Türkiye'nin en iyi haber sitesi
OKAN MÜDERRİSOĞLU

CHP için büyük Türkiye için küçük adım

İktidar paylaşılmaz!
İktidara yürüyen lider önce partisine damgasını vurur.
Ve halkı yanına alan lider elbet bir gün iktidar olur...
CHP'nin dünkü olağanüstü kurultayı Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu' nun parti içi iktidarını ilan ettiği anlara sahne oldu.
Kurultayı "şekil" açısından analiz ederken şu tablo ile karşılaştık:
"Sol siyaset, nihayet kurultay düzenlemeyi başarmış. Düzenli, seçilmiş sloganlarla desteklenmiş, medeni bir ortam."
"İçerik"
açısından bakıldığında ise şu üç konu ön planda idi:
- Farklı toplum kesimlerine yönelik, kopuk kopuk mesajlar dizisi.
- AK Parti sendromu yaşayan kaygılı kesimlerin rövanşist duyguları.
- Cek, cak'lı geleceğe yönelik soyut vaatler listesi.

***
Kılıçdaroğlu, 90 dakikaya sığdırdığı kurultay konuşmasında en büyük soru işaretini ortadan kaldırmayı başardı. "CHP'nin ekseni kayıyor mu?" sorusunun yersiz olduğu görüldü. Zira Kılıçdaroğlu, ezber bozmadı. Beklendiği ölçüde vizyoner değildi. Türkiye'nin temel sorunlarını ya teğet geçti ya da "CHP iktidarında nasıl olacağını göstereceğiz" kabilinden ifadeler kullandı.
- "Güneydoğu sorunu" dedi, "Kürt sorununa girmedi."
- "Yeni anayasa" dedi ama "büyük buluşmanın nasıl başarılacağı"na ilişkin reçete sunmadı.
- Fakir ailelere asgari ücret seviyesinde aylık sözü verdi. Sihirli formülü soranlar için "çalmayacağız, çaldırmayacağız" türünden genel geçer şeyler söyledi.
- "Türban sorunu" gündeminde yoktu. YÖK'ün kaldırıldığı, öğrenim harcının alınmadığı, özgürleştirilmiş üniversite söylemi ile yetindi.
***

Siyasetin şeffaf finansmanı, vekillerin mal varlıklarının açıklanması, dokunulmazlıkların kaldırılması, siyasi ahlak yasası, seçim barajının düşürülmesi gibi sözler ise sanıldığı gibi sadece AK Parti'yi değil, CHP'den siyaset düşünenleri de ilgilendirdiği için salonun gürültüsü içinde sanki kaynadı gitti.
Netice olarak şunu söylemek mümkün:
"Kılıçdaroğlu, halka erişme çabasını, ekibiyle birlikte sahaya ne kadar yansıtabilirse, 'halkın iktidarını kuracağız' iddiası o kadar uzun ömürlü olacak. Bu heyecanın dozunu da CHP'nin, sol taban dışındaki kitleleri, samimiyet sorunu yaratmadan kucaklayabilme yeterliliği belirleyecek."
Peki, "Parti Meclisi ne oldu?" diye sorduğunuzu duyar gibi oluyorum...
Geniş siyasi yelpazeyi hedefleyen, Türk- Kürt, Alevi-Sünni, genç-kadın dengesini gözeten, iş dünyasına-diplomasiye açılan ve kıdemli siyasetçilerin arasından nasıl sıyrılacakları merak uyandıran isimler. Teorik temeli güçlü yeni simalara şans verilmesi, CHP'nin farklı seçmen gruplarını damardan yakalama niyetinin göstergesi. "Yapabilirlikleri" ve "ikna kabiliyeti" ilgiyle izlenecek bu ekibin akordu, kuşkusuz Kılıçdaroğlu'nun maharetine kalacak. Çünkü bundan sonra Baykal ve Sav bahaneleri ileri sürülemeyecek. CHP'nin bürokratik devlet solculuğunu aşıp aşamayacağını ise hazırlanan raporlar değil, Mart-Haziran 2011 arasında meydanlardaki performans gösterecek!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA