Türkiye'nin en iyi haber sitesi
SEVİLAY YAZIYOR SEVİLAY YÜKSELİR

Çok geç kalmışız çok!

Kültürümüzün en değerli markalarından biridir Yunus Emre. O nedenle amacı Türkiye'yi, Türk dilini, tarihini, kültürünü ve sanatını dünyaya tanıtmak olan enstitünün Yunus Emre markasıyla yola çıkması isabetli bir karar.
Önceki gün enstitünün organize ettiği Piri Reis ve Mercator'un sergisi sonrası yöneticileri ile bir araya geldik sohbet için.
Genel Başkan Profesör Hayati Develi 2009'da faaliyete geçen enstitünün yurtdışı yapılanması ve geldiği noktayı anlattı uzun uzun. 25 ülkede 35 şube ile "Yunus Emre Kültür Merkezi" adıyla açılan merkezlere özellikle Balkan ülkelerinde talep o kadar yüksekmiş ki, yine enstitünün girişimi ile Bosna-Hersek'teki bazı okullarda Türkçe'nin ikinci dil olarak müfredata alınması sağlanmış.
Develi "Çok enteresan oldu tabii bu durum. Türkçe'yi ders olarak müfredatına alan okulların birçoğunda İngilizce dahil diğer tüm yabancı diller ikinci plana düştü! Türkiye hayranlığı inanılmaz boyutlarda Balkanlar'da ve sanırım böyle olmasının en büyük nedeni Türk dizilerinin oralarda yarattığı etki" diyor.
Avrupa'da henüz yeni yeni şubelerini açtığı için çok fazla bir hareket yok ama olacağına inanç çok yüksek.
Düşünsenize, isteyen tüm yabancılara Türkçe öğretilecek bu merkezlerde.
Daha şimdiden Brüksel'deki merkezin 38 öğrencisi varmış. Çoğu diplomat ya da Türkiye ile iş yapan şirketlerde çalışan insanlar bunlar üstelik. Bedava da değil bu arada. Epeyce yüksek rakamlar konuluyor Türkçe öğrenmek isteyenlerin önüne. Sonradan duydum bu işin fikir babası Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri olan Mustafa İsen'miş.
İsen, Kültür Bakanlığı Müsteşarı olduğu dönemde bu projeyi düşünmüş.
Neyse ki kendisinden sonra gelenler de sahip çıkmış ancak şu anda bağlı olduğu bakanlık Dışişleri Bakanlığı. Bu da isabetli bir karar, zira örnek aldığı British Council, Fransız Kültür Merkezleri de dış ilişkiler bakanlıklarına bağlı yürütüyor faaliyetlerini. Henüz yeni oldukları için örgütlenmeyi bazı yerlerde tamamlayamamışlar.
Üzerime vazife değil belki ama sanırım bu örgütlenmenin seri olabilmesi için daha fazla ödenek ayırmak lazım enstitüye.
Ahmet Davutoğlu'nun bu projeye daha çok zaman ayırması ve ehemmiyet göstermesi şart! Çünkü zaten geç kalmışız projeyi hayata geçirmekte, bari diğer ülkelerle arayı kapamak için elimizi çabuk tutalım.

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA