Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MURAT ARIN

ABD kriz ateşini canlı tutuyor

Geçen hafta Türkiye'nin gündemi döviz ve faizdi. Merkez Bankası hızla yükselen döviz kurları karşısında faiz artırmak zorunda kaldı, kur fazla düşmedi ama dalgalanma bir ölçüde azaldı. Dışarıda ise gündem yine ABD Merkez Bankası (Fed) politikalarıydı. Fed gelişen ülke ekonomilerinde yükselen krize karşın politikasını değiştirmedi ve parasal genişlemeyi 10 milyar dolar daha azalttı. Piyasaların küreselleşmesiyle birlikte ABD sürekli olarak dünyaya kriz ihraç ediyor. 1990'lar ve 2000'ler ABD'de şişen balonlar ve bunların patlamasıyla oluşan krizlerle geçti, bu dönemde balonların oluşması yıllara yayılıyordu, balonun patlaması ise bir iki yıllık krizler yaşanmasına neden oluyordu. 2008 krizinden sonra durum değişti. Fed para basarak dünya piyasalarını ve ekonomileri sürekli bir beladan diğerine sürüklemeye başladı. Özellikle 2010 yılından itibaren Fed giderek daha fazla para basarak krizi dünyaya ihraç etti. Para basılmasının ilk etkisi emtia fiyatlarında görüldü. Gıda fiyatlarının kontrolden çıkarak yoksul ülkelerde istikrarsızlık yaratması, para basma yoluyla dünyaya gönderilen ilk dalgaydı. Bu dalgayla birlikte en zayıf halka olan Kuzey Afrika ve Orta Doğu ülkelerinde Arap Baharı isyanları başladı. Bu dalgadan etkilenen ülkelerin ortak özelliği, geniş halk kitlelerinin aylık sabit harcamalarının büyük bölümünü beslenme giderlerinin oluşturmasıydı. Fed para basmayı sürdürürken gelişen ülke ekonomilerinde ikinci etki görüldü. Spekülasyon arayan para dünyanın dört bir yanına yayıldı ve Türkiye de bu para girişlerinden payını aldı. İlginç olan spekülasyon için gelen sıcak paranın büyümeye ciddi bir katkı yapmayışı oldu. 2012 yılında Türkiye'ye rekor düzeyde sıcak para ve kısa vadeli borç girerken, büyüme hızı yalnızca yüzde 2,2'de kaldı. 2013 büyümesi ise yüzde 4'e doğru ancak hamle yapabildi. Geçen yıl mayıs ayında Fed Başkanı Ben Bernanke'nin mayısta parasal genişlemeyi yavaş yavaş azaltıp durduracaklarını açıklamasıyla bu kez para akışları tersine döndü.Sıcak para bu kez ekonomilerde sarsıntılar yaratarak çıkmaya başladı.

Para basmak neye yaradı?

Bernanke birkaç hafta önce verdiği röportajda para basmanın teoride bir işe yaramadığını ama pratikte iyi sonuçlar verdiğini ileri sürdü. Dünyanın geri kalanında yaşanan olumsuzlukları bir yana bıraksak bile bunun ABD ekonomisi için ne kadar yararlı olduğu da çok tartışmalı. Trilyonlarca dolar basılmasına karşın ABD büyümesi yüzde 1 ile 2 arasına sıkışmış durumda. Geçen yıl büyümenin hızlandığı iddia edildi ama yılın tümü için büyüme hızı yine yüzde 1,9 olarak açıklandı. Üstelik bunda şirketlerin büyüme beklentisiyle üretime yüklenmesi ve bunun sonucunda stokların şişmesinin de önemli bir payı var. Bu yıl bu stoklar eritilirken olumsuz etki yapacak. ABD'de işsizlik oranı yüzde 7'nin altına inse de sorun hiç küçülmedi. İş bulamayanlar işsizlik yardımlarından da yararlanamaz hale gelince istihdam kayıtlarının dışına çıkıyorlar, toplam işgücü azalıyor, bu da işsizlik oranını düşük gösteriyor. Ocak ayında ABD Kongresi'nde yardımların süresinin uzatılması yönünde karar çıkmayınca yaklaşık 1,5 milyon kişinin aldığı destek kesildi. Bu nedenle cuma günü açıklanacak ocak ayı işsizlik oranı yüzde 6'ya doğru düşebilir ama toplam işgücü 2007 yılında olduğu seviyeden hesaplanırsa işsizlik oranı yüzde 11-12 aralığında çıkıyor. Fed'in politikalarından en çok yararlanan kesim gelir dağılımın en üst yüzde 1'lik kesimi. Hisse senedi fiyatlarındaki fiyat enflasyonu bu kesimin varlıklarını artırırken, ucuz kredileri kullanıp bunlardan spekülatif kazanç sağlayan yine bu en varlıklı kesim. Bernanke'ye bugün hala kurtarıcı gözüyle bakılsa da tarihte, önceki başkan Alan Greenspan gibi kriz üreten adam olarak yer alacak.

Başa çıkmak zor

Merkez Bankası, dövizde büyüyen spekülasyon karşısında faiz oranlarını sert biçimde artırmak zorunda kaldı. Uluslararası yatırım bankalarının bu gelişme üzerine yayımladıkları raporlar ilginçti; bir yandan artırımın çok yüksek olduğunu belirtirken bir yandan da bunun yeterli olmayacağını yazdılar. Küreselleşen piyasalarda sıcak para kaçışları başladı mı bunu durdurmak çok zor. Türkiye'de olanlar Arjantin'de devalüasyona yol açabiliyor, Arjantin'in durumu Brezilya'yı olumsuz etkiliyor. Sarsıntı bir ülkeden diğerine sıçrayarak sürüp giderken kısa vadede bu kısırdöngü sürecek gözüküyor.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA