Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MELİH ALTINOK

Kemal Bey’e biraz ayıp olmuyor mu?

Sesli dinlemek için tıklayınız.

İmamoğlu'nu ve Yavaş'ı "yanındayız" mesajı vermek zorunda bırakan Kılıçdaroğlu'nun artık cumhurbaşkanı adayı olduğunu söyleyebiliriz.
Doğrusu da buydu.
Çünkü asıl garip olan, on iki yıldır ana muhalefet lideri olarak Erdoğan'ın karşısına doğrudan çıkamamasıydı...
Dün "Kılıçdaroğlu bu saatten sonra istese de dönemez" dememe CHP'li okurlar "yemezler" diye itiraz ediyorlardı.
Kılıçdaroğlu'nun Erdoğan karşısında yenileceğini bildiğim için böyle şeyler yazıyormuşum.
Medyadaki temsilcileri de onlardan uyanık... Bu tarz yorumlarla "Kemal Bey'i gaza getirmeye" çalışıyormuşum.



"Beni tanıdılar siz kaçın" diyerek yazıyı bitirmek istiyorum ama devam etmesem içimde kalır...
Bu iş çocuk oyuncağı mı?
Gerçekten, ana muhalefet liderinin böyle bir kararı, seçmenin, gazetecilerin dediklerine bakarak alabileceğini mi sanıyorsunuz?
Kılıçdaroğlu, adaylığı önündeki pürüzleri kaldırdıktan sonra boşuna mı önümüzdeki günlerde ABD'ye gidecek?
Ayrıca ayıptır...
"Erdoğan karşısında terliği aday yapsalar oy veririm" diye söylenip sonra da "Ama Kemal Bey olmasın" diye şerh düşmek biraz ağır değil mi?
Ya terliğin adını verin ya da susun.

***

DAVUTOĞLU DA ÖYLE DİYORDU MERAL HANIM

Bir gün Ekrem İmamoğlu ile bir gün Mansur Yavaş'la buluşan ve Kemal Kılıçdaroğlu'nu sinir eden Meral Akşener şimdi ne yapacak diye merak ediyorduk.
Zira CHP'nin HDP'ye bakanlık vereceği yönündeki açıklamaları, kurmaylarına köpürttürmesi de istediği sonucu vermemişti.
Kılıçdaroğlu engelleri aşıp adaylığını kesinleştiriverdi işte.
Meral Hanım sağ olsun bizleri fazla merakta bırakmadı.



Dün şöyle diyordu:
"Kılıçdaroğlu'na herhalde ölünceye kadar şükran duyacağım. Ben sülaleme Sayın Kılıçdaroğlu'nu vasiyet ettim. Çocuklarıyla beraber vasiyet ettim. Siz sahip çıkamaz başlarına bir şey gelirse bendedir, bizdedir."
Herkes Akşener'in, "Bu arada Cumhuriyet Halk Partisi benim babamın partisidir ha... Rahmetli babamın, rahmetli İnönü ile fotoğrafı var" sözlerini tiye alıyor... Akşener'in daha önce nikâhlandığını açıkladığı partileri sırasıyla hatırlatıyor.
Şöyle demiş mesela:
"Ben DYP'ye üye olup nikâh kıydım. Benim nikâhım, Katolik nikâhı gibi boşanması olmayan bir nikâhtır. DYP üyesi olmayı şeref sayıyorum... Evladıma bırakacağım tek miras Doğru Yol Partisi'dir..."
Buradan sonrası Meral Akşener ve mirasçılarının sorunudur.
Benim aklımaysa başbakanlığı babasının makamı sanan Davutoğlu geliyor.
O da başbakanlığa atanınca Erdoğan ve ailesi hakkında böyle şeyler söylemeye başlamıştı.
Sonrası malum...

***

MİLLET İTTİFAKI'NIN EŞ PANDEMİ BAKANLARI

Aslında işleri vardı.
Hekimdiler.
Ama meslektaşları hastanelerde çifte mesai yaparken onlar ekranlarda insanları korkutup aşı pazarlamasıyla vakit geçiriyorlardı.
Arada da benim gibi pandemi politikalarıyla ilgili eleştirel sorular soran gazetecileri, "Hastanede sakın elimize düşme" diye tehdit ediyorlardı.



"Bu ülkeye sizi hak ettiğiniz deliğe sokacak adalet gelecek, ben elimle kuduz aşınızı yapacağım. Pompacı" diye nefret tweetleri atarak azıcık meşhur da oldular.
Ama ne yazık ki pandemi bitti işte...
Dün baktım soluğu Kemal Kılıçdaroğlu'nun yanında almışlar.
Kemal Bey cumhurbaşkanı olursa belki bunları eş pandemi bakanları olarak atar.
Eyvah eyvah.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA