Türkiye'nin en iyi haber sitesi
OKAN MÜDERRİSOĞLU

Hangar kirası mı dediniz?

Evet, yanlış okumadınız!
Malûm, Rusya'dan S400 hava ve füze savunma sistemi tedariki sonrası ABD yönetimi Türkiye'yi, başından beri ortak olduğu 5. nesil savaş uçağı F35 programından çıkarmıştı. Bununla da yetinmemiş, Türkiye'ye teslim edilmesi gereken uçaklara da el koymuştu. Şimdi Ankara, Amerikan tarafı ile bir müzakere yürütüyor. Blok 70 olarak tanımlanan F16 serisinin temini ile envanterdeki F16'ların modernizasyonunu konuşuyor. Bu görüşmelerde de F35 projesinde Türkiye'ye karşı yapılan açık hukuksuzluğu ve mali haklarını dayanak gösteriyor. Ki müzakerelerin ikinci turu, muhtemelen önümüzdeki ay ABD'de yapılacak. Buraya kadar tamam da... Amerikalıların teslimatını engelledikleri, hatta kendi hava kuvvetlerine kaydettikleri Türkiye'ye tahsisli F35'ler için, "Aslında hangarda tutuluyor. Sizin için bekletiyoruz. Bu yüzden bize hangar kirası da vermeli ve alacağınızdan düşmelisiniz" iddiasına ne demeli?
Tabii ki "pes" demeli!
Ancak her şeye rağmen ABD'de görüyor ki... Rusya'nın, Sovyetler Birliği dönemindeki sınırlarına ve etki alanına erişme girişimleri, uluslararası ilişkileri kökten sarsıyor! Ve Türkiyesiz hiçbir denklem, çözüm üretmiyor...

7 MİLYAR BARKOD İŞLEMİYLE ANALİZ
Son dönemin en fazla yıpratılan kurumlarının başında geliyor. Bilen bilmeyen, haklı haksız hedef alıyor. Kendince yaptığı hesabı, "gerçek budur" diye pazarlayanlar ise ortada cirit atıyor. Yöntemini, veri tabanını bile açıklayamıyor ama sosyal medya üzerinden algı operasyonu yürütüyor. Devlet dediğimiz organizasyon, kurallar ve kurumlar bütünüdür. Devletin devamlılığı, kurumsallığı ile kurumsal gelenekleri ve hafızasıyla doğrudan ilgilidir. Elbette idare, eylem ve işlemleri ile hesap verebilir konumdadır. Yani, eleştiriye açıktır. Lakin tenkit ile peşin hüküm, sorgulama ile kuşku uyandırma, özetle sistemin güven zeminini erozyona uğratma arasında büyük fark vardır!
Görünür gelecekte, Türkiye İstatistik Kurumu'ndan (TÜİK) bir dizi ezber bozan hamle gelmesi olası. Hem Kurumu anlatma hem de algı çarpıtmasını düzeltme manasında. "Çağımız, iletişim çağı" deniyor ama bu kavramlaştırma bile eskide kaldı. Artık, "yeni gerçeklik çağındayız!" Belirlenen kitleyi etkilemeye, hassasiyetlerini manipüle etmeye, seçilmişlere ve kurumlara karşı tereddüt uyandırmaya dönük öylesine karmaşık algoritmalar söz konusu ki... İşine geleni almaya, ideolojik yaklaşımını teyit eden verilerle kanaat geliştirmeye yatkın gruplar, kolaylıkla yönlendirilebiliyor. Maksatlı paylaşımlar ortalığı öylesine kaplıyor ki arı, duru bilgiye, samimi açıklamaya yer bile kalmıyor.
Ama yine de...
Her durumda, organize topluluklardan ziyade, toplumun sağduyusunun esas alınması gerekiyor. Dezenformasyonla sonuna kadar mücadele edilirken, her zaman sağlaması yapılabilir bilginin de bıkıp usanmadan topluma aktarılması önem taşıyor.
Örneğin TÜİK, üzerinde spekülasyon yapılan "fiyat istatistikleri" başta olmak üzere, veri ürettiği, ölçümleme yaptığı tüm alanlara nasıl yaklaştığını, işin özünü, hesabı, kitabı, inceliklerini net biçimde kamuoyuna anlatmayı planlıyor. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun kapısına dayandığı, bu yolla değişik kurumların çalışanlarını da baskı altına almaya çalıştığı düşünülürse, TÜİK'in 84 milyonun kurumu olduğunu ortaya koymasının zarureti de görülüyor.
Bu bağlamda bir misal ile yetineyim. Her ayın, her haftası, ülkenin dört bir yanından fiyat derleyen TÜİK, son teknolojiyi kullanarak yepyeni hamle yapıyor. Fiyat analizine baz olmak üzere nerede bir barkod okutuluyorsa anında kayda alıyor. Bu yolla 7 milyar veriyi işleyerek kuyumcu titizliğinden de öte piyasanın anlık MR'ını çekebiliyor.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA