İki pilot, bir doktor, bir yardımcı sağlık personelinden oluşan ve hazır bir şekilde görevin gelmesini bekleyen İstanbul ambulans uçak ekibi kapılarını SABAH'a açtı...
Onlar, her türlü hastalıkta, acil sağlık hizmetinde Türkiye'nin havadaki sağlık neferleri, hizmet sevdalıları... Ülkemizi parmak ısırtan bir noktaya taşıdılar. Sağlık sektöründe çağ atlayan Türkiye, havada da fark yarattı ve pandemi sürecinin başından itibaren 49 farklı ülkeden 278 hasta, acil sağlık hizmeti için Sağlık Bakanlığı'nın uçak ambulans hizmetiyle yurt dışından yurda getirdi. Ambulans helikopterde görevli Dr. Hüseyin Fatih Albayrak, Birçok hasta yurt dışında gördükleri tedaviden memnun olmadığı için ve kurtuluşunu Türkiye'de, kendi memleketinde gördüğü için gelmek istiyor. Şunu keyifle söyleyebilirim ki bu işi en iyi yapan ülkeyiz. Yapanlardan biri demek bile istemiyorum en iyi yapan ülkeyiz." dedi.
2008'den bu yana bu hizmeti tamamen kendi kaynaklarıyla ve ücretsiz sunan Türkiye, Sağlık Bakanlığı bünyesindeki helikopter ve uçak ambulanslarla o tarihten beri hem yurtiçinde hem de yurtdışında büyük özveriyle mücadele veriyor. Sağlık Bakanlığı Acil Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü'ne bağlı; biri 4 sedyeli, biri 2 sedyeli ve diğeri ise tek sedyeli olmak üzere 3 adet ambulans uçak ve 17 adet helikopter uçak bulunuyor.
Ambulans uçaklar, 24 saat esasına göre hizmet imkânı sağlıyor. Ayrıca uçakların yüksek sürat, uzun menzil, yüksek uçuş tavanı ve kabin basınçları ayarlanabiliyor. Uçaklar bir yoğun bakımda olması gereken tüm tıbbi cihazlara sahip. Bu uçaklarda ventilatör, defibrilatör cihazı, infüzyon pompası gibi ileri yoğun bakım şartlarında bulunması gereken her türlü tıbbi cihaz ve malzeme bulunuyor. Ayrıca, yenidoğan vakalarının taşınmasında gerekli olan kuvöz ve yenidoğan ventilatörü gibi malzemeler de mevcut.
"ORADA HAVAALANI OLSUN YETER"
Kapılarını ilk kez SABAH'a açan İstanbul ambulans uçak ekibi merak edilenleri anlattı. 2008'de helikopter ambulansta göreve başlayan Dr. Hüseyin Fatih Albayrak, tüm dünyayı görme şansına sahip biri olarak bu işi en iyi yapan ülkenin Türkiye olduğunu dile getirdi. Albayrak, "Şunu keyifle söyleyebilirim ki bu işi en iyi yapan ülkeyiz. Yapanlardan biri demek bile istemiyorum en iyi yapan ülkeyiz. Zira tüm dünyayı gördük fakat bizim ekipmanlarımızla, bizim kapasitemize uygun bu işi yapan çok fazla ülke görmedik. Benim klasik bir lafım vardır 'Bizim hastayı alabilmemiz için tek bir şart vardır orada havaalanı olması gerekir' başka bir şartımız yok."
TAM DONANIMLI SAĞLIK ORDUSU
Uçak ambulanslarda ayarlanabilir kabin basıncı olduğu için basınç farkından etkilenmediklerini, bu yüzden durumu stabil olmayan hastalar haricinde her hastayı taşıyabildiklerini dile getiren Albayrak, unutamadığı anları da şöyle anlattı: "Mesleğimizin en güzel tarafı vatandaşlarımızın yurt dışında bizi gördüklerinde verdikleri tepki. En son Düsseldorf'dan aldığım hastaya gümrük işlerinin biraz uzayacağını söyledim. O da, 'Sizi gördüm ya artık ölebilirim' dedi. Yine pandemiden önce İtalya'dan bir hasta aldım. Üç gün boyunca kalçası kırık bir şekilde transfer sedyesinde kalmış ve kadın beni gördüğünde hüngür hüngür ağladı. Sadece Türk vatandaşlarına değil mülteci olarak ülkemize gelen vatandaşlarımıza da aynı hizmeti veriyoruz. Bu uçaklarda dünyada birçok hastanede bile olmayan ekipmanlar var. Biz sadece hasta da taşımıyoruz, ilaç, aşı, organ da taşıyoruz. Mesela Van'da bir kalp çıkarılacak ama Van'da kalbi çıkartacak doktor yoksa Türkiye'nin neresinden olursa olsun ekibi alır götürürüz. Orada bekleriz ve onlar kalbi çıkardıktan sonra yerine götürürüz."
"MUTLULUĞU İKİYE KATLIYORUZ"
Hava ambulansı yardımcı sağlık personeli Merve Çam da şunları söyledi: "Uçaklarımız bir yenidoğan yoğun bakım, bir yetişkin yoğun bakım veya aynı anda iki yeni doğan kuvözlü vaka, iki yetişkin yoğun bakım hastası taşıma kapasitesine sahip. Aynı zamanda tüm yoğun bakımlarda kullanılan medikal cihazlarla donanımlı. Vatandaşlarımız başka bir ülkede Türk sağlık personelini gördükleri zaman büyük bir mutluluk yaşıyorlar ve biz de bu mutluluğu en kısa sürede onları anavatanına getirerek ikiye katlıyoruz."
"4,5 SAATE KADAR UÇABİLİYORUZ"
Kaptan Pilot Fatih Bayram: "Meterolojik şartlar uygunsa uçağımızla havada 4,5 saate kadar uçabiliyoruz. Şu ana kadar Yeni Zelenda, Avustralya ve Güney Amerika haricinde her yere uçtuk. En zorlu uçuşlarımızdan birinde, Pasifik tarafında Rusya'nın sınırına gidip bir Türk hasta aldık ve geri dönmemiz neredeyse 3 gün sürdü. Diğeri de Maskat'tan bir yolcu aldık ve Philadelphia'ya götürdük. Hastanın bir odadan diğerine geçmesi bile sakıncalı demişlerdi ama hastayı biz 9 kez iniş yaparak Philadelphia'ya götürdük. Hindistan Kalküta'ya iniş yapıp yakıt ikmali yapmamız gerekiyordu ve Hindistan Hava Sahası bizi oyaladı. Böyle zor durumlar da yaşıyoruz. İşimi severek yaptığım için zorluklarını da görmüyorum. Bazen uçuşlar 10-15 gün sürdüğü oluyor ya da 14-15 saat üst üste mesai yapmak zorunda kalabiliyoruz. Ailenizden uzakta kalıyorsunuz ama bunlar işin cilvesi, gülü seven dikenine katlanıyor. Asıl sevdiğimiz şey hastayı teslim ettikten sonra yaşadığınız mutluluk. 'Hasta sorunsuz teslim edildi' diyebilmek en güzel tarafı."
