Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MERT VİDİNLİ

Konserleri iptal mi etmeli yoksa Madonna gibi mi yapmalı?

Bugünkü yazım haftanın ses getiren etkinlikleri üzerine olacaktı. Moda haftası, davetler, açılış organizasyonları, kutlamalar... İstanbul'un koşuşturmalı haftasını özet geçecektim; olmadı. Ajandam tepetaklak oldu. Ankara Kızılay'daki patlama, gündemimize acı bir şekilde oturdu. Yine yürekler yandı, tadımız kaçtı!

TURİSTLER DÖNDÜ
Sosyal medya hesaplarında terörü lanetleyen paylaşımlar yapılmaya başlandı. Bir hışımla herkes kendini evine kapadı, mekanlar boşaldı, İstanbul sessizliğe büründü. Ankara'daki eş-dost aranıp durum kontrolü yapıldı. Popüler isimlerin erteledikleri, iptal ettikleri işler hızla anonslandı. Örneğin; Bengü konserini iptal ederken, Gonca Vuslateri kitap lansmanını erteledi. Glamour dergisinin davetinden Soho House'un birinci yıl kutlamasına kadar her türlü organizasyon, art arda iptal edildi. Moda haftası için İstanbul'a gelen Suudi bir kız arkadaşım tatilini üç gün daha uzatacakken, ülkesine daha erken döndü.

ÇÖZÜM NE?
Bir ara bu hafta düzenleyeceği, yüzlerce insanın hazırlık yaptığı organizasyonun sahibi arkadaşımla telefon trafiği yaşadım; dertleştik. Sorduğu soru şuydu: "Peki Mert sence ne yapmalı? Günlerdir bugünkü organizasyon için kurulumdayız. Onlarca insan bu işe emek veriyor, şimdi biz ne yapacağız?" Afalladım, bir yanda yürekleri yakan bir acı, diğer yandan iş hayatı sekteye uğrayan sektör çalışanları var. Nedir doğru olan? İşleri ileri bir tarihe ertelemek çözüm mü? İnandırıcılığı var mı? Aradan bir hafta geçecek, gündemimiz değiştiği an ertelenen ne varsa tekrardan yapılacak ve o hanesine acı düşen insanlar unutulacak mı? Bu kadar kolay mı? Ertele, unuttur, sonra kaldığın yerden devam et. Ne kadar acı ne kadar da basit bir algı yönetimi...

KONSERE ÇIKTI
Bir de Madonna'nın izlediği yol var. Madonna'nın Paris katliamı sonrası sahnede yaptığı konuşma aklıma geldi. Yaşanılan olaydan sadece bir gece sonra sahneye çıkması ve olayla ilgili hissettiklerini, niye konserini iptal etmediğini anlattığı işte o konuşmadan alıntı:

'ONLARA İZİN VERMEYECEĞİM!'
"İşte teröristlerin yapmak istedikleri de bu; bizleri susturmak. Ama biz onlara izin vermeyeceğiz. Çünkü birlikten kuvvet doğar. Bu dünyada kötülükten çok iyiliğin olduğuna inanıyorum. Biz bunu kanıtlamak için buradayız. Bu akşam konserimi iptal edecektim. Sonra düşündüm; niye onlara beni durdurmalarına izin vereceğim? Haydi özgürlüğü doya doya yaşayalım." İşte buradaki kilit kelime o. Onların istedikleri bizi durdurmak ama biz durmamalıyız!

DAVETLERE GİTMENİN FAYDALARI
Konumuz davetler olunca Emre Yılmaz'ın 'Genç Bir İş Adamına' isimli kitabından satırlar manidar geldi. Emre diyor ki: "Bir iş adamının sosyal hayatı, iş hayatı ile tamamen bütünleşmiştir. Ofisinde geçirdiğin saatler kadar davetlerde ve açılışlarda vakit geçirmelisin. Memurların işten-eve, evden-işe düzenleri; senin için işten-davete, davetten-eve rutinine dönüşmelidir. Davetlerdeki amaç, eğlenmek ve hoşça vakit geçirmek değildir. Sosyal davetler, büyüme yolunda bir iş adamı için neşeli ve rahat bir poz alarak çıktığı harp meydanıdır." Bugüne kadar gazete ve dergilerdeki davetlere katılan insanlara soru işareti ile bakan insanlara gelsin bu satırlar. Unutmayın ki popüler olmak, el sıkıldıktan sonra özel bir hitaba, tanıştırıldıktan sonra da sohbete devam etmeye değer bulunmak, başarı için çok önemlidir.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA