Türkiye'nin en iyi haber sitesi
AHMET ÖRS

Kuru fasulyemi geri istiyorum!

Milli yemeğimiz kuru fasulyeyi ne zaman yesem, onun nefis tadını artık bulamıyorum. Geçtiğimiz günlerde eşimin ünlü bir marketimizden alıp özene bezene pişirdiği kuru fasulye bardağı taşıran son damla oldu. Kimi taneler kaskatı kalmış, kimileri göreceli olarak yumuşamış ama hiçbir tane, yemeğin o nefis salçasının lezzetini içine çekememişti. Mutsuzluğumu belli ettiğimde eşim üzerine alındı, "Vallahi, saatlerce kaynattım, yine de sonuç bu," dedi. Geçen yaz başında alınıp evde bekletilmiş olabileceğini düşündüm ama eşim pişen fasulyeyi daha geçen hafta satın almıştı. Eskiden bakkala gider, Battal, Şeker, Horoz, Dermason gibi klasik çeşitler arasından damak zevkimize uygun olanını pişirdiğimizde hep aynı sonucu verirdi. Tek istisna, bayat ürünlerin yeni rekolte fasulyelere karıştırıldığı durumlardı. Biraz fasulyeden anlayan, geçen yılki fasulyelerin kabuklarının matlaşmış, bazılarının üzerinde çatlaklar belirmiş olduğunu görür, bu ürünü almazdı. Ama her biri aynı boy, aynı parlak yüzeye sahip fasulyelerde bir sorun çıkmazdı. Şimdiki fasulyeler çakma. Örneğin Dermason fasulyesinin eski tadı yok. Özellikle son zamanlarda Anadolu'nun en lezzetli ürünlerini bulup mutfağında değerlendiren şef Mehmet Gürs ile bu konuyu konuşuyordum. "Artık kuru fasulye bulamıyorum. Uygun arazi arıyorum, kendi ihtiyacım için üretim yapacağım" dedi. Mehmet Gürs bulamadıktan sonra, bizim gibi market bağımlısı tüketiciler ne yapsın? Meselenin biraz daha derinine gidip, bakliyat ve pirinç konusunda büyük otorite saydığım Mehmet Reis'i aradım. Keşke aramasaydım; damağımda hissettiğim yozlaşmanın arkasındaki gerçekleri anlattığında tüylerim adeta diken diken oldu.

ÜRETİM DURMA AŞAMASINDA
İlk çarpıcı gerçek, ülkemizde en iyi kuru fasulye cinslerinin yetiştiği Konya, Erzincan gibi bölgelerde üretimin neredeyse durma aşamasına gelmiş olması. Bir başka tatsız durum da yerli tohumların kaybolması. Türkiye'de en çok satılan Dermason cinsinden örnek vermek gerekirse, bu cinsin damaklarımızda sakladığımız lezzetinin kaybolma nedeni şu; bizden Amerika'ya götürülen yerli Dermason tohumlarından orada daha verimli bir tür geliştirilip yakın bir geçmişte bize satılmış. Bu hızla bizim yerli tohumumuzun yerini almış. Evet, belki verim artmış ama fasulye bizim fasulyemiz olmaktan çıkmış. O incecik kabuklu, adı üstünde şeker gibi lezzetli, Şeker fasulyesinin bizdeki üretimi giderek azalırken, aynı görünümlü ama çok daha kalın kabuklu, lezzetsiz Çin, Kırgızistan, Arjantin fasulyeleri piyasayı ele geçirmiş. "Marketlerde ucuz diye pazarlananlar arasında iki yıl öncesinin ürünleri bile var" diyor Mehmet Reis. Ülkemizde kuru fasulye tüketiminin giderek azaldığını söylediğinde sarsıldım. Meğer doğru dürüst fasulye bulmaktan umutlarını kesenler nohuda ağırlık veriyorlarmış. "yakın gelecekte insanlar pilav üstü kuru yerine sadece pilav üstü nohut yiyecekler," diyor Mehmet Reis. Gerçi nohut da ithal ediliyor ama lezzeti fasulye gibi ülkeden ülkeye değişmiyormuş. Umarım hâlâ birileri bu gidişe "Dur!" der de pilav, emsalsiz eşlikçisi kuru fasulyeyi tümüyle yitirip öksüz kalmaz.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA