Türkiye'nin en iyi haber sitesi
SONAT BAHAR

Bu laneti kim bozacak!

Sibel Can, kırmızı bir elbisenin bitmeyen lanetinin son kurbanı mı?
Yine bir araştırmacı gazeteci hissiyle uyandım bu sabah... Fazla mistik roman okumuş, Cadılar Bayramı travmasını atlatamamış olabilirim. Ama bu dediklerime bir kulak verin!

GİYENİN ŞANI YÜRÜR AMA...
Düşünün, kadıncağız 6 seneden sonra sahnelere döndü... Sibel Can bu ülkede gazino kültüründen bugüne, sahneye en çok yakışan isim. Hali tavrı, işvesi cilvesi, her şeyiyle sahne için yaratılmış.
Mekan onun ihtişamına göre hazırlanmış; masada kolalı örtüler, en parlağından çatal bıçaklar, ortam ışıl ışıl, mis gibi kokuyor. Garsonlar cillop, seyirci şıklık yarışında. Ama o da ne?
Sahnede Sibel Can yerine bir kapya biberi. Sibel Hanımı'ı kapya biberine benzeten ben değilim, halk! Diyeceksiniz ki halk ne anlar o elbiseden...
Tamam elbise Bottega Veneta. Şanı yürür giyenin... Ama bu elbise bildiğin lanetli! 2020 koleksiyonunda yer alan elbiseyi defilede taşıyan kız kör oldu, satın alıp kızının düğününde giyen kadın kocasını dünürüne kaptırdı, Kylie Jenner bu elbiseyi giyip poz vereyim derken bağırsak düğümlenmesi yaşadı, Bella Hadid'i bu elbiseyle gören hamile sandı.
Yani Sibel Can da bu lanetin bir kurbanı... Ona bu elbiseyi giydirenler utansın! Sibel üzerindeki laneti kırsın...
Bu öyle bir elbise ki hiç kimseye yakışmaz. Marka, kadınlara eziyet olsun diye tasarlamış, piyasaya sürmüş. Bir nevi sosyal deney... Lanet kimi bulacak deneyi. Son yanan Sibel Can oldu.
Zaman zaman böyle lanet kıyafetler dolanıyor bizim ünlülerimizin başında. Hande Yener'in sarı tulumu, Hadise'nin fosforlu yeşil otrişini hâlâ unutmadı bu toplum. Bunlar hep komplo, toplum hafızamızda derin yara... Türk sahne sanatının yükselişini kıskanan Amerika'nın oyunları bunlar, kanmayalım!



HER ŞEY HERKESE YAKIŞMAZ

Tamam biraz abarttım kabul... Ama kıyafet seçmek zor iş. Gaflete düşebiliyorsun, dönülmez yollara sapabiliyorsun. Hele yanında "Ayyyyy yıkılıyor, enfes oldun" diyen şakşakçılar varsa. Bir kadının ister sesi arşa çıksın, ister yeteneğiyle dağları aşsın, günün sonunda önemli olan nasıl göründüğü oluyor. Bunun tersini düşünen kadın gelsin, elini öpeceğim. Hepimiz böyleyiz! Nasıl göründüğümüz, kılığımız kıyafetimiz, en az yeteneğimiz kadar beğenilsin isteriz. Moda endüstrisi bunun üzerine temellenmedi mi sonuçta!
Ama modanın kör kuyularında kaybolmamak için kendimizi bilmemiz gerekiyor. Ben kimim, bana neler yakışıyor, tarzım nasıl... Her şey herkese yakışmaz. İğneyi başkasına, çuvaldızı kendine batıracaksın demişler... Misal ben, a para'da cumartesi günleri yayınlanan Biz Bize programında Sinan Özedincik'in partneri oldum. İlk programda kırmızı bir ceket giydim. Ceket süper, on numara... Ama sanırsın ben bir ana haber spikeri, birazdan dolardaki yükselişle ilgili borsadaki muhabire pas atacağım... Ömründe kaç kez kırmızı ceket giydin diye sor, cevap net: SIFIR! İşte insan düşüyor bir gaflete, hatalardan ders almak önemli olan!



'KEMAL SUNAL
FİLMLERİNİ KULLANABİLİRLER'
Geçtiğimiz hafta Hope Alkazar açılışına dair dünyaca ünlü sanatçımız Refik Anadol'un sergisini yazmıştım. Anadol'un mekanın ruhuna uygun olarak yaptığı, Alkazar Rüyası ismini verdiği, 150 Türk filmi izleyerek geliştirdiği bir algoritmayla oluşturduğu eserinde, tek bir eksik olduğunu vurgulamış, Kemal Sunal filmlerinin birçoğunun haklarının sahibi olan Arzu Film'in ustaya ait karelerin kullanılmasına izin vermediğini yazmıştım. Arzu Film Yönetim Kurulu Başkanı Ferdi Eğilmez ulaştı bana, şu yazıyı gönderdi:
"Hope Alkazar Sineması ile ilgili yazınızı okudum. Öncelikle sanata ve sanatçıya kıymet veren yazılarınız için size teşekkür ederim ama bir hatayı düzeltmeyi istememi lütfen mazur görün. Öncelikle sevgili ve rahmetli Kemal Sunal'a ait 100'ün üzerinde film olduğunu ve maalesef bunların firmamız bünyesinde sadece 8 tanesine sahip olduğumuzu belirtmek isterim. Ayrıca sanatçının fotoğraflarının izne veya telif haklarına tabi olmadıklarını belirtmek isterim. Hepsinin ötesinde, tarafımıza böyle bir talep gelmediğini, gelseydi tıpkı daha önce verdiğimiz onaylar gibi buna da yürekten gelen bir sevgi ve muhabbet ile iştirak edeceğimizin tarafınızdan bilinmesini istedim." Bunu yazan kişi merhum Ertem Eğilmez'in oğlu Ferdi Eğilmez.
Bunun üzerine Refik Anadol ve Hope Alkazar tarafına bu yazıyı ilettim. Onlar Arzu Film'in Genel Müdürü Kamil Çelikalp ile yani Ertem Eğilmez'in damadı ile temasa geçmiş. Oğlu Ferdi Eğilmez'in sanırım durumdan haberi yok. Neyse... Sonuçta yazımın ardından temaslar tazelendi. Çok yakında Kemal Sunal kareleri de bu sergide yer alacak gibi görünüyor.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA