Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ŞEBNEM BURSALI

Benim tecavüzcüm iyidir!

İstanbul'un ilçe ve belediye yönetimleri ile başlayıp, Sivas'a, Konya'ya kadar uzanan ve her gün bir yenisi daha eklenen CHP içindeki taciz ve tecavüz örneklerine CHP yönetiminin anlamlı suskunluğu sürüyor ama, kamuoyundaki isyan sesi kısılacak gibi değil! Yazar Nazlı Eray'ın CHP'li bir yönetici tarafından uğradığı tacizi, romanına konu bile ettiği bu olaylar zinciri; her ne kadar sessiz kalınarak yok sayılmaya çalışılsa da; durum ortada. Konya İl Başkanı'nın tacizine uğrayan genç kadının, Kılıçdaroğlu'na 7 ay önce yazdığı mektupla ilgili hiçbir işlem yapılmaması, olay basına yansıdığında İl Başkanı hakkında 7 ay sonra işlem başlatılması da bunun en somut örneklerinden. Partili partisiz, kadın erkek istisnasız herkesin tepki göstermesi gereken bu durumla ilgili, CHP Milletvekili Sera Kadıgil Sütlü'nün, Meclis kürsüsünden yaptığı "CHP içinde taciz-tecavüz oldu mu, oldu! Tabii ki olacak! Cinsiyet eşitliğinin olmadığı bir toplumda yaşıyoruz!" sözleri, hem bir kadın hem bir milletvekili olarak özrünü kabahatinden büyük hale getirirken, taciz ve tecavüzü normalleştirme telaşı gibi algılanmayacak da ne olacak?

Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz


Öte yandan; Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Yönetim Kurulu, son günlerin tartışılan 'taciz-tecavüz' konusunda aldığı bir kararı açıkladı dün. Edebiyatçı Hasan Ali Toptaş'a 2013 yılında verilen Sedat Simavi Edebiyat Ödülü'nü iptal ettiklerini duyurdu. Açıklamanın devamında şöyle söylendi: "Kadınlar, çalışma yaşamının her kademesinde başarıyla yer almaktadır. Karşılarındaki en önemli engellerden birinin işin zorluğu değil, iş hayatında karşılaştıkları cinsel tacizler olduğu ortadadır ve bunun her gün birçok örneği kamuoyuna yansımaktadır. Kadınlara, erkeklere, çocuklara yönelik şiddet, cinsel içerikli, bedensel-sözlü saldırı ve benzeri içeren her türlü davranış taciz ve suçtur. Günümüzde yasal düzenlemelerle engellenmeye çalışılan cinsel tacize karşı toplumun her bireyi ve kurumu karşı çıkmakla sorumludur. TGC olarak her türlü şiddet ve tacizin karşısında olduğumuzu bir kez daha kamuoyunun bilgisine sunarız." TGC'nin "Her türlü şiddet ve tacizin karşısındayız" başlığıyla yaptığı bu açıklamanın altına imzasını atmayacak tek bir kadın veya erkek yoktur eminim. TGC, edebiyat dünyasındaki tacize yönelik bu açıklamayı yaparken CHP içinde haftalardır yazılıp çizilen, görüntülerle ve röportajlarla ispatlanan taciz-tecavüzcülerle ilgili tek bir satır söylememeleri anlaşılır gibi değil!
Son bir not: Cumartesi günkü yazımla ilgili. CHP'li kimi ilçe başkan ve yöneticilerinin adının geçtiği ve adalete yansıyan ve hatta hüküm giyen örneklerine rağmen, taciz ve tecavüz olayları ile ilgili 16 gün boyunca susan ve sonunda yaptığı açıklamada, tacizci ve tecavüzcü partililerine en sert eleştiriyi yapmak yerine; CHP'lilerin mağdur ettikleri kadınların sesi olan SABAH gazetesini suçlayan Kemal Kılıçdaroğlu'na bir çağrımız olmuştu. "Bir olay, partinin ilkeleriyle çelişirse, o kişiyi partiden atarız. Temel ahlaki kurallar konusunda asla ödün vermeyiz" diyen Kılıçdaroğlu'na yeni birkaç örnek hatırlatmış ve bu kişi ve örneklerin partinin ilkeleri ve temel ahlak kurallarına uygun olup olmadığını sormuştuk. Aradan geçen 5 gün içinde ne CHP liderinden ne de partinin herhangi bir yetkilisinden cevap geldi, bunu buraya not etmek istedim.
Sorumlu gazetecilik gereği bir notumuz daha var; o gün verdiğim örneklerden; Güzelbahçe eski Belediye Başkan Yardımcısı Onur Günay'ın oğlu ile ilgili iddianın doğrulanmadığını da sizlerle paylaşmak isterim.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA