Kurmay aklın yönettiği kalabalık orduların beceremeyeceğini çıplak gözle görülmeyen Covid-19 isimli virüsler başardı. Birkaç haftada tüm dünyaya yayıldılar.
Biz de hakkında, aşı ya da ilaç yapacak kadar bilgiye sahip olmadığımız bu düşman karşısındaki tek şansımızın onunla karşılaşmamak olduğuna kanaat getirdik.
Çünkü bilimin insanlığa "şimdilik" önerebileceği en etkili mücadele yöntemi buydu.
Başka başka ülkelerde, farklı ırklardan, dinlerden, dillerden, kültürlerden milyarlarca insan aynı anda çaresizce "o gelecek" korkusuyla evlerine kapandı.
Kısa sürede korkuyu öyle içselleştirdik ki, sokakta gezenlere kötü kötü, şüpheyle bakar hale geldik.
Belli ki hep birlikte korkarsak bu büyük korkunun daha çabuk geçeceğine inanıyoruz.
Kolektif bilinçaltımızdaki "çaresizliğin" bu kadar yaygın hissedildiği günlerde hiçbir şey anormal olmasa gerek.

***

Dünyadaki toplumsal buhranı derinleştirense travmanın ne zaman biteceğine dair belirsizlik. Bilimsel ya da siyasi otoritelerin hiçbiri normalleşmeyle ilgili vatandaşların önüne kesin takvimler koyamıyorlar.
Kolay iş değil...
Herkes için güvenli yol ilerideki maliyetleri göze alıp tedbiri elden bırakmamak.
Bu yüzden "Önümüzdeki iki hafta çok kritik. Çünkü daha sonra en kritik iki haftaya giriyoruz" şeklindeki öngörülerin içinde umut kırıntıları arıyoruz.

***

Ancak umudumuzu besleyen gelişmeler de yaşanıyor... Nihayet normal hayata dönmeye dair planlar konuşulmaya başlandı.
Pandemiyle Türkiye'den iki hafta önce tanışan ABD'de de Almanya ve Fransa'da ki kademeli geçiş takvimleri ilan ediliyor.
Bizler Türkiye'nin geçiş planı ne olacak diye kafa yorarken, dün Sağlık Bakanlığı'nın bu konudaki açıklamaları basına düştü...
Haberlere göre, Sağlık Bakanlığı, önümüzdeki iki haftalık verilerin ışığında her ilin pik noktasını saptayacak. Ardından da sokağa çıkma yasağının hafta sonu ile sınırlı kalması veya daha da genişletilmesine her il için ayrı ayrı karar verilecek.
Evet, yine iki kritik haftanın eşiğindeyiz.
Ama anlaşılan o ki, Ramazan Bayramı'ndan sonra normalleşme adımlarını hissetmeye başlayacağız.
Biraz daha sabır.
Hem, unutmayın ileride, kendimizle baş başa kalabildiğimiz bu sakin günleri çok ararız.