Türkiye'nin en iyi haber sitesi
LEVENT TÜZEMEN

2005'ten, 2011'e iki kongre

Galatasaray Spor Kulübü 530 yıllık bir eğitim kurumundan doğmuştur. Galatasaray'ın toprağı, taşı, tarlası Galatasaray Lisesi'dir. 1905'ten bu yana Galatasaray'ı ayakta tutan en önemli güç, Lise'nin kültürüyle yoğrulan ve yıllarca özenle korunan etik değerlerdir. Galatasaray'da görev yapan 'liseli' ya da 'alaylı' tüm başkanlar ve yöneticiler etik değerleri oluşturan, örf, adet, gelenek, göreneklere hep sadık kalmaya çalışmışlardır.
Son 10 yıla baktığımzda Galatasaray'ın olmazsa olmaz değerlerinin hızla erozyona uğradığını görüyoruz.
Pazar günü Mali Kongre'de yaşananlar, etik değerlerdeki erozyonun zirve, bunun oluşturduğu kaybın dip yaptığını gösterdi. Değişen seçmen yapısını gözeterek Galatasaray'ın bir "Eksen kayması" içinde olduğunu söyleyebilirim.
Neden mi? Galatasaray'da başkanlık sistemi vardır. Kongrede Başkan ayrı seçilir. Galatasaray'da hep, "Başkan ne derse odur" sözü hakimdir. Her Galatasaraylı'nın yönetimi seçme veya seçmeme hakkı demokratik bir haktır. Eleştirinin ve övgünün bir adabı ve üslubu vardır. Seçip seçmemek, ibra edip etmemek kabaca değil, Galatasaray'ın etik değerlerine bağlı olarak uygulanmalı.
Benim için Galatasaray'ın her başkanı kutsaldır. Başkan iyi işler yaparsa alkışlarım; hata yaptığına inanırsam eleştiririm. Lise kültüründe yoğrulan etik değerlere ve büyüklerimin bana öğrettiklerine bağlı kalarak Galatasaray Başkanı kim olursa olsun asla yuhalamam, hakaret etmem.



HAFIZADA KALACAK
Mali Kongre'deki "Linç kültürüne" benzeyen görüntüleri TV kanallarının da çektiğini ve arşivlediğini düşünürsek bu çirkinlikler hafızalardan silinmeyecektir. Galatasaray'da yaşanacak en ufak tartışmada bu görüntüler ısıtılıp ısıtılıp ekranlara gelecektir.
Aslında bu "Linç kültürü" 2005 yılında sahneye konmuştu. 24 Aralık 2005'te rahmetli Başkan Özhan Canaydın, Riva Projesi için onay istemişti. Karlı bir günde tam 858 kişi Tevfik Fikret Salonu'na geldi. O gün tıpkı 27 Mart 2011'deki gibi salonda "Linç kültürü" hakimdi. Kürsüye çıkıp konuşanlar rahmetli Canaydın'ı yerden yere vuruyordu. Ben, "Bu öfke neden?" diye sorduğumda aldığım ortak cevaplar şöyleydi: "Bu yönetim 4 yıldır hiçbir sözü tutmadı. Başarısız oldu. Riva'ya karşı değiliz ama Canaydın'a güvenmiyoruz. O sadece 60 milyon Dolar'lık teminatını kurtarmak istiyor."
O gün sadece Doğan Hasol, Işın Çelebi ve Adnan Polat yönetime destek veren konuşmalar yapmıştı. Büyük çoğunluk oylamaya karşıydı ve komisyon kurulmasından yanaydı. Rahmetli Canaydın komisyonu istemiyordu. Oylama yapılsa Galatasaray kesin bölünecek belki de istenmeyecek olaylar yaşanacaktı.

BAYEZIT FAKTÖRÜ
Galatasaray'ın efsane başkanı, değerli büyüğüm Selahattin Bayezıt yılların verdiği tecrübeyle ortamın ısındığını görerek yerinden fırlayıp kürsüye çıktı ve şu uzlaşmacı konuşmayı yaptı: "Büyükler 'Riva projesini komisyon incelesin' diyorsa buna karşı çıkmanın manasını anlamıyorum. Yönetimin, haysiyet, şeref ve itibarına azami hassasiyet göstermeyi amaçlıyoruz."
Rahmetli Canaydın da büyük saygı duyduğu Beyazıt'ın bu sözlerinden sonra komisyon kurulmasını kabul etti. Aslında Bayezıt bu konuşmayla Galatasaray Başkanı'nın daha fazla yıpranmasını engellemişti.

KEŞKE SÖZ ALSAYDI
27 Mart 2011 günü Sayın Selahattin Beyazıt da Mali Kongre'deydi. Salondaki hava 2005'teki havadan çok daha sert ve ürkütücüydü.. 2005'te rahmetli Özhan Canaydın'ı "Linç kültürü"nün içinden çekip alan Sayın Bayezıt aynı davranışı Adnan Polat için neden yapmadı?
Biliyorum ve inanıyorum ki; Beyazıt da salondaki ortamdan hoşnut değildi. Oylamaya geçilmeden önce tıpkı 2005'teki gibi kürsüye çıkıp Başkan Adnan Polat'a seçime gitmesi gerektiğini ima edecek etkili bir konuşma yapabilirdi. Bilgilendirme toplantısında "Seçimi ibra olmak için rüşvet vermem" diyen ve bu sözünün altında ezilmek istemeyen Polat, sayın Bayezıt'ın yapacağı konuşma sonrası güç bulup seçim gitme konusunda inanıyorum ki "Evet" derdi. Ve 106 yıllık asırlık çınar Galatasaray da dünya aleme rezil olmazdı.
Tablonun en acı yanı da şu: 2005'te Bayezıt'ın Canaydın için yaptığı çıkışı Polat için yinelememesini Canaydın-Beyazıt arasındaki lise kardeşliğine bağlayanlar var. Ben buna inanmak istemiyorum. Ama bu iddianın sadece dile getirilmesi bile Galatasaray'ın geldiği noktayı göstermesi açısından çok üzüntü verici.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA