Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MELİH ALTINOK

Stockholm sendromu mu?

Şu ana kadar 2,5 milyon kişinin yakalandığı ve 171 bin insanın hayatını kaybettiği koronavirüs salgını nedeniyle hemen hemen tüm ülkeler aynı tedbirlere başvurdular.
Sınırlar kapatıldı. Okullarda eğitime ara verildi. Kafeler, restoranlar, berberler, parklar kapatıldı. Sokağa çıkma yasakları ilan edildi...
Derken tüm dünyadan tedbirlerin gevşemeye başladığına dair haberler gelmeye başladı.
Bu süreçte 22 milyon insanın işsiz kaldığı ABD'de "üç aşamalı açılma planı" açıklandı. Başkan Donald Trump planı, başlarda 200 bin ölüm beklediklerini ancak şimdiki tahminlerinin 65 bin olduğunu söyleyerek izah ediyor.
Almanya, Danimarka, Çekya, Norveç, Polonya da bazı işyerlerini, ana okullarını ve parkları açmaya hazırlanıyor.
Fransa ve İspanya ise henüz gevşemeye karşılar.

***

Salgının ABD ve Avrupa ülkelerine göre iki hafta kadar geç görüldüğü Türkiye ise işi en sıkı tutan ülkelerden. 65 yaş üstü ve 20 yaş altındakilere getirilen izolasyona ek olarak hafta sonları da sokağa çıkma yasağı var.
Son olarak 23 Nisan tarihinde başlayacak 4 gün süreli sokağa çıkma yasağı duyuruldu.
Ancak Ramazan Bayramı sonrası Türkiye'de de gevşeme tedbirlerinin gündeme gelmesi bekleniyor.

***

Pandemi sürecinde bu tedbirlere başvurmayan ülkeler de var. Onlardan biri İsveç.
Ülkede herhangi bir sosyal mesafe kuralı yok. Hastalardan kendilerini izole etmeleri isteniyor. Kafelerde ve restoranlarda mesafeli oturma tavsiye ediliyor. 500 kişinin altındaki etkinlikler bile serbest.
Bu arada izolasyon tedbirlerini uygulayan ülkelerle İsveç'in durumu arasında kayda değer bir fark da yok. Ülkede bildirilen vaka sayası 13 bin. Toplam ölü sayısı ise 1400.
Başbakan Stefan Lofven'in uygulamaya koyduğu bu modelin mimarı olan Halk Sağlığı Kurumu Başkanı Anders Tegnell tezini şöyle savunuyor:
"Diğer ülkelerin yaptığı gibi biz de koronavirüsün geç yayılmasını sağlamaya çalışıyoruz. Bunu sağlamanın yolu ise virüsü taşıyan hastaların evlerinde kalmalarını sağlamak."
Bir virüs uzmanı olan Tegnell, sınırların kapatılmasını ya da çocukların okula gönderilmemesini "gereksiz önlemler" olarak görüyor.
"Hastalık her tarafa yayıldıktan sonra ha içeride kalmışsın ha dışarıda, bunun önemi yok. Eğer okulları kapatırsanız, bu koronavirüsle mücadelede fayda sağlamak yerine birçok problemi beraberinde getirir. İsveç sağlık sisteminde çalışan birçok doktor ve hemşire görevlerini yapmak yerine, evde çocuklarını beslemekle zaman geçirirler."
Hepimiz bu İsveçliler delirmiş olmalı diyoruz, "Stockholm sendromu işte" geyikleri yapıyoruz ama çok da aceleci olmamak lazım.
Zira kriz bitip gittiğinde ortaya çıkacak bilanço fikrimizi değiştirebilir.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA