Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MAHMUT ÖVÜR

Saman ve patlıcan siyaseti

Tarımla ilgili algı operasyonları uzun bir süredir devrede. Süreç son 5 yılda darbelerden, kuşatmalardan sonuç alamayanların çareyi ekonomik kriz tellallığı yapmakta bulmalarıyla başladı. Ve öyle çirkinleşti ki, bu ülkenin ana muhalefet partisi başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, gittiği her ülkede açık açık "Türkiye'ye yatırım yapmayın, turist göndermeyin" çağrısı yaptı.
Hatta hızını alamadı bazı liderlere mektup bile yazdı.
Ama bir sonuç alamadı.
Bu kez ekibiyle birlikte daha "hassas" olduğu hesabıyla tarım konusu üzerinden yürümeye başladı.
Mikrofonu gören veya bir kürsü fırsatı yakalayan her CHP'li, -Faik Öztrak veya Gürsel Tekin örneğinde olduğu gibiısrarla "Ülke battı, tarım bitti" demeye başladı.
İlk argümanları da "saman bile ithal ediyoruz" ucuz sloganıydı. Ne yazık ki bu algı operasyonları etkili de oldu. Google'a girin, bu konuda negatif onlarca yazı bulursunuz.
Gerçek rakamlar ise bambaşkaydı.
Saman meselesinin en çok tartışılan 2017 yılına bakalım. O yıl 26 milyon ton saman üretilmiş. İthal edilen miktar ise topu topu 25 bin ton. Bunun 5 bin tonu da ihraç edilmiş.
Kıyamet bu 20 bin ton üzerinde kopuyor.
Kimsenin rakamlara falan baktığı yok.
O yüzden saman alevi gibi o tartışma bitti.
Aynı şey buğdayda da yapıldı. Türkiye'nin birçok konuda olduğu gibi tarım alanında da ciddi yapısal sorunları elbette var. Ancak son yıllarda tarım alanında çok ciddi ve önemli adımlar da atıldı.
Şu tabloya bakın. Türkiye, 2018 yılında 168 milyar dolarlık ihracatla rekor kırarken tarımda da geri kalmadı.
Yıllık tarım ihracatı 17 milyar dolar, ithalatı ise 12 milyar dolar. Bu rakamlarla Türkiye tarımda AB ülkeleri arasında birinci, dünyada ise 7'nci sırada...
Dikkat ederseniz, "Tarım bitti, buğday ithal eder duruma geldik" diyenler işin bu yanına hiç bakmıyor. Buğdayla ilgili gerçeği ne yazık ki bugüne kadar görev yapan Tarım Bakanları ve bakanlık bürokratları da doğru dürüst anlatmadı, anlatamadı.
Şimdi yeni yeni tanıtımlar başladı ama algı da başını alıp gitti. Oysa rakamlar buğdayda da çok farklı... Bakan Bekir Pekdemirli gittiği ve konuştuğu her yerde şu rakamları veriyor: "Ülkemizin yıllık buğday üretim miktarı ortalama 21 milyon ton, tüketimi ise 19-20 milyon tondur. Rakamlardan da anlaşılacağı üzere ülkemizin buğday üretimi tüketimimizi karşılamaya yetiyor." Peki, o zaman neden buğday ithal ediyoruz?
İşte bu sorunun cevabı:
"Ülkemizin yıllık yaklaşık 4 milyon ton civarında buğday ithalatı bulunuyor. Gerçekleşen bu ithalat da büyük ölçüde un, makarna, bisküvi, irmik ve bulgur gibi ürünlerin üretimi için kullanılıyor, bu ürünler ise ihraç ediliyor." O ihracatla ne kazanıldığına da bakalım.
Bakanlığın verdiği rakamlara göre 2002'den bugüne kadar yapılan buğday ithalatı ve ihracatının rakamları şöyle: 15 milyar dolarlık ithal edilen buğdaydan 27 milyar dolarlık ihracat yapılmış. Aradaki fark 12 milyar dolar. Yani 12 milyar dolarlık bir katma değer elde edilmiş.
Bu gerçek muhalefetin derdi değil.
Muhalefetin derdi, siyaset üretip başaramadığını "samanın ya da patlıcan"ın başarması... Bir nevi ekonomik kriz tellallığı...
Bu manipülasyon da tutmadı. Siyasi irade dengeleme siyasetiyle, Tanzim Satış formülünü ve denetimi devreye sokarak muhalefetin hevesini kursağında bıraktı.
Onlara da seçim meydanlarında rahmetli Barış Manço'nun şu dizesini söylemek kaldı:
"Bir anda dünyam karardı."

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA