Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MELİH ALTINOK

Ne öneriyorlarsa tersini yapmak lazım

Beş yıl önce bugün savcı Mehmet Selim Kiraz Çağlayan Adliyesi'ndeki odasında teröristler tarafında rehin alındıktan sonra katledildi.
Teröristlerin eylemi "Berkin Elvan'ın intikamını almak için" gerçekleştirdikleri iddia edildi. İddia sahiplerine geleceğiz...
Ancak garip olan, savcı Kiraz'ın katledilmeden hemen önce Elvan dosyasını yeniden açmış olmasıydı!
Evet, soruşturmayı derinleştirmek isteyen savcımızın susturulmak istendiği açıktı.
Cinayetin, 7 Haziran seçimlerine gittiğimiz, terör eylemlerinin birbirini izlediği o kaotik ortamda yaşanması da tesadüf değildi elbette. Tetikçi bir terör örgütü üzerinden seçmene, siyasete, bürokrasiye parmak sallanıyordu!
Gelelim teröristlere mazeret üretenlere...
İsimlerine ne gerek var, hepsini tanıyorsunuz...
Cumhuriyet gazetesine "Mecbur bırakıldığımız bir eylem" manşeti atan muhabir şimdi milletvekili dokunulmazlığına sahip.
Kiraz'ı rehin alan teröristlerle görüşmeler sürerken "Bu eylem nasıl biterse bitsin çıkarılacak tek ders var: Çocukları vurmayın, annelerini yuhalatmayın" twitiyle teröristlere mazeret üreten "gazeteci" de ortalıkta kitap imzalıyor.
Öldürülen DHKP-C'li teröristleri kastederek "Çok üzülüyorum üç can gitti, savcı da ağır yaralıymış" diyen CHP'li vekil de bir kez daha seçilip parlamentoya girdi.
Dün baktım, ortak oldukları bu katliamın yıldönümünde sosyal medyada neyle meşguller diye.
Tabii ki hiçbirinin gündeminde şehit savcımız yoktu.
Koronayı konuşuyordu.
Memleket, vatandaşlar, gelecek ve insanlığımız için neyin iyi olacağına dair iktidara akıl veriyorlardı.
Biri "sokağa çıkma yasağı niçin ilan edilmiyor" diye soruyordu...
Diğeri ise Twitter'da FETÖ trolleriyle birlikte, ülkenin Cumhurbaşkanı tarafından başlatılan yardım kampanyasına karşı "zırnık yok" diye itiraz ediyordu.
Lafı daha fazla uzatmayalım.
Korona günlerinde de rotamızı arıyorsak, bizleri balık hafızalı sanan bu provokatörler ne diyorlarsa tersine yönelmek faydalı olacaktır.
Şüphesi olan, tek suçu gerçeğin üzerine gitmek olan şehit savcımızın eşi ve çocuklarıyla çektirdiği o fotoğraftaki gülen yüzüne baksın.

***

Yaprağını yerken kıtır kıtır sapına gelince me!

Türkiye Sigorta Birliği Başkanı Atilla Benli, sağlık kurumlarına başvuranların, Kovid-19 tanısı konulana kadar yapılan tüm tetkik giderlerini ve test sonucu belirlenene kadar süren tedavi giderlerini sigorta şirketlerinin karşılandığını ancak teşhis konduktan sonra bunun poliçeye bağlı olduğunu söylemiş.
Bu, poliçenizde Koronavirüs'ü de kapsayan bir maddenin bulunmaması durumunda tedavi masraflarının karşılanmaması anlamına geliyor!
Dün birkaç sigorta şirketini aradım. Benli'nin açıklamasını teyit ediyorlar. Ancak aralarında dün acentelerine , "Covid 19 kaynaklı tüm tedavi giderlerini istisnai olarak karşılamaya karar verdikleri" duyrusunu geçen sigorta şirketleri de olduğunu öğrendim.
Reklam olmaması için şirket adı vermiyorum. Ama bugünlerde sağlık sigortanızı kontrol etseniz iyi olur derim.
Zira müşterilerinden her yıl onlarca para alırken güler yüzlü olan bankalar, sigorta şirketleri iş karşılığını vermeye gelince gönülsüz oluyorlar. Tıpkı marulun sapını hapur hupur yerken birden sapıyla karşılaşınca "me" diye huysuzluk eden keçiler gibi.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA