Başlıktaki iki kelime siyasetin tam da gündemine oturdu ve siyasetin içinde veya dışında olan herkes bu iki kelimenin ne anlama geldiğini tartışıyor. Çok basit görünen bu iki kelime neden bu kadar karmaşık bir hal aldı? Gelin anlatalım...
Önce bu iki kelimeyi söyleyen kişinin özelliğinden bahsedelim elbette. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli tam bir söylem üstadı her şeyden önce. Bir şey söylerken rasgele değil, tek yönlü değil, bilerek, tasarlayarak ve hatta çoklu anlamıyla ifade edecek kadar kelime ve söylem üstadı. İşte bu yüzden hem söyleyen kişinin özelliği hem söylediği şeyin zamanlaması açısından hem şaşırtmayı hem düşündürmeyi hem tartışmayı hak ediyor bu iki kelime.
İP lideri Meral Akşener'e "evine dönmesi" çağrısının ne anlama geldiğiyle ilgili 3 alternatif konuşuluyor Ankara'nın derin ve aleni kulislerinde:
1- MHP lideri Bahçeli, Akşener'i Cumhur İttifakı'na davet etti!
2- MHP'ye davet etti!
3- Akşener'e İstanbul'daki evine dönmesi çağrısında bulundu!
Peki aslında ne demek istedi? İlk alternatiften başlarsak; İP, kuruluş amacı ve siyasette varoluş sebebi olarak belli bir sosyolojik veya ideolojik tabana dayanmıyor. Parti liderinin ve sözcülerinin açıklamalarına baktığınızda belli bir tanım içine sığdıramıyorsunuz. Türk siyasetindeki tarihsel bir hüviyeti de yok. Siyasette hangi boşluğu doldurduğunu söyleyebilir misiniz? Hayır. Ve siyasi tarihteki benzer örneklerine baktığınızda ilk seçimde yok olacağı beklentisinin karşılık bulduğunu da görüyorsunuz. İşte bu yüzden Cumhur İttifakı tarafına gelmesi, tamamıyla kendi yararına olur. Cumhur İttifakı zaten sağlam ve güçlü, İP'in gelmesiyle ittifaktan ziyade Türkiye kazanır ama gelmezse de gücünden bir şey kaybetmez.
İkinci alternatife gelince; Bahçeli eğer MHP'ye dön çağrısı yapsaydı bir söylem ustası olarak "Yuvana dön" derdi. Yani ev ifadesini bilinçli kullanarak bu ihtimali doğrudan ortadan kaldırmıştır.
Gelelim son alternatife; Ayasofya konusu, siyasette ve aslında özellikle Millet İttifakı ortakları için turnusol kağıdı görevi görmüştür. Millet İttifakı'nın tüm taraflarının ayrıştığı apaçık ortaya çıktı. CHP ve HDP kategorik olarak Ayasofya'nın ibadete açılmasına karşı olduklarını ilan etmekle kalmamış, "Sultanahmet de müze olsun" açıklamalarıyla niyetlerinde suçüstü yakalanmıştır. İP lideri her ne kadar heceleye heceleye "a-aça-ma-yacak- sı-nız" dese de açıldığını görünce, ortaklarından ayrışmış ve sonrasında partililerden gelen baskıyla ailesiyle namaza gitmesi bunun ispatıdır. Zaten İP sözcülerinin son günlerdeki açıklamaları, özellikle terör örgütünün siyasi sözcüsü durumundaki HDP ile kader birliği yapan CHP ile ortak siyaset duruşundan rahatsızlıklarını da ortaya koyuyor. Akşener'in bu son hareketi, tek kişilik gösterinin artık sona erdiği ve bu oyunda perdenin kapandığını işaret ediyor. Ve ailesinin İstanbul'da yaşadığı gerçek evine dönmesi çağrısı da işte burada başlıyor.
Papatya falı açmadık ki kısmetin nerede olduğunu söyleyelim. Masal da değil ki gökten 3 elma düşsün de, kim sona kalsın söyleyelim. Alternatifleri sıraladık, sebepleri alt alta yazdık. Yorumu da size bıraktık. Sizce MHP Genel Başkanı Bahçeli, İP lideri Akşener'e "evine dön" derken ne demek istedi?
