Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HALİT YEREBAKAN

Aşı yarışında Çin bir adım önde

Araştırmacılar, salgın başladığından beri Covid-19 için aşı geliştirmeye çalışıyor. Çin hükümeti pandemiyle erken başa çıkabildiği için aşı geliştirmeye zaman ayırabildi

Şiddetli akut solunum sendromu yani SARS hastalığına sebep olan yeni tip koronavirüsün neden olduğu ve devam eden Covid-19 pandemisi, dünya çapında yüksek morbidite ve mortaliteye yol açtı. Dünyanın dört bir yanındaki araştırmacılar, salgın başladığından beri klinik öncesi veya klinik geliştirme aşamasında olan 200'den fazla çalışma ile Covid-19 için aşılar geliştirmeye çalışıyor. Öte yandan salgının başladığı yerde aşı çalışmaları da bir adım önde gidiyor. Peki, Çin aşıları ne kadar güvenli ve bu aşılar hakkında ne biliyoruz?

16 ÜLKEDE DENENİYOR
Çin'de Covid-19 aşısı geliştirme ve uygulama ihtiyacı, virüsün yayılmasını etkili bir şekilde durdurduğu için diğer ülkelerden farklı. Sınırların kısmen açık olmasına ve uluslararası seyahatin ciddi şekilde kısıtlanmasına rağmen, Çin hükümeti pandemiyle erken başa çıkabildi ve sonuç olarak aşı geliştirmeye zaman ayırabildi. Çin'deki aşı yarışında dört ana üretici var; Tianjin merkezli CanSino, Wuhan'dan CNBG, Pekin'deki Sinovac ve Anhui merkezli ZFLongkema. Ülkede çok az Covid-19 vakası varken, Çinli aşı üreticileri ürünlerinin etkinliğini denizaşırı ülkelerde test etmek zorunda kaldı; beş aday en az 16 ülkede etkinlik (aşama 3) denemelerinde bulunuyor.

LOJİSTİK AVANTAJI VAR
Uygulanabilir bir aşı elde etmek için farklı yaklaşımlar ortaya çıktı. CanSino, aşı adayını, Covid-19'un yüzey proteini için bir gen parçasını ekledikleri adenovirüs 5 (Ad5) olarak bilinen yaygın ve büyük ölçüde zararsız bir virüs kullanarak geliştirdi. Mart ayında şirket, güvenliğini ve bağışıklık tepkilerini tetikleme yeteneğini test etmek için dünyanın ilk Covid-19 aşı denemesini Wuhan'da başlattı ve dünyada Covid-19 aşısını deneyen ilk şirket oldu.
Sinovac Biotech ve CNBG ise Sars- CoV-2'nin öldürülmüş hali ile insanları aşılamak üzerine yoğunlaştı. Bu, karmaşık bir protein, RNA tasarımı veya genetik mühendisliği gerektirmez. Bilim adamları, virüsü basitçe bir kimyasal (beta propiolakton) ile etkisiz hale getirir ve onu tahriş ederek bağışıklık sistemini etkili bir şekilde tam alarm durumuna geçiren bir yardımcı madde ile karıştırır. Teorik olarak bu tür aşılar, başak gibi tek bir viral protein setinden ziyade tüm viral protein setini içerdikleri için daha geniş antikor ve T hücresi tepkileri üretebilir. Ve sıfırın altındaki sıcaklıklarda saklanması gereken mRNA aşılarının aksine, inaktive edilmiş virüsler, sıradan soğutmadan fazlasını gerektirmez. Bu, Rus Sputnik V aşısına benzer bir aşı. Sıfırın altındaki soğutma ve depolamanın birçok tropikal ve subtropikal ülkede sorunlu olabileceğinden inaktive aşıların lojistik avantajları var.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA