Bir yazımda yabancı ülkelerde uygulanan kavşağı tıkayan araçlara büyük para cezalarının kesildiği Taralı Sarı Alan sisteminden bahsetmiştim. Şimdi bu uygulama İstanbul'da hayata geçirilecekmiş, müthiş bir haber bu.
Yine bir yazımda, 'Türkiye genelinde 13 bin 175 sit alanı ve 97 bin 142 korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı bulunuyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı bünyesinde 194, özel sektör tarafından açılan 197 müze var. Ama Kültür ve Turizm Bakanlığı bünyesinde; arkeolog, müze araştırmacısı, sanat tarihçisi, Hititolog dahil 1003 personel var, bu sayı çok az, yeni kadrolar açılmalı' diye yazmıştım. Geçtiğimiz günlerde Kültür ve Turizm Bakanı Mahit Ünal, Ocak ayında 300'den fazla arkeolog, sanat tarihçisi ve kütüphaneci alımı yapılacağını duyurdu. Sayı yine de yeterli değil ama çok güzel bir gelişme bu, sayın Ünal'ı kutlarım.

'YASAK' DENİLMESİN
Bir hafta önce 'Avrupa Birliği, yeni açıklayacağı bir düzenlemeyle; 16 yaşından küçük çocukların Facebook, Instagram ve WhatsApp kullanmasına aileden izin alınması zorunluluğu getiriyor, ülkemizde de bu tarz bir düzenlemeye ihtiyaç var' diye yazmıştım. Önceki gün Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu, belli bir yaşın altındaki çocuklara sosyal medya kullanımının yasaklanacağını açıkladı. Meğer bu Bakanlık sosyal medya için bir çalışma yürütüyormuş. Güzel bir gelişme bu ama bence yeni uygulama için yasak kelimesi kullanılmamalı. 'Yasak' kelimesinden en çok çocuklar ve gençler nefret ediyor. Getirilecek yaş sınırıyla ilgili de uzmanlardan ve toplumun her kesiminden fikir ve destek alınmalı.
Bir yazar olarak gündeme getirdiğiniz, dikkat çektiğiniz konularda değişikliklerin hayata geçmesini görmek müthiş bir keyif. Elbette sadece biz yazdık diye bir şeyler değişmiyor; bir haber, sosyal medyada bir yorum, TV'de yaşanan bir tartışma, her şey üst üste eklenince bir kamuoyu, bir algı oluşuyor.
Bu köşeler babamızın malı değil, bu köşeler çok değerli. Bu köşelerde toplumun yararına fikirler ve eleştiriler sunmamız gerektiğini unutmamalıyız.