kalan malzemeler de geri dönüştürülerek döngüsel ekonomiye katkı sağlanıyor. Binada satılan ve tüketilen her şeyin organik ya da doğa dostu olduğu tiyatro, bu yaz 16 oyunu izleyici ile buluşturmayı hedefliyor..
Haydi tiyatrocular bize de böyle bir örnek hareket gerek, planlamaya başlayalım yola çıkınca gerisi gelir sonra bu köşede detaylarını yine değerlendiririz ne dersiniz.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA