Türkiye'nin en iyi haber sitesi
CEM SANCAR

Hatamla sev beni

Televizyonlardaki ağlak insanlardan, onların sulandırılmış ses tonlarından haz etmiyorum! Bana ülkesini çabuk değiştiren lejyoner ve maskeli sahtekârlığı hatırlatır öylesi.
Planlı, sinsi ve gayrisamimi.
Sürekli bağırıp çağıranlarda ise eksik bir şey hep vardır. Bir öfke patlaması veya eksik bilginin suratsızlığı.
Gizlenen bir zaaf, bir panik...
Bazılarının üstlerine gidildiğinde slogan atması...
Ağlaklar ve çıngarcılar aynı masanın müdavimleridir bence. Ya da şöyle diyelim, görüntü farklı, ama kasa ortaktır görüşümce...

***

Hatalarımızın, kusurlarımızın toplamıyız oysa. Sakin olmalı, günahlarımız kadarız. Eksiklerimiz ve hatalarımız kadar. Herkes aynı durumda, merak etme sen. İnsan dediğin bir zafiyettir.
Peygamberler bilir bunu. Onun için her an af dilemişlerdir Haktan.
Ödenmiş kefaretler kadar iznimiz vardır mutluluğa.
"Hatasız kul olmaz, hatamla sev beni" sözünün aslı astarı budur daima.

***

Salacak sahilinde, nerede çalıyor bilmiyorum, bir tango çalıyor. "Bir hazin maceradır" diyor. Hava sonbahar.
Izgara balık kokularına karışıyor içimin gitgeli. Midemde saklı düşünceler, ağzımda bir alüminyum tadı. Nano teknolojik bir şüphe damarlarımda. Hiçbir şey gerçek değil, biliyorum. Rüyadayız, öyle söylendi bize.
Ters bir Osmanlı ayağa kalkıyor içimde. Ayağımın altında neoliberal politikalar, zenginlik düşleri, mülkiyet tutkusu. Kafamın tıpasından alın teri insanlarına doğru merhamet kıyafetinde bir Medine atıyor. Asgari ücreti dolgun, kol kola girmiş bir medeniyet de diyebilirsin sen buna...
Tango değişiyor: 'Göğsümde bir ışık var, serhoşum serhoş...'

***

Hayâl kırıklıkları tamir edilemez.
Ama yeni bir hayâl bulabilirsin. Dileğim bu kez hayâlini takip ederken hırsını azaltman.
Tepelerden düşen insanlardan öğren.
En yüksektekiler en fena çarpmıştır zemine. Giriş katının balkonundan düşenle, terastan düşen arasındaki fark mütevazı insanların lehinedir.
Ne var ki, Allah'ın tokadını yiyen ve de bunu hazmeden eninde sonunda marazı yener. Evet, bir sıhhat edinir.
Ama yine de fazla büyük konuşmamalı.
Çünkü böyle laflar, maazallah O'nun gücüne gidebilir...

***

Bazen şiirlerle tanışır birileriyle insan, bazen hikmetli bir cümlenin şemsiyesinde.
Kişi içinin tenhalıklarına bir şarkı düşürür bazen. Çiçek açar beyin kabuğu. Bazı günler haberler ne kadar karartsa da sabahı, kalbin kuşu neşeyle ötmeye başlar.
Sen samimiyetinde samimi isen, insanlar da sana öyle davranmak durumunda kalır. Çünkü bizim aşktan başka bir şey yoktur cebimizde. Onu dağıtırız biz, infak niyetine...

***

Her sabah diriliyoruz, onu söylüyorum...
Osmanlı el uzatıyor Cumhuriyete.
Cumhuriyet, kimselere göstermeden koy diyor, yan cebime!
Yağmur, Üsküdar sahilindeki o inciye, Kuşkonmaz Camiine, Mimar Sinan'ın nasırlı ellerine yağıyor.
Tecelli bitmiyor, hayat an be an cilalanıyor.
İçimde yükselen dantelli bir arabesk. Pek elitist Beyaz şürekânın, kısa paçalarıyla sakil, yeni-selefi ham akademisyenlerin burun kıvıracağı cümleler...
Fakat beynimize zerk edilen çamaşır suyu dandik çıkınca geri dönüyor hafızalar. Ahmet Yesevi ile yol kardeşi olmuş Şems. Köklerimizi hatırlıyoruz.
Hatırlamak güzel...
Diyorum ki, "Beterin beteri var, haline şükret dostum!" İşte sonunda kendine geldin, sahici oldun. Sokaklarda diriltici bir rüzgârdır artık adın.
Ey dünyayı yakacak kuvveti kalbinde taşıyan garip!
Sana söylüyorum: Nebe Suresi, 'müthiş haber' demek. Kulağını toprağa yaslayıp dinle. Güzel şeyler oluyor derinde.
Bir haber yayılıyor fikrimce:
"Cehennemin gözleri arkada kalacak" diye...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA