Türkiye'nin en iyi haber sitesi
KEREM ALKİN

‘Sürdürülebilirlik’ adına küresel çağrı

21. Yüzyıl, insanoğlu açısından, yeryüzündeki varlığını 'sürdürülebilir' kılma adına en kritik sınavları vereceği bir yüzyıl olacak. Küresel ekosistemi sürdürülebilir kılmak, biyoçeşitliliği sürdürülebilir kılmak, çevreyi korumak, yeryüzünün kara toprağı ve okyanus sıcaklığını, kara toprağı ve okyanuslardaki ekolojik dengeyi korumak, 'sürdürülebilir' bir gelecek için vazgeçilmez öncelikler. Dünya ekonomisi açısından 'sürdürülebilir kalkınma' da bunun bir parçası. Yeryüzünü kirletmeden, tüm atıkların yeniden değerlendirildiği, 'sıfır atık' felsefisini önceliklendiren, tümüyle yenilenebilir enerjiye ve yeni nesil çevre teknolojilerine dayalı bir küresel üretim döngüsüne dayalı kalkınma.
'Sürdürülebilirlik' konusundaki başarısızlık ve ihmal, küresel sıcaklığın artmasına bağlı olarak, dünyayı yaşanamaz hale getirdiğinde, dünyanın geniş bölümündeki kuraklık ve doğal afetlerin sebep olacağı tahribat, insanoğlunun yeryüzünde bugüne kadar karşılaştığı en büyük felaketler dalgasını oluşturabilir. Bu satırları kaleme aldığım 5 Haziran Pazar günü, dün Dünya Çevre Günü'ydü. Genel Sekreter Guterres, bu vesileyle, hükümetlerin ve işletmelerin sürdürülebilir kalkınmayı ajandalarında ilk sıraya koymaları; yenilenebilir enerjinin gelişmesi için de önerilerde bulunmaları gerektiği çağrısında bulundu.
uterres'in çağrısı, küresel ölçekte iklim eylemine ve çevre korumaya acilen öncelik verilmesini gerektiriyor. Birleşmiş Milletler'in (BM) temel önceliğinin sağlıklı bir gezegen olduğunu belirten Guterres, yeryüzünün artık insanlığın çeşitli taleplerini karşılayamaz hale geldiği uyarısını da yineliyor. geliyor. endüstrilerin de belkemiği olduğuna değinen Guterres, işletmelerin karar alma süreçlerinin merkezine sürdürülebilirliği koyması gerektiğini vurguladı. Genel Sekreter'in deyimiyle, dünya bizim tek evimiz. Bu nedenle, insanlığın, atmosferin sağlığını, dünya üzerindeki varlıkların zenginliğini ve çeşitliliğini, ekosistemleri ve sınırlı kaynakları koruması gerekiyor.
Tüm dünyanın şunu kabul etmesi gerekiyor: "gezegenimizden bu kadar fazla şey istemek, sürdürülemez bir yaşam biçimi". Küresel ölçekte, bugün var olan üretim-tüketim döngüsü, sadece dünyaya değil, dünyada yaşayan insanlara da zarar veriyor. Guterres, uluslararası toplumun hassas ekosistemlerin korunmasına yardımcı olmak adına, geleneksel bilgi ve yöntemlerin kullanımını desteklemesinin de önem taşıdığına işaret ediyor.
Bitirdiğimiz hafta gerçekleştirilen Stockholm+50 çevre toplantısında da, BM'nin 17 Sürdürülebilir Kalkınma Amacı'nın başarıya ulaşmasının ancak sağlıklı bir gezegene bağlı olduğu bir kez daha vurgulandı. Bu amaçla da, yenilenebilir teknolojileri ve gerekli hammaddeleri herkesin kullanımına sunmak, bürokrasiyi azaltmak, sübvansiyonları değiştirmek ve sürdürülebilirliği önceliklendiren yatırımları üçe katlamak da dâhil olmak üzere, yenilenebilir enerjinin dünyanın her yerine yayılmasını önemli ölçüde hızlandırmak somut önerler de tespit edilmiş durumda. 3 milyardan fazla insan bozulmuş ekosistemden etkileniyor. Kirlilik, her yıl yaklaşık 9 milyon insaın erkenden ölümüne sebep oluyor. 1 milyondan fazla bitki ve hayvan türünün çoğu on yıllar içinde yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. İnsanoğlu şunu anlamalı: "İlerlemenin tek yolu doğaya karşı değil, doğayla birlikte çalışmak."

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA