Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HİLAL KAPLAN

Kurusıkı atıyorlar millet prim vermez

Muhalefetin asgari ücrete ilişkin vaatlerini eleştiren Erdoğan: O zaman 5 bin diyenin bütün oyları toplaması lazım. Daha önce toplayabildiler mi? Halkımız kurusıkı atmaya değer vermiyor

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Almanya ve Belçika ziyaretleri dönüşünde uçakta kendisine eşlik eden gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı, önemli açıklamalarda bulundu.

Muhalefetin ekonomik vaatlerinin insanlar nezdinde bir karşılığı var mı sizce?
Ben halkımızın bu tür kurusıkı atma olayına değer verdiğini zannetmiyorum. Asgari ücretle ilgili bir tanesi ne diyor: Bin 400 diyor. Biri bin 500, biri bin 800 diğeri ise 5 bin diyor. O zaman 5 bin diyenin bütün oyları toplaması lazım. Daha önce böyle bir oy toplayabildiler mi? Halkımız kurusıkı atmaya değer vermiyor. Asgari ücret aslında bir korumadır. Azami ücret yoktur burada. Fakat kalkar da siz bu asgari ücreti böyle koyduğunuz anda fabrikalarda, özel sektörü söylüyorum, hemen işçi sayılarında düşme başlayacaktır.

Savcılık "Fethullahçı Terör Örgütü" dedi. Kırmızı Kitap'a girmiş bir terör örgütü olduğunun belirtilmesine rağmen medyaları aracılığıyla propagandayı sürdürüyorlar.
Son hali de bugün yarın gelmiş olacak ve böylece Kırmızı Kitap'a girmiş olacak. Sonra burada yargı mercilerinin de bakışı değişecek. Çünkü bu milli güvenlikle ilgili bir durum. Yargıda olanları takip ediyoruz. Bu ülkenin tarihinde yargı mensuplarından savcı veya hakim hiç tutuklanan oldu mu? Bu farklı bir olay. Burada bu tutuklama süreci muhtemelen diğerleriyle devam edebilir. Görünen o.

Bazı kamuoyu araştırmalarında 'halkın seçim sonuçlarına güvenmediği' öne sürülüyor. Bu tür araştırmaların yapılma gayesi ne olabilir?
Muhtemelen neticeyi şimdiden görenler, "nasıl bir şaibe düşürebiliriz" gayreti içerisindeler. Nitekim Avrupa'dan gelen AGİT temsilcileriyle yaptıkları görüşmelerde benzer şeyleri onlara da söylemişler. Dertleri şimdiden seçime gölge düşürmek. Bunu ne denli yaparlarsa yapsınlar, herkes biliyor ki bu işin senedi mazbatalardır.

Çözüm süreci ve Suriye konusuna iyimser bakabiliyor musunuz?
Çözüm süreciyle alakalı olarak hükümetimizin samimiyetine inanıyorum. Hükümet bu konuda kararlı. HDP bu işi çok farklı bir şekilde provoke ediyor. Kobani'de artık neredeyse Arap kalmadı. Yani bölgede çok farklı metot uygulanıyor. Bu Afrin'den başlıyor, Kobani ve Kamışlı'ya doğru gidiyor. Şu anda hedefleri bu noktaları birbirine bağlamak. Orada belli bir etnisite oluşturma gayretindeler. Şimdi Amerika bunu yeni görmeye başladı. Biz de dedik ki buralarda yapılacak şeyleri bizimle görüşmeniz lazım. Eğit- Donat buna dahil olmak üzere güvenli bölge ve uçuşa yasak bölge ilan etmek suretiyle çalışmalar yapalım. Türkmenlerin yetiştirilmesi lazım. Bunları yapacağız. Ve Amerika'yla olan diyalogumuz sağlıklı bir şekilde yürüyor.

Güvenli bölge kurulması yakın zamanda bekleniyor mu?
Bunun zamanını açıklamak şu anda doğru olmaz. Tüm mesele görüşmeleri masada yürüten arkadaşlarımın, teknokrat, bürokratların hazırlayıp sunacakları bilgilere, görüşmelerin gidişatına bağlı.

Suriye ile ilgili 'Savaşa gireceğiz' iddiası ortaya atıldı. Suudi Arabistan'la anlaşma iddiası ve eğit-donat programıyla ilgili neler söylemek istersiniz?
Bu zat, esasen ortaya bir yalan attı. Aynı gün Genelkurmay Başkanımız'la haftalık rutin ziyaretimiz vardı. O da tabii şakayla karışık "Şu anda Suriye'ye bir harekat yapacak olan ordunun komutanının Sayın Cumhurbaşkanı'nın yanında ne işi var" dedi. Nerede ne konuşulacağını bilemeyenler, sadece mide bulandırmaktan, ülkedeki sağlıklı düşünce yapısını adeta bozmaya çalışmaktan başka bir şey yapmıyorlar. Suriye'de şu an zaten muhalifler her geçen gün güç kazanıyor. Şüphesiz ki muhaliflerin bu güç kazanımında bölgedeki dost ülkelerin onlara desteği var. Türkiye olarak biz de bu kadar uzun bir sınırımız olan Suriye ile kendimizi emniyete almamız gerekiyor. Bununla ilgili tedbirlerimizi almış vaziyetteyiz.

DAVUTOĞLU'NUN PENSİLVANYA ZİYARETİ BENİM İZNİMLE YAPILDI

Başbakan ile Abdullah Gül arasında Pensilvanya'ya gitme ile ilgili açıklamalar oldu. Başbakanlığınız dönemindeki bu olay bilginiz dahilinde miydi?
Bilgim var. Benden izin almıştır ve oraya gitmiştir. Cumhurbaşkanımızla bu konuyu görüştüler mi bilmiyorum. Zaten izin alması gereken makam benim. O aralar vekillerimizi Pensilvanya'ya götürme adeti başlamıştı. Tezgah derin, muhtemelen daha sonraki günlere yönelik adımlardı. Sonra arkadaşlara "Gitmeyeceksiniz" demeye başladım. Rahatsız olmuştum. Fakat Ahmet Bey'in hatta Zafer (Çağlayan) Bey de gitmiştir, bilgim dahilindedir. Tabii bu iyi niyetlerimiz hiç biri karşılık bulmamıştır. Ahmet Bey görüşmenin içeriğini bana anlatmıştı.

EVREN'İN CENAZE TÖRENİNDE YOK

Kenan Evren'e devlet töreni olacak mı? Katılacak mısınız?
Cumhurbaşkanlarının defni ile ilgili prosedür belirlenmiş. Edindiğim bilgiye göre aile, Ankara'daki devlet mezarlığında defnini istiyor. Ve şu an da devlet töreni noktasında ailenin de arzu etmesi halinde yapılacak bir törendir. Cumhurbaşkanlığı yaptığı için böyle bir hakkı var. Bizler de döndükten sonra tekrar bir değerlendirmemizi yapacağız. Nihai kararımızı da ondan sonra vereceğiz. Şu an katılmak gibi bir düşüncem yok. Ama Cumhurbaşkanlığı makamı adına temsilen bir arkadaşım törene katılır.

12 Eylül'ü siz nasıl yaşadınız?
12 Eylül'ü inşallah hatıralarımızı yazdığımız zaman anlatırız. Şu anda bulunduğumuz makam sebebiyle bu konuya girmek istemiyorum.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA