Türkiye'nin en iyi haber sitesi
YEŞİM TABAK

Kızlar şimdi konuşuyor

Acılı memleketlere fotoğraf makinesiyle, kamerasıyla gidenler, burnu akan küçük çocukların ve uzaklara bakan yaşlıların gözlerinde 'bir şey'i aramadan gelmezler. Oradaki hayatla ilgili bilinmesi gereken her şeyin (sanki) anahtarı olan 'bu şey', çokça denenmesine rağmen nadiren bulunur. Ardındaki hikâye büyüktür, yüzler dramatiktir ama filmin sağladığı idrak koşulları kısıtlı kalabilir. İki Tutam Saç: Dersim'in Kayıp Kızları da, konusuyla merakı ve vicdanı kışkırtmasına rağmen, bir belgesel film olarak bunu paylaşma biçimiyle TV belgesellerinin makul bilgilendirme düzeyinden pek uzaklaşamıyor. Jülide Kural, Sema Kaygusuz'un metnini Dersim'i çevreleyen dağların görüntüleri üzerine okumaya başladığında, bir an için Anadolu'nun herhangi bir yöresini anlatan TRT belgesellerinden birini izlediğinizi sanabilirsiniz. Tabii orada duymadığınız hikâyeleri dinliyor olacaksınız. Nezahat Gündoğan'ın (Kazım Gündoğan'la birlikte üç yıllık araştırmalarına dayanan) filmi, ordunun 37-38 yıllarındaki Dersim 'harekât'ı sırasında ailelerinden koparılıp çoğu rütbeli askerlere evlatlık verilen kız çocuklarının izini sürüyor. Ailesiyle 65 yıl sonra bir araya gelebilen Fatma İçin, çoğu yaşlı gibi, dramatik olayları herhangi bir şeyi anlatır gibi anlatıyor. Onca yıl ailesi tarafından bulunamadığı için kırgın. Evlatlık verildikten, daha doğrusu 'besleme' hayatına başladıktan on sene sonra kaçıp gerçek ailesini bulan Huriye Aslan'ın ifade biçimi daha teatral; olayları anlatırken hislerini de canlandırıyor. Zaten bir an için bile aklından çıkmadığını bilhassa belirtiyor: "Hiç unutamazsın. Unutamazsın!" Fatma ve Huriye Hanım'la benzer bir kaderi paylaşan kuzenler Sakine ile Şemsi'ye ulaşmak mümkün olmamış. Geride sadece, belgesele adını veren birer tutam saçları kalmış. Akibetleri bilinmiyor; onları aramak ve beklemekle geçen yılları kardeşlerinden dinliyoruz. Baskın Oran'ın Radikal'deki Dersim Sempozyumu yazı dizisine bakılırsa, Dersimliler geçmişte yaşananları anarken kolay kolay Atatürk, İsmet İnönü ve Fevzi Çakmak'a laf ettirmiyor. İki Tutam Saç'ta birinci ağızdan anlatılanlar da, böyle politik bir eksenden çok kişisel dramlara odaklı. Ancak belgesel, dönemden fotoğraflara da yer vererek konuyu özetleyen giriş bölümünde, her hikâyede rollerin bakış açısına göre değişebildiğini hatırlatıyor. Zira Türk askerinin Dersim'deki siyah-beyaz fotoğrafları, eski filmlerde tehlike belirten türde tuba (yanılıyorsam trombon) sesleriyle kadraja giriyor. Bu, ve canlı tanıkları sustuğunda devreye giren kederli ezgiler dışında, İki Tutam Saç, gündeme getirdiği hikâyelerin içine nüfuz etmek için fazla yöntem geliştiremiyor. Dersim'in kayıp kızları, biraz 'gazeteci işi' bir belgeselle, ama olsun, ilk kez sinemada boy gösteriyor.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA