Türkiye'nin en iyi haber sitesi
NAZLI ILICAK

Çarşı, 1453 Kartalları ve siyaset

Beşiktaş Kulübü'nün içine siyaset girdi. Spora uzak bir kişiyim ama Gezi olayları sırasında "Çarşı"nın faaliyetlerini görünce, doğrusu hayret ediyordum. "Koca bir camia, nasıl tek bir istikamette davranabiliyor?" diye kendi kendime soruyordum.
Çarşı, bu kadar aktif olunca, farklı düşüncedekilerin de, ayrı bir grup kurması doğal değil mi? Fakat tabii ki olumsuz bir gelişme. Zira centilmenler yarışı olan spora siyaset bulaşmamalı. Üstelik, herkesi birleştiren Beşiktaş aşkı mevcutken, sırf siyaset yüzünden taraftarın birbirine düşmesine üzülmemek mümkün değil.
Okuyoruz... Çarşı grubuna karşı, "1453 Kartal" adı altında yeni bir taraftar grubu kurulmuş. AK Parti ve MHP ağırlıklı oldukları söyleniyor ama kendileri bunu reddediyor.
Ve sahaya inenlerin 1453 Kartal grubundan olmadığını belirtiyorlar: "Nedir elinizdeki deliller? Bizim için sahaya indiler diyorsunuz. Biz Beşiktaşlıyız ve bu oyunlara gelmeyiz; şiddet nedir bilmeyiz.
Küfredenler, istediğiniz kadar küfredin. Küfür nedir bilmeyiz. Tek işimiz Beşiktaş'ımıza gönül vermek. Biz herhangi bir partinin kurduğu taraftar oluşumu değiliz. Tribünde siyaset istemiyoruz.
"
Bence anahtar cümle: "Tribünde siyaset." Maç oynanırken, "Her yer Gezi, her yer direniş" diye bağıran grup, tribüne siyaset sokmuş oluyor.
Özellikle, 1453 Kartallarının paylaştığı bir tweet, komplonun işareti olarak takdim ediliyor: "1453 Kartalları susan, oturan ya da maçta çekirdek yiyenlerin oluşturduğu bir platform değildir.
Bugün gelin izleyin bizi anlayacaksınız.
" "Bizi izleyin" komutu, olayların bu grup tarafından tahrik edildiğinin delili sayılıyor. 1453 Kartalları bu iddiaya cevap veriyor: "Bizi takip edin derken neyi kastetmiştik? İstedik ki gerçek taraftarlık nedir öğrenin. 90 dakika susmadan destek vermek nedir öğrenin. Dün akşam sahaya inenlerin bizimle ya da Beşiktaş'la âlâkası yoktur. 'Sizdiniz' deyince biz olmuyoruz otomatik olarak.
Yormayın kendinizi.
"

***

1) Spora siyasi bir görüş yansırsa, bunun karşı düşüncesi de ardından gelir. Beşiktaş-
Galatasaray maçı "Her yer Gezi, her yer direniş" diye slogan atmanın yeri mi? Zaten, tribündeki kavga da bu yüzden çıktı.
2) Çarşı'yı itibarsızlaştırmak amacıyla, iktidarın tuzak kurduğu düşüncesine katılmıyorum.
Aksine olaylar, Çarşı grubuna mağduriyet gömleği giydirirken, hükümeti zor durumda bıraktı.
3) Olimpiyat stadının büyüklüğü, 70 bin seyircinin mevcudiyeti, güvenlik önlemlerinin yetersizliği, kimin hangi koltukta oturduğunun, yerler numaralı olmaması sebebiyle bilinmemesi, hadiselerin gelişmesine zemin hazırladı.
4) Eski Beşiktaş yöneticisi Emir Tamer, "En ağır yenilgi alınan maçlarda bile taraftar sahaya girmedi.
Failler, Beşiktaş kimliği taşımayan provokatörler olabilir. Muhtemelen amaç, polisi tahrik edip, olayların büyümesini sağlamaktı. Ama polis, özenli davrandı. Sadece, oyunculara giden tüneli kapatmakla yetindi
" diyor.
5) 5 bin bilet dağıtılması meselesini, Beşiktaş Başkanı Fikret Orman'la konuştum. İddiayı reddediyor. Her 250 liralık alışveriş yapana 1 bilet verildiğini ama alışveriş yapan kişinin isminin ve adresinin kayıtlara geçtiğini söylüyor. Ayrıca sahaya inen 66 kişiyi polis gözaltına aldı; herhalde kimliklerini de tespit etti. Bunların kimliği her halükârda ortaya çıkacaktır.
Savsaklanmadan sonuç hemen herkesle paylaşılmalıdır.
***

Koca bir camianın karşılıklı siyasi husumet cephelerine bölünmesi çok üzücü. "İktidarın komplosu" kolaycılığına kaçmak yerine, Gezi'yi her an istismar etme eğiliminde olanların özeleştiri yapması gerekmez mi?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA