Türkiye'nin en iyi haber sitesi
NİHAT HATİPOĞLU

Mutlu bir yuva kurmak için dikkat edilecek hususlar

İnsan için dünyada en büyük nimet; anlayışlı, sevecen, uyumlu bir eşe sahip olmasıdır. Eş derken hem kadını hem de erkeği kastediyorum. Zira bir gülle bahar olmuyor. Kadın uyumsuz ve geçimsizse, erkek de onun gibiyse hadi gel de ayıkla pirincin taşını. Birinin iyi olmasıyla da iş bitmiyor. Kadın ve erkeğin ikisi de uyumlu, sabırlı, anlayışlı ve geçimli olması lazım. Mutluluk için bu özellikler illaki gerekiyor. Eş seçeceklerin bazı hususlara dikkat etmesi yararınadır.

GÖRÜNTÜYE ALDANMAYIN
Kadın, hayatını paylaşacağı erkeği seçerken son derece titiz ve dikkatli olmalıdır. Görüntüye aldanmamalı. Aynı husus erkek için de geçerlidir. Güzellik, zenginlik, fiziki mükemmellik, soy, ailenin bilinir olması gibi değerler geçici şeylerdir. Kalıcı ve mutluluk getirici şey, güzel ahlak ve samimiyettir.
Hz. Peygamber eş seçeceklere, "Eş seçerken güzellik, zenginlik ve soy en belirgin şartınız olmasın; esas ahlaka bakın" diyor ve yanlış tercih yapanların pişmanlık yaşayacağını ikaz ediyordu.

ANLAYIŞLI DAVRANIN
Erkek ve kadın zaman zaman "Bana kayıtsız şartsız itaat et" gibi yetki karmaşası yaşarlar. Doğru olan şey anlamsız ve akılsız bir itaat değil, karşılıklı anlayış ve uyumdur. Bazen erkek, bazen kadın yanılabilir. Bunu kabullenmek lazım. İtaate gelince, iki taraf da Allah'a itaat etmekle yükümlüdür. "İtaat ancak doğru olanda olur" buyuruyor Hz. Peygamber. Zaten birbirini anlayan iki kişi arasında "İlla ben haklıyım" veya "Kayıtsız şartsız sen haksızsın" gibi boş tartışmalar olmaz.
Bazen kişi sıkıntılı bir dönem geçiriyor olabilir. Bu dönemlerde önüne gelen herhangi biriyle çok da düşünmeden, araştırmadan evliliğe karar verebiliyor. Makul olmayan bir dönemdeki bu ani kararlar yanıltıcı olabilir.
Ayrıca eşinizin ailesini de tanıyın. "Aileler çok da önemli değildir" gibi bir düşüncede olabilirsiniz. Bence bu düşünce yanıltıcı olabilir. Aile son derece önemli. Kayınpeder, kayınvalide ve diğer akrabalar her daim hayatınızın içinde olacaklar. Bu nedenle "Kiminle muhatap olacaksınız, talip olduğunuz kişi hangi geleneklerle büyümüş, ailesine uyum sağlayabilecek misiniz?" gibi soruların cevabını vermeniz gerekiyor.
Muhatap olduğunuz kişinin ailesinin köklü, ölçülü, dengeli, uyumlu, anlayışlı, gün görmüş, saygın ve ülkesinin değerlerine bağlı olmasını tercih edebilirsiniz. Neticede varı ve yoğu görmüş kişiler her zaman anlayışlı, tutumlu ve dengeli olurlar. Elbette istisnalar olabilir.

KUSURLARI ÖRTEN OLUN
Herkesin bir kusuru vardır. Hatası, hoş olmayan huyu vardır. Beşeriz nihayetinde. Bu nedenle karşımızdakini öyle kabul etmeliyiz. Biz melek değiliz. Nefis, ego ve beşeri zafiyetler taşıyoruz. O hâlde karşımızdakini de, eşimizi de öyle kabul etmeliyiz. Kusur aramak yerine kusur kapatalım. Hele çoluk çocuk sahibi olduktan sonra daha da anlayışlı olalım.

BU SORULARA CEVAP VERİN
Evlenmeye karar vereceğiniz kişiyi yeterince tanıyor musunuz? Güvenebilir misiniz? İyi günde kötü günde yanınızda olur mu? İleride saçma sapan taleplerle sizi köşeye sıkıştırır mı? Aile babası veya annesi olmaya müsait mi? Evladınıza iyi bir anne veya baba olabilir mi? Yoksa gününü gün eden, gecesini boş şeylerle heba eden birine mi evet diyeceksiniz? Bu soruların cevabını vermeden "evet" demeyin.

***

YÜKSEK SESLE OKUNAN KURAN-I KERİM'İ DİNLEMEK ZORUNDA MIYIZ?
Ayette, "Kuran okunduğunda onu dinleyin ve susun ki size merhamet edilsin" (Araf/204) buyurulur. Kuran-ı Kerim okunduğunda onu dinlemek her Müslüman'ın görevidir. Bu ayetin namazda okunan Kuran'ı dinlemeye has olduğunu söyleyen âlimler de vardır. Ancak çarşı pazar gibi kalabalık yerlerde, uygun olmayan ortamlarda Kuran-ı Kerim'i (mesela cep telefonlarından) dinletmek uygun olmaz. Ortam Kuran'ın saygınlığına uygun olmayabilir. Bu durumda insanlar dinleyemezler. Hatta cehaletle çirkin söz de söyleyebilirler. Bu durumda dinlemeyenler değil, Kuran-ı Kerim'in sesini uygun olmayan ortamda açtığı için dinletenler günaha girerler.
Ezan okunurken müziği kapatmamız gerekiyor mu?
Ezan, namaza davet eden bir ilahi çağrıdır. Ezan okunduğunda müziğin sesini kapatmanız en doğru ve edebe yakışan davranış olur.
Abdest alırken sadece farzlarını yerine getirsek geçerli olur mu?
İbadetlerin farzlarını yerine getirmeniz şarttır. Vaciplere de dikkat etmek lazım. Abdestte farzları yerine getirmek yeterli olur. Ancak sünnet olan hususları 'ellerin yıkanması, ağza ve burna su almak gibi) ihmal etmek mekruh olur. En mükemmeli yapmaya çalışın.
Kolum yandığı için merhem sürüldü. Abdestimi nasıl almalıyım?
Bu durumda merhemli bölgeye dokunmayın. Çıplak elinizle merhem üzerinden cilde temas edemeyeceğiniz için yanık bölgenin haricindeki sağlıklı organları yıkayın.

15 KİLONUN HESABI...
İslam âlimlerinden Harisi Muhasibi aktarıyor: Hayatı boyunca buğday tartan bir adam vardı. Sonra bu adam yüce Allah'ın yoluna verdi. Gün geldi adam öldü. Adamı arkadaşları rüyada gördüler. "Allah sana nasıl muamele etti?" diye sordular. Adam "Yıllarca yaptığım tartı işinden dolayı önüme 15 kilo çıktı. Onun hesabını veremedim" dedi. Rüya görenler sordular: "Nedir bu 15 kilo?" Adam cevapladı: "Tahılı tartarken terazinin kefesinde biriken tozları hesaba katmıyordum. Bu tozlar birikmiş ve 15 kiloya ulaşmış. İşte bundan dolayı hâlâ hesap veremiyorum."

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA